Kırıkkale F Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutulan müvekkilleri Orhan Namlı, Deniz Biter ve Mehmet Özdemir ile 19 Kasım tarihinde görüşmeye giden avukat Ayşegül Çağatay, cezaevinde tanıklık ettiği işkenceyi anlattı. Hastane sevkleri yapıldığında tutuklulara hücre tipi ring araçları ve kelepçeli muayene dayatıldığını kaydeden Çağatay, “Doktor kelepçeyi açtırmak istediğinde eşlik eden jandarma tutanak tutacağını söyleyerek buna engel olmaktadır. Bu açıkça insan haklarına ve İstanbul Protokolü’ne aykırı bir durumdur” dedi. Tutukluların bu uygulamaları protesto etmek amacıyla 13 Kasım’dan bu yana koğuşlardan her çıkışlarında tedavi hakkı ve yayın hakkı talebiyle oturma eylemi başlattığını aktaran Çağatay, “Müvekkilimin kolları ters bükülerek, ağzı ve burnu kapatılıp nefessiz bırakılarak hücresine götürülmüştür. Onun bu şekilde sürüklenerek getirilmesine tepki gösteren hücre arkadaşları da gardiyanlar tarafından elleri arkadan ters kelepçeli ve ayakları da kelepçeli biçimde süngerli odaya götürülüp, yaklaşık 3 saat orada kelepçeli tutulmuşlardır.”
‘Doktor görmezden geldi’
13 Kasım tarihinde yine Cankat Özen ve Mehmet Tunçay isimli tutukluların da oturma eylemi yaptıkları sırada gardiyanlar tarafından darp edildiğini anlatan Çağatay, “Bu saldırıdan kaynaklı vücutlarında oluşan darp izlerini rapor altına aldırmak istemişler olayın hemen üzerine revire çıkarılmaları gerekirken 15 Kasım’da revire çıkarılmışlardır. Revirde görev yapan doktor vücutlarındaki izleri görmezden gelerek hiçbirini kayda geçmemiş ve müvekkilleri adli rapor almak üzere hastaneye sevk etmemiştir. Revir dönüşünde müvekkiller saldırıya uğramışlardır” diye konuştu.
‘İşkence sesleri geldi’
Cezaevine gidip müvekkilleri ile görüştüğünü belirten Çağatay, “Bana cezaevi uygulamalarını protesto etmek için görüş sonrasında oturma eylemi yapacaklarını ve haklarına dair taleplerini bağıracaklarını, işkence olduğu takdirde ise işkenceye dair slogan atacaklarını söylediler. İlk iki müvekkilimden sadece taleplerini dile getiren sesler duydum. Sonraki müvekkilim ile görüşmem sona erdikten sonra ‘Tedavi hakkımız engellenemez, kitap yayın hakkımız engellenemez’ sloganı atan müvekkilimin sesi haykırış halini almış ve attığı sloganlar değişmiştir. Müvekkilim ‘İnsanlık onuru işkenceyi yenecek’ şeklinde slogan atmaya başlamıştır. Bunun üzerine hemen avukat görüş odasından çıkarak kurumdaki nöbetçi amir ile görüşmeyi talep etmem üzerine ikinci müdürü ile görüştüm. Ancak bir işlem yapılmadı. Sonrasında görüştüğüm müvekkilim Mehmet Özdemir ve Deniz Biter’in de aynı şekilde işkence edilme seslerine şahitlik ettim” dedi. Çağatay, “Avukatın olduğu bir ortamda tutsaklara bunları yapanlar kameranın ve avukatın olmadığı yerlerde neler yapmazlar ki” diye sordu.
ANKARA