Yeni seçilen Amed Baro Başkanı Abdulkadir Güleç, ‘umut hakkı’ ve son gelişmelere yaptığı değerlendirmelerde, ‘Aktörlerin kendi taleplerini ve soruna dair çözüm önerilerini rahatlıkla sunabileceği olanaklar da sağlanmalıdır. Üzerimize düşenleri yerine getirmeye hazırız’ dedi
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin grup toplantısında PKK Lideri Abdullah Öcalan’a dair “umut hakkı”ndan bahsetmesi üzerine toplumda hukuki bir tartışma başlarken, gelişmelerin nereye varacağı ise merak konusu.
Bahçeli’nin açıklamaları sonrası yeniden gündeme gelen “Umut hakkı”, bir tutsağın şartlı salıverilme hakkına sahip olmaksızın ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkum edilmesidir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), 2014 yılında Abdullah Öcalan’ın “umut hakkı” dair “ihlal” kararı verdi. Türkiye, 10 yıldır bu konuda herhangi bir adım atmıyor.
Yeni seçilen Amed Barosu Başkanı Abdulkadir Güleç, Bahçeli’nin açıklamaları ve “umut hakkı” gündemini değerlendirdi.
Siyasette yeni bir sürecin ilk evresinin yaşandığına dikkati çeken Güleç, Bahçeli’nin grup toplantısında PKK Lideri Abdullah Öcalan’ı kastederek “umut hakkı”nı vurgulamasının önemli olduğunu söyledi.
Çözüm için bir adım olabilir
AİHM’nin verdiği “ihlal” kararlarına dikkati çeken Güleç, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) 3’üncü maddesinin birlikte değerlendirilip yaşam hakkı ihlali tespitinde bulunduğunu söyledi. Öcalan-Türkiye, Kaytan-Türkiye kararlarında bunların olduğunu ifade eden Güleç, “Devlet Bahçeli’nin buna atıf yapması çok önemli. AİHM’in de tespit ettiği ihlali bir siyasi parti genel başkanı tarafından dillendirilmesi iyidir. Kürt sorunu bugüne kadar hep güvenlik tedbiri ve şiddetle çözülmek istendi. Bu politikanın son bulması, Kürt sorunun demokratik ve barışçıl yöntemlerle çözümü için bu bir adım olabilir. Evrensel hukuk normlarına göre ‘umut hakkı’ önemli bir haktır. AİHM de Sayın Öcalan için bu kararı vermiştir. Sayın Devlet Bahçeli’nin de bunu dile getirmesi oldukça önemlidir” şeklinde konuştu.
Görüşmeler gerçekleştirilmeli
Amed Barosu’nun Türkiye Barolar Birliği (TBB) ve Adalet Bakanlığı’na Abdullah Öcalan ile görüşmek için yaptığı başvurulara da henüz bir yanıt verilmediğini belirten Güleç, “Geçmişte ‘koster bozuk’ gerekçesiyle şimdi de ‘disiplin cezaları’ gerekçe gösterilerek 4 yıldan uzun bir süredir İmralı’da tutulan mahpuslar aileleri ve avukatlarıyla görüşme imkanına kavuşmadılar. Normal bir mahpusun sahip olduğu temel hakların tamamı İmralı Cezaevi uygulamasında da esas alınır ve görüşmeler gerçekleştirilir. İmralı’da uygulanan politikanın değişmesiyle birlikte Türkiye iç barışına ve toplumsal barışına hizmet edecek politikalar devreye girer. Amed Barosu olarak da üzerimize düşenleri yerine getirmeye hazırız” dedi.
Toplumsal kesimlere başvurulmalı
Kürt sorununun çözümü için tüm aktörlerin bu sürece dahil edilmesi gerektiğini ifade eden Güleç, aksi halde bunun sekteye uğrama ihtimalinin yüksek olduğunu kaydetti. Güleç, “Öncelikle bütün toplumsal kesimlerin fikirlerine başvurulması gerekiyor. Aktörlerin kendi taleplerini ve soruna dair çözüm önerilerini rahatlıkla sunabileceği olanaklar da sağlanmalıdır. Yeni anayasa da tartışılıyor. Meclis’teki ve Meclis dışındaki bütün siyasi parti ve gruplar bunda etkin rol oynamalıdır. Bütün aktörlerin hukuken güvence altına alınması gerekiyor. Hukuki önlemler alınmalı ve gerekli yasal düzenlemeler yapılmalıdır” ifadelerini kullandı.
Haber: Müjdat Can / MA