Kürt sorununun çözümü için iktidarın mevcut tutumundan vazgeçmesi gerektiğini belirten Gazeteci Mehmet Altan, ‘Muhatabım kimse kim ‘Ben onun dışında muhatap oluşturacağım’ kurnazlığıyla olmaz. Bu işin gereği hukuk devleti ve demokrasidir’ dedi
Ortadoğu’da yaşanan savaş ve sıcak çatışma ortamı Türkiye siyasetini de hareketlendirdi. Kürt sorununun çözümüne dair son süreçte özellikle iktidar ve muhalefet kanadından yapılan açıklamalar, “yeni süreç” tartışmalarını da beraberinde getirdi. MHP Lideri Devlet Bahçeli, partisinin Meclis grup toplantısında, PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın “tecridin kaldırılması ve umut hakkının kullanılması” için Meclis’e gelerek, “örgütün lağvedilmesini” söylemesi gerektiği şartını koşarak, “Adres İmralı’dan DEM’e uzansın” dedi. Bahçeli’nin açıklamalardan sonra başlayan tartışmalar yoğunlaşırken, İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi’nde ağır tecrit altında tutulan Abdullah Öcalan, 43 ay sonra Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Riha Milletvekili Ömer Öcalan ile önceki gün görüştü.
Gazeteci-yazar Mehmet Altan, Kürt sorununun çözümü noktasında ortaya çıkan son gelişmelere ilişkin Mezopotamya Ajansı’ndan (MA) İbrahim Irmak’a değerlendirmelerde bulundu.
‘Dış dünyanın dayatmaları var’
Kürt sorununun çözümü konusunda son dönemde yaşanan gelişmelerin olumlu olmakla beraber sürece temkinli yaklaşılması gerektiğini ifade eden Altan, “Şimdi bu çözüm konusunda da ‘ben değişmeyeyim, sonunda kendimi yontayım ama anlaşalım’ gibi bir tavır görüyorum. Peki bundan vazgeçmeleri mümkün mü? Bugüne kadar ki uygulamalarına baktığımızda sanmıyorum ama dış dünyanın da dayatmaları var” dedi.
‘Devlet zihniyetinin değişmesi gerekiyor’
Kürt sorununun çözümü konusunda siyaseten ortaya çıkan tablonun bölgede yaşanan gelişmelerle doğrudan bağlantılı olduğunu söyleyen Altan, Türkiye için iç ve dış politikada bir sıkışmışlık hali olduğunu ifade etti.
Kürt sorunun çözülmesi için devlet zihniyetinin değişmesi gerektiğini ifade eden Altan, “Bu işi çözmeyince yerellikten evrensel hale gelir. Bölgede de fiili hale geldi. Mesela Suriye’de Rusya ve ABD bir anayasa sürecinde anlaşırlarsa ve orada da bir Rojava Federasyonu hayata geçiyorsa Türkiye bu süreçte bu tavrıyla buna müdahil olamaz. Yani bu sürecin bir parçası haline gelemez. Dolayısıyla bir sıkışıklık var” dedi.
‘Deneyimlerden ders çıkarmak lazım’
Kürt sorununun olası çözümü karşısında geçmiş dönemlerdeki yaşanan deneyimlerden ders çıkarılması gerektiğini söyleyen Altan, “Olumlu olarak değişen bir şey var ama bu temkinin gerçekten inançlı ve umutlu bir hale gelmesi için ilk olarak evrensel hukuk kurallarının nasıl işletileceğini görmek lazım. Yüzyıldır sorunlarını çözememiş, yüzyıldır demokratikleşememiş bir cumhuriyette bu süreç bu açıdan önemlidir. Bir şeyler oluyor ama büyük bir temkinle yurtdışındaki gelişmelerle başa çıkılamadığı için çok büyük bir sıkışıklık var” diye konuştu.
‘İktidar kurnazlığı bırakmalı’
Yapılan açıklamaların yanı sıra iktidar kanadının çözüm karşısında tek taraflı bir tutum sergilediğine dikkat çeken Altan, gerçek bir çözüm için iktidarın mevcut tutumundan vazgeçmesi gerektiğine işaret etti.
Altan, “Kavga edilenle barışılır, ben kendi kendime barışamam. O zaman kavga ettiğimi dinlemeden yahut muhatabım kimse kim ‘ben onun dışında muhatap oluşturacağım’ kurnazlığıyla olmaz . Bu işin gereği hukuk devleti ve demokrasidir. AB standartlarıdır” dedi.
AYM ve AİHM kararlarının uygulanmayışına işaret eden Altan “Bütün cezaevlerinde bir infaz yasası belası var. İnsan temel hakları üzerinden infaz yasası mahkumun kimliğine bakmaz ve herkese eşit uygulanır ama bugün ki siyasal iktidar infaz yasasını infaz etti. Cezaevlerinde birçok hasta tutuklu var. Bu kişi çıkmadan Kürt sorunu hallolur mu?” diye sordu.
‘Umutluyuz’
Altan, Kürt sorunuyla beraber ülkede yaşanan tüm sorunların asıl çözümünün mevcut iktidar yapısının değişimiyle sağlanabileceğini ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Gerçekten evrensel hukuku, temel hak ve özgürlükleri olan demokratik bir devletin yapması gerekenleri yapacak mısınız yoksa eski reflekslerle işler sıkıştığı için yeniden oldu gibi mi yapacaksınız?
Altan sözlerini şöyle sonlandırdı: “Umutluyuz, bir değişiklik var ama bu sefer aynı tuzağa düşmeden ve bir siyasi ikbal ve dış dayatma mecburiyetinde kalan birisinin çaresizliği içerisinde ipleri kaçırmadan gerçek bir hukuku, demokrasiyi oluşturmadan bu işlerin çözülemeyeceğinin de altını çizmek lazım.”
HABER MERKEZİ