Silopiya’da konuşan siyasetçi Sebahat Tuncel, ‘13 Ekim’de halk Abdullah Öcalan’ın özgürlüğünün sağlanması ve Kürt sorununun çözümü için güçlü bir mesaj verdi. Bu talebi herkesin iyi görmesi gerekiyor,’ dedi
Şirnex’in Silopiya (Silopi) ilçesinde “Mahpusta Kadın Olmak Çalıştayı” kitabı için imza etkinliği düzenlendi. Silopiya Belediyesi’nin Ayşe Şan Dil, Kültür ve Sanat Merkezi’nde yapılan etkinliğe çok sayıda kişi katıldı. Etkinlikte sık sık “Jin, jiyan, azadî” ve “Bijî berxwedana zindanan” sloganları atıldı.
Demokrasi mücadelesinde yaşamını yitirenler için yapılan saygı duruşunun ardından Özgür Kadın Hareketi aktivisti Adalet Fidan’ın moderatörlüğünde bir söyleşi düzenlendi. Siyasetçiler Gülser Yıldırım, Sebahat Tuncel ve Çağlar Demirel söyleşide konuştu.
Yıldırım: Ağır bir tecrit var
Gülser Yıldırım, cezaevlerinde devam eden baskı ve tecrit politikalarına işaret ederek, “Kürt Halk Önderi Sayın Abdullah Öcalan üzerinde devam eden ağır bir tecrit politikası var. Aynı şekilde bu tecrit tüm siyasi tutsaklara uygulanıyor. Buradan Sayın Abdullah Öcalan’a selam gönderiyoruz” dedi. “Bijî Serok Apo” sloganıyla konuşması kesilen Yıldırım, cezaevlerinde büyük bir mücadelenin verildiğini kaydetti.
Demirel: Tutsaklarla dayanışmalıyız
Çağlar Demirel, kitabın konusu ve hazırlanış sürecine değindi. Hem cezaevinde hem de dışarıda tecrit politikasının devrede olduğunu kaydeden Demirel, “Tecrit politikasıyla Sayın Abdullah Öcalan’ı unutturmaya çalışıyorlar. Ancak Kürt halkı ve Sayın Öcalan’ın paradigmasını sahiplenenler, onun kitaplarını okuyarak mücadelelerini sürdürüyorlar. Şuanda bir çok yeni cezaevi yapmışlar. Resmen alfabede harf bırakmamışlar. Amaçları cezaevindeki arkadaşlarımızı yalnızlaştırmaktır. Buna karşı hepimiz cezaevlerinde tutsak edilen arkadaşlarımıza sahip çıkmalıyız. Dayanışma içerisinde olmalıyız” diye kaydetti.
Tuncel: 13 Ekim’deki mesaj iyi görülmeli
Sonrasında konuşan Sebahat Tuncel ise, Kürtlerin cezaevlerinde yürütülen politikalarla “terbiye” edilmeye çalışıldığını söyledi. Buna karşı mücadelenin sürdüğünü vurgulayan Tuncel, mücadelelerinin temel hedefinin Kürt halkının tanınması ve gasp edilen haklarının iadesinin sağlanması olduğunu vurguladı. İmralı tecridine dikkati çeken Tuncel, tecridin toplumun tüm kesimlerine yansıdığını kaydetti.
Tuncel, “Tecrit sadece Kürtlerin sorunu değil. Tüm demokratik kurumların, siyasi parti ve sosyalist hareketlerin tecride karşı çıkması gerekiyor. Eğer siz bir yerde hukuksuzluğa sessiz kalırsanız o hukuksuzluk bütün alanlara yayılır. Türkiye’deki barış orada kilitli. Sayın Abdullah Öcalan üzerinde devam eden tecrit, barışın, demokrasinin ve özgürlüğünde tecrit edilmesi anlamına geliyor. Bugün ülkede var olan ekonomik ve toplumsal krizlerin temelinde de bu tecrit politikası yer alıyor. Bugün yeni bir süreç tartışması yürütülüyor. Gerçekten somut bir şey var mı? Yok. Kürtler yüzyıldır çok deneyim kazandı. Gerçekten Kürt sorununun çözümü için bir adım atılacaksa bunu somutta görmek isteriz. Türkiye’nin ve Ortadoğu’daki gelişmeler barışı dayatıyor. Bizler barış istiyoruz, bunun için de mücadele ediyoruz. 13 Ekim’de halk yasaklama kararına rağmen Sayın Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğünün sağlanması ve Kürt sorunun çözümü için güçlü bir mesaj verdi. Bu talebin herkesin iyi görmesi gerekiyor. Kürt halkı kendi özgürlüğünü Sayın Abdullah Öcalan’ın özgürlüğünde görüyor” ifadelerini kullandı.
Söyleşi sonrası siyasetçiler “Mahpusta Kadın Olmak Çalıştayı” kitabını imzaladı.
ŞIRNEX