Anayasa Mahkemesi, ‘Barış Pınarı’ saldırılarına karşı Adalet Bakanlığı’na dilekçe veren tutsaklara disiplin cezası verilmesine ‘ifade özgürlüğü ihlali’ kararı verdi
İzmir 3 Nolu T Tipi Kapalı Cezaevi’ndeki 54 tutsak, Türkiye’nin Kuzey ve Doğu Suriye’ye dönük 9 Ekim 2019’da başlattığı saldırıların durdurulması için Adalet Bakanlığı’na dilekçe vermişti. Cezaevi idaresi, bunun üzerine tutsaklar hakkında disiplin soruşturması başlatmış ve 11 gün hücre cezası vermişti.
İnfaz hakimliği reddetti
Tutsaklar, haklarında verilen cezaya dair İzmir İnfaz Hakimliği’ne başvurdu. Hakimlik, dilekçede yer alan ifadelerin disiplin suçunu oluşturacak nitelikte olduğunu ileri sürerek, başvuruyu reddetti. Tutsakların Karşıyaka 1. Ağır Ceza Mahkemesi’ne yaptığı başvuru da reddedildi.
İfade özgürlüğü ihlali
Tutsaklar, ifade özgürlüğünün ihlal edildiği gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) bireysel başvuruda bulundu. AYM, başvuruları birleştirerek, ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine karar verdi. AYM, ayrıca tutsaklara manevi tazminat verilmesine hükmetti.
‘Cezaevi’nin dilekçeye işlem yetkisi yok’
AYM kararında şu ifadelere yer verildi: “Ceza İnfaz Kurumu’nun söz konusu dilekçelere içerik bakımından bir denetim yapmaması ve dilekçeleri ilgili kurumlara göndermesi gerekmektedir. Söz konusu mevzuat gereğince Ceza İnfaz Kurumu’nun dilekçeyi okumaya yetkisi olmadığı gibi dilekçeleri okuduktan sonra içeriğe yönelik olarak bir işlem yapmaya da yetkisi yoktur. Ancak somut olayda Ceza İnfaz Kurumu 5275 sayılı Kanun’un 68’inci maddesinin (4) numaralı fıkrasının açık hükmüne ve yetkisi olmamasına rağmen başvurucuların resmi makamlara gönderdiği dilekçeleri denetlemiş, buna bağlı olarak başvurucular hakkında disiplin cezası uygulamıştır. Bu durumda başvurucuların resmi makamlara yazdığı dilekçeleri kanunun emredici hükmüne aykırı olarak denetleyerek içeriği nedeniyle başvuruculara disiplin cezası uygulanmasının kanunla sınırlama ölçütünü karşılamadığı sonucuna ulaşılmıştır.”
Dilekçenin içeriği
Tutsakların Adalet Bakanlığı’na gönderdikleri dilekçede şu ifadelere yer verilmişti: “AKP-MHP iktidarı tüm iç ve dış politikasını ‘Kürt karşıtı’ bir eksene oturtmuş, varlığını bu çözümsüzlük siyaseti üzerine inşa etmiştir. Kürt varlığına yönelik kültürel ve fiziki soykırım politikasında ısrar etmesi ülkemizi ve coğrafyamızı felakete sürüklemiştir. T.C. Kürt halkına yönelik soykırım politikasına son vermelidir. Kürt sorunun çözümü için hiç kimse Sayın Abdullah Öcalan kadar çaba sarf etmemiştir. Biz aşağıda imzası bulunanlar olarak ‘Barış Pınarı’ olarak başlatmış olduğunuz saldırıyı kınıyor ve durdurmanızı istiyoruz. Kürt halkına karşı soykırımcı uygulamalarına son verilmesi çağrısında bulunuyoruz.”
ANKARA