Amed’de son yıllarda petrol aramak için başlayan doğa yıkımı Pasur ilçesinde devam ediyor. Sondaj alanına gidecek yol için binlerce ağacın kesildiği ilçede halk, ‘Topraklarımızı bırakmayacağız’ diyor
Son 5 yıldır Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) tarafından Şirnex Gabar Dağı’nda yoğunlaşan ve Amed’in Hezro, Farqîn, Licê ilçelerinde yayılmaya başlayan petrol arama ve çıkarma çalışmasına Pasur (Kulp) ilçesi de eklendi. Kentte, petrol araması adına tam bir doğa talanı gerçekleştiriliyor. Amed Barosu ve sivil toplum örgütlerinin 26 Nisan 2024 tarihinde yaptıkları açıklamada, son 5 yılda Amed’de 200’den fazla petrol arama ve çıkarma saha faaliyetinin gerçekleştiği, arama sahalarının kentin tarım arazileri, mera ve ormanlık alanları üzerinde yapıldığı ve son 5 yılda petrol arama, çıkarma faaliyetleri nedeniyle tarımsal alan kaybının 35 bin hektar olduğu belirtilmişti.
‘Çalışma ağaç katliamına dönüştü’
Pasur ilçesinde büyük bir tarım arazisini kapsayacak olan petrol araması için yol yapımı başlatıldı. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın ‘Çıralı 2B projesi’ adı verdiği proje kapsamında çok sayıda alanda sismik arama ile petrol sondajı kurulacak. Bölge halkı yaşanan doğa talanına tepki göstererek, petrol arama ile birlikte bölgeye yeni karakol noktalarının kurulacağından duydukları endişeyi de dile getirdi. Pasur ilçesinin Temiran (Demirli) Köyü’nde yol yapım adına yüzlerce ağacın kesimine başlandı, ilçede 20 alanda sondaj yapılacağı ve geçtiğimiz günlerde ilçe köylerinin muhtarları ile bir toplantı yapılıp, doğaya zarar verilmeyeceği iddia edildiği öğrenildi. Lis Dağı eteklerinde yapılan yol çalışması tüm hızıyla devam ederken, çalışma ağaç katliamına dönüşmüş durumda.
Ağaç kıyımına bakanlık onayı
Konuya dair görüştüğümüz şirket yetkilileri, ağaç kıyımının Tarım ve Orman Bakanlığı’nın izni ve onayı ile yapıldığını dile getirdi. Şirket yetkilileri, orman bakanlığından yetkililerin de bölgeye gelerek dosya numarası aldığını söylerken, yaşanan kıyıma tepki gösteren köylüler ise bakanlığın izni ile yapılan kesimin hukuksuz olduğuna dikkat çekti. Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Amed Şube Ekoloji Komisyonu ile Amed Barosu Çevre ve Kent Komisyonu’ndan bir heyet ise talanın yaşandığı bölgeye giderek kesimi yerinde inceledi. Köylülerle de görüşen hukukçular son yıllarda gelişen eko kırıma karşı halkın yanında olacaklarını dile getirdi.
‘Daha petrol çıkmadan zarar verdiler’
Hukukçular ayrıca petrol adı altında yapılan talana karşı hukuki süreç başlatacaklarını ve petrol projesinin de detaylarını öğrenerek sürecin takipçisi olacaklarını aktardı. Kesimin yaşandığı Temiran (Demirli) Köyü’ne bağlı Birazeyna Mezrası’nda yaşayan kadınlar ise ağaçların kesilmesine tepki gösterdi. Halkın bir araya gelerek, doğa talanına dur demesi gerektiğini belirten kadınlar, “Henüz petrol çalışması başlamadan bize, köyümüze ve hayvanlarımıza zarar verdiler” sözlerini kullandı. 1994 yılında köylerinin yakılması ile zorunlu göçe maruz bırakıldıklarını ve yıllar sonra dönerek yeni bir yaşam kurdukları köylerinde, yurttaşlar şimdi de eko kırım tehdidi ile karşı karşıya kalmış durumda.
‘Buradaki insanlar ayağa kalksın’
Köy sakinlerinden Remziye Bayram, “Talanı da bu petrolü de istemiyoruz. Bize sormadan haber dahi etmeden bu çalışmayı yürütüyorlar. Bir günde ormanda ağaç bırakmadılar. Bunu kabul etmiyoruz. Aç kala kala şimdi de bu topraklara sardılar. Ama biz ne topraklarımızı ne de ağaçlarımızı onlara bırakmayacağız. Burada ki insanlar da ayağa kalksın. Bu ağaçlar bu topraklar bizim dedemizden annemizden kalan topraklar. Buraları bu talancılara yem etmememiz gerekiyor. Petrol zarar vermeyecek diyorlar ama daha gelmeden bize zarar verdi. Hayvanlarımızın ve bizim yaşam kaynağımız olan ağaçları kesiyorlar. Zarar vere vere bizi köyümüzden atmak istiyorlar. Bunu kabul etmiyoruz. Ne olursa olsun buradayız. Bu projeyi de onaylamıyoruz” dedi.
‘Bu talana karşı olmalıyız’
Ardından konuşan Filiz Bayram ise tepkisini şu sözlerle dile getirdi:
“Bu talandan ve kırımdan başka bir şey değil. Yüzlerce ağaç kestiler hala da kesmeye devam ediyorlar. Bu ağaçlar kimsenin değil, ağaç da petrol de onlar için bahane, burayı uzun zamandır hedef alıyorlar. Bu dağda güvenlik amacıyla her şeyi yaparlar. Bizim petrolden haberimiz dahi yok. Olsa da biz istemiyoruz. Bu petrolle ne su kalır ne de verim. Bu talana karşı bir olmalıyız.” Son olarak konuşan Altun Ödemiş ise, “Buradaki kesimi, hayvanları otlatırken gördüm. Hayvanlarımı ve neden orada olduğumu sordular. Kendi köyümde bana bunları sordular. Biz kadınlar olarak bu petrolü de bu yolu da istemiyoruz. Buna karşı mücadele de edeceğiz. Köyümüzü ve buraları terk etmeye niyetimiz yok. Öncelikli talebimiz bu yolun durdurulması ve daha fazla ağacın kesilmemesi.”
Haber: Medine Mamedoğlu/JINHA