HDP’li Selçuk Mızraklı, tecride karşı açlık grevi başlatan Leyla Güven’in eyleminin esasında bir çığlık olduğunu belirterek, “Özgürlüklerin önündeki engellerin kaldırılması, adalet, demokrasi ve eşitlik için tecridin kırılması gerekir” dedi.
Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hakkari Milletvekili Leyla Güven, PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki ağırlaştırılmış tecridin kaldırılması talebiyle tutuklu bulunduğu Diyarbakır E Tipi Cezaevi’nde başlatmış olduğu süresiz-dönüşümsüz açlık grevi eylemi 25’inci gününe ulaştı. Aynı talepler doğrultusunda Türkiye ve bölge cezaevlerindeki siyasi tutukluların 27 Kasım’da başlattığı süresiz-dönüşümlü açlık grevi eylemi ise 6’ncı gününde.
HDP Diyarbakır Milletvekili Selçuk Mızraklı, Güven ile siyasi tutukluların başlatmış olduğu açlık grevi eylemlerini Mezopotamya Ajansı’na (MA) değerlendirdi.
‘Tecridin kırılması gerekir’
Güven’in tutsak edildiğini ve bununla da anayasal suç işlendiğini belirten Mızraklı, “Tek adam rejimi, Kürt sorununu görmezden geliyor. Başka bir deyimle rejim, Kürt sorununun tutsağı durumundadır. Kürtleri tutsak edeyim derken, kendi ayağı dolanmış ve kendisini tutsak etmiştir” dedi.
Çözüm sürecinde derinleştirilmek istenen barışın, iktidarın masayı devirmesiyle sona erdiğini hatırlatan Mızraklı, “Bu durum da sistemi zora sokmuştur ve ülkede yaşanan krizin de ebesi olmuştur” diye konuştu. Öcalan üzerinde yürütülen tecride dikkat çeken Mızraklı, tecridin kırılması için verilen mücadelenin ise özü itibariyle barış mücadelesi olduğunu vurgulayarak, “Özgürlüklerin önündeki engellerin kaldırılması, adalet, demokrasi ve eşitlik için tecridin kırılması gerekir” şeklinde konuştu.
‘AKP bataklığa girmiştir’
Güven’in başlatmış olduğu eylemle topluma önemli bir mesajı verdiğini belirten Mızraklı, bundan kaynaklı da HDP’nin Güven’in eylemini sahiplendiğini ifade etti. AKP’yi “Erdoğan Partisi” olarak tanımlayan Mızraklı, “O parti artık bataklığa girmiştir. Bu bataklığın içinde her hareket ettiği anda da kendisini daha fazla bataklığa sokmaktadır. Tek adamın kararlarına bağlanmış olan bir ülke geleceği de Türkiye’yi her zaman açmaza ve zora sokmaktadır” diye konuştu.
‘Sağlığı kötü sona varmadan…’
Güven’in başlatmış olduğu eylemin daha kamusallaşması gerektiğini kaydeden Mızraklı, bunun için de HDP’nin yaptığı ve yapacağı açlık grevi eylemlerine dikkat çekti. Kürt sorununun çözümü konusunda insanların bedenlerini ölüme yatırdığını vurgulayan Mızraklı, “Bu sorunun çözümü konusunda ahdetmiş insanların kararlı bir tutumu olarak görülmelidir” şeklinde konuştu. Güven’in sağlık sorunlarına ilişkin de konuşan Mızraklı, “Güven’in hipofiz bezinde tümörü var. Sağlık sorunları var. Bunların bilincindedir. Her uzayan gün onun sağlığı açısından bir tehdit oluşturuyor” diyerek, Güven’in sağlığının kötü bir sona varmadan taleplerin karşılanması gerektiğini vurguladı.
‘Esasında bir çığlıktır’
Tecridin kırılması için toplumda yaşayan her bireye sorumluluk düştüğünü belirten Mızraklı, “Güven’in başlatmış olduğu eylem esasında bir çığlıktır. Bu çığlığa kulakları tıkamamak, gözleri açmak ve yürekten ona cevap vermek gerekiyor” sözlerini kaydetti. Kürt sorunun çözümünün artık elzem olduğunu vurgulayan Mızraklı, “Bu elzem problemin en önemli anahtarlarının başında da Sayın Öcalan üzerindeki tecridin bir an önce sonlandırılması ve oradan nitelikli siyasal çözüme dönük adımların atılmasıdır. Türkiye halkları açısından havanın berraklaşması ve karanlığın yerine aydınlığın almasını sağlayabilir. Zor ve karanlık bir dönemden geçiyoruz. Aydınlığa bir pencere açmak gerekir. Tecridi ortadan kaldırmak gerekiyor” ifadelerini kullandı.