Hakkında tahliye kararı verildiği gün şüpheli şekilde hayatını kaybeden Serhat Temizer’in avukatı Metin Adıyaman, ölüme götüren bir süreç işletildiğini belirtti. Adıyaman, hasta tutsakların durumunun gündem olması gerektiğini dile getirdi
2017 yılında tutuklanan ve 7 Kasım 2019’da tahliye edilen Serhat Temizer, 6 Mart 2021’de yeniden tutuklandı. “Devletin birlik ve bütünlüğünü bozmak” iddiasıyla tutuklanan Temizer’in 18 Ekim’de karar duruşması görüldü. 22 yaşındaki epilepsi hastası Temizer, duruşma için tutulduğu Erzurum Dumlu 2’Nolu Kapalı Cezaevi’nden Colemêrg’e (Hakkari) getirildi. Hakkari 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada, “suça sürüklenen çocuk” kapsamında “örgüt üyeliğinden” 4 yıl 3 ay hapis cezası verildi. Temizer hakkında “uzun tutukluluk” gerekçesiyle aynı zamanda tahliye kararı verildi.
Ölüm nedeni belirtilmedi
Temizer, tahliye kararı sonrası götürüldüğü Van F Tipi Kapalı Cezaevi’nde 19 Ekim’de şüpheli bir şekilde hayatını kaybetti. Cezaevi idaresi, Temizer’in fenalaştıktan sonra hayatını kaybettiğini iddia etti. Adli Tıp Kurumu’nda yapılan ön otopside ölüm nedeni belirlenemedi.
Geri götürülmesinin yasal dayanağı yok
Temizer’in ölüme götüren süreci değerlendiren avukatı Metin Adıyaman, mahkeme bir tutsak hakkında tahliye kararı verdiği andan itibaren bulunduğu yerde serbest bırakılması gerektiğini söyledi. Adıyaman, “Özgürlük ve güvenlik hakkı istisna tanımayan bir haktır. Hiçbir şekilde müdahale edilemez ve müdahale edildiğine suç olur. Bu cezaevinin iç işleyişi bağlamamaktadır. Bu gerekçeyle insanlar özgürlüklerinden yoksun bırakılamaz. Erzurum Cezaevi’nden getirildi ve mahkeme tahliye kararı veriyor. Tekrardan cezaevine götürülmesi yasal dayanağı yoktur” dedi.
Ölüme sebebiyet verildi
Temizer’in 15 yaşında tutuklandığını ve birçok işkenceye maruz kaldığını dile getiren Adıyaman, işkenceye maruz kaldığında birçok epilepsi krizi geçirdiğinin altını çizdi. Birçok kez müvekkili için “cezaevinde kalamaz” raporu için başvuru yaptıklarına değinen Adıyaman, müvekkilinin 2018’de Adli Tıp Kurumu (ATK) epilepsi hastası olduğuna dair rapor verildiğini belirtti. Adıyaman, “Raporda, Serhat’ın cezaevinde kalması halinde de kontrol altında tutulması gerektiğini belirtmiş. Çünkü ne zaman nöbet krizi geçireceği belli değil. Tek başına olduğunda ve kriz geçirdiğinde idareye ya da başka birine ulaşma imkanı da yok. Bu nedenle tek hücrede tutulması ölümüne sebebiyet vermişti” diye konuştu.
Hasta tutsakların durumu gündem olmalı
Hasta tutsakların toplumun vicdanını yaralayan bir konumda olduğunu vurgulayan Adıyaman, hasta tutsakların amasız, fakatsız tahliye edilmesi gerektiğini vurguladı. Cezaevlerinde tedaviye erişim için yasal düzenlemelerin yapılması gerektiğini söyleyen Adıyaman, “Geride bıraktığımız ‘Çözüm Süreci’nde önemli konulardan biri de hasta tutsakların durumuydu. Yeteri kadar gündem olmadığı gibi iktidarda bir çözüm için yasal bir düzenleme yapıldı. O günden bu yana hasta tutsaklar gündemde ve toplumu yaralanan bir konudur” diye belirtti.
Çözüm bulunmalı
ATK’nin işlevli hale gelmesi yönünde çağrıda bulunan Adıyaman, şunları söyledi: “ATK bir yargılama yeri değildir. ATK hastalığı tedavi eder. Ancak ATK birçok hastaya ‘cezaevinde kalabilir’ raporu veriyor. Yargı da bu kararları esas alarak tahliyelerin önünü kapatmaktadır. Eğer mahkeme, ATK’nin verdiği epilepsi raporunu dikkate alınsaydı Serhat tutuklanmayacaktı. Serhat’ı ölüme götüren bir süreç işlendi. Bu konudaki birinci dereceden sorumlu tahliye olmasına rağmen tahliye etmeyen savcıdır. Serhat’ı tek kişilik hücreye koyan cezaevi idaresidir, kolluk görevlisidir. Hasta tutsak meselesi çözülmezse daha fazla ölümler yaşanır.”
Haber: Mehmet Güleş / MA