Erkek egemenliğe karşı kilamlarıyla direnen Pirsûs’lu dengbêj Feryal Gökkan, ‘Eyşe Şan ve Meryemxan’ın kilamları ile büyüdüm. Sürekli onları dinliyordum, kendime örnek alıyordum’ dedi
Sistemin kadınlara biçtiği rollere karşı kadınlar tarihten bu yana farklı mücadele türleri ile kendi varlıklarını korumaya çalışıyorlar. Kadınların yok sayıldığı alanların başında gelen kültür-sanat alanında kadınlar, kendi öz kimlikleri ve varlıkları ile sahada olmanın çabası içerisinde. Dengbêjlik kültürü, her ne kadar erk sistemle özdeşleştirilmeye çalışılsa da öncü Kürt kadın dengbêjlerin varlığı son yıllarda daha çok görünür olmaya başladı.
Riha’nın (Urfa) Pirsûs (Suruç) ilçesinde yaşayan Feryal Gökkan da kadın dengbêjlerden yalnızca biri. Gökkan, toplumsal cinsiyet eşitsizliğine karşı seslendirdiği kilamlarla ses olmaya çalışıyor. Öte yandan daha küçük yaşata iken kendisinden 27 yaş büyük olan erkeğin soyadını resmi kurumlar dışında kullanmayarak, var olan erkek egemen sisteme karşı duruyor.
Gökkan dengbêjlik yaşamını ve erkek egemen sistemin kodlarını nasıl yıktığına dair Jinnews’ten Derya Ren’e anlattı.
Feodal bir ailede büyüdüğünü söyleyen Gökkan, 16 yaşındayken kuma olarak kendisinden 27 yaş büyük biriyle evlendirildiğini belirtti. Gökkan, “Adamın 6 tane çocuğu vardı. O çocukların bakımıyla ben ilgileniyordum. Evlenmeden önce çok fazla hayalim vardı. Kendimi erken yaşlarda tanımaya başlamama rağmen bir şeyler yapamadım. Genel olarak kadınların üzerinde erkeklerin baskısı çok fazla. Ben de kadınların bu durumu karşısında bir örnek olmak istedim. Daha sonra 3 çocuğum oldu. Sürekli radyo dinliyordum. Ve kendimi onların yerine koyuyordum. Kadın mücadelesini tanımayı çok istiyordum. Ama hep önüme bir engel çıkıyordu. Ama çocuklarımı büyütür büyütmez kadın mücadelesi içerisine girmek için kimi adımlar attım” diye ekledi.
‘Ev mezar gibiydi’
1990 yılında evlendirildiğini ancak hiçbir zaman evliliği kabul edemediğini ifade eden Gökkan, “Eyşe Şan ve Meryemxan’ın kilamları ile büyüdüm. Sürekli onları dinliyordum. Adeta onların sesine aşık olmuştum, kendime örnek alıyordum. Evde iş yaptığım zaman sürekli dinliyordum. Evlendiğimde gittiğim ev benim için bir mezar gibiydi. Kendimi o ortamdan uzaklaştırmak için sürekli şarkılar söylüyordum. Şarkı söylememe evli olduğum erkek ve ailesi karşı çıkıyordu, ayıp görüyorlardı. Engel olmaya çalışıyorlardı. Partiye gidip geldiğimde her seferinde sorun çıkarıyorlardı. Ancak ben hiçbir zaman pes etmedim” diye konuştu.
‘Çocuklarımın önünü açtım’
Gökkan, bir kadın olarak mücadele ederken, çok farklı zorluklardan geçtiğinin altını çizerek, şunları söyledi: “Kendim herhangi bir grup ya da sahnede yer alamadığımdan kaynaklı çocuklarımı öyle yetiştirmeye çalıştım. Onlara saz, gitar ve erbane aldım ve onların benim yapamadığımı yapmalarının önünü açmaya çalıştım. Ben onlara şarkılar söylüyordum, onlar da çalıyorlardı. Şimdi her üçü çalabiliyorlar. Ben de 8 Mart etkinliklerinde kadınlara şarkılar söylüyorum.”
8 ay tutsak kaldı
2023 yılında parti çalışmalarından kaynaklı tutuklandığını ve 8 ay tutsak kaldığını hatırlatan Gökkan, “Zindanda da arkadaşlara şarkılar söylüyordum. Morallerini yükseltmeye çalışıyordum. Cezaevinde kendi kendimize güç vermeye çalışıyorduk” diye kaydetti.
RİHA