Amed’te polis ablukasına rağmen ‘Özgürlük Mitingi’ için birçok noktada binler bir araya geldi. Bazı yurttaşlar polise ‘Ne yaparsanız yapın bu halk yürüyecek. Engel olamazsınız,’ diyerek tepki gösterdi
Demokratik Kurumlar Platformu öncülüğünde “Komploya karşı direniyoruz, özgürlük için Amed’te buluşuyoruz” şiarıyla yapılacak miting öncesi Amed’in birçok noktası ablukaya alındı. İstasyon Meydanı başta olmak üzere kentin birçok cadde ve sokağı zırhlı araçlarla kapatıldı.
Ancak yurttaşlar, miting için birçok noktada toplanmaya başladı. DEM Parti milletvekillerinin de aralarında olduğu çok sayıda kişi, Amed’in Rezan (Bağlar) ilçesine bağlı Fatih Mahallesi’nde bulunan Göçmenler Caddesi’nde bir araya geldi. Kitle, buradan İstasyon Meydanı’na doğru yürüyüşe geçti. Polisler yürüyüşü engellemeye çalıştı. Kitleden bazı yurttaşlar, “Ne yaparsanız yapın bu halk yürüyecek. Engel olamazsınız” tepkisinde bulundu.
Yenişehir
Yine Ofis Semti’nde bulunan AZC Plaza önünde yurttaşlar bir araya gelmeye başladı. Milletvekilleri ve belediye eşbaşkanlarının da aralarında kitlenin burada açıklama yapması bekleniyor. DBP Eş Genel Başkanları Çiğdem Kılıçgün Uçar ve Keskin Bayındır ile DEM Parti Eş Genel Başkanları Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan da burada halkla buluştu.
Ofis Semti’ndeki toplanmaya; Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eşsözcüsü Cengiz Çiçek, Abdullah Öcalan’ın kardeşi Mehmet Öcalan da katıldı.
Rezan
Amed’in pek çok noktasını direniş alanına çeviren binlerce kişi polis ablukasına direnirken, gençler, Rezan (Bağlar) ilçesi sokaklarında “Bijî Serok Apo” sloganlarıyla yürüyüş düzenliyor.
Yol trafiğe kapatıldı
Rezan (Bağlar) ilçesinden kitleyle birlikte harekete geçen Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) milletvekilleri, polis tarafından engellendi. Polisin Cemiloğlu Caddesi’nde ablukaya aldığı DEM Parti milletvekilleri ve kitleye, çıkışlara izin verileceği söylenmesine rağmen saatlerce izin verilmedi. Bunun üzerine DEM Partili vekiller, araçlarını yola çekerek, oturma eylemi yaptı. Vekiller yolu trafiğe kapattı.
Öte yandan; Ofis Semti, Sûr ve Rezan ilçelerinin tüm noktalarında yürüyüş ve protesto eylemleri başladı. Sık sık “Bijî Serok Apo”, “Direne direne kazanacağız” ve “Bijî berxwedana İmralı” sloganları atılıyor.Kentin dört bir yanında bir araya gelen yurttaşlar, Ofis Semti’nde buluşmaya devam ediyor.
Sûr
Sûr ilçesinde ise yürüyüşe geçen gruba polis biber gazı ile müdahale etti. Ardından “Jin Jiyan Azadî, Bijî berxwedana zindana, Bijî Serok Apo” sloganları atan grubu ablukaya aldı. Burada konuşan DEM Parti İstanbul Milletvekili Çiçek Otlu, tecridin kırılması, şiddetin son bulması, Demokratik bir yaşam inşası, kadın katliamlarının son bulması ve barışın gelmesi için ablukaya rağmen yürüyeceklerini ifade etti. Grup, abluka içerisinde yürüyüş için bekliyor.
Uçar: Çözümün yolu İmralı’dan geçiyor
Binlerce kişiye seslenen Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Çiğdem Kılıçgün Uçar, Kürt sorununun çözümü için İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi’nde mutlak tecrit altında tutulan Abdullah Öcalan’a işaret etti.
‘Kürt sorunu, Kürtlerin inkar edilmesidir’
Tüm sorunların Kürt sorunundan kaynaklandığını dile getiren Uçar, açıklamasında şunlar öne çıktı:
“Bu kadar zaman geçti, iktidarlar değişti, Kürt sorununa dair projesi olan cesaretli iktidarlar olmadı. 9 Ekim uluslararası komplo da iki sistem savaşıydı. Başta Kürt halkının özgürlüğü olmak üzere Ortadoğu’daki bütün halkların özgür eşit yaşamını hedefleyen demokratik Ortadoğu projesiydi. Diğer proje hegemonik güçlerin önderliğini yaptığı Büyük Ortadoğu Projesi’ydi. Bu Kürt sorunu nedir? Her zaman söylüyoruz, anlayan var anlamayan var. Dinleyen var, dinlemeyen var. Kürt sorunu, Kürtlerin anavatanının parçalanarak, inkar edilmesi, toplumun gerçekliklerinin en derinden bölünerek, kendileri olmaktan çıkarılmasıdır.
Kürtlerin siyasi iradelerine ket vurularak, devletlerin inkar ve imha siyasetine boyun eğmeye zorlanmalarıdır. Kürt sorunu, Kürtlerin özgür yaşamama sorunudur. Ulus olmaktan çıkarılma sorunudur. Bu tespit, Kürt halkının önderi Sayın Öcalan’ın tespitidir. Kürt sorunu, ‘çözdük’ deyip, inkar edilen sorundur. Herkes duysun; Kür sorunu bir güvenlik sorunu değildir, bir demokrasi sorunudur ve özgürlükler sorunudur. Statü sorunudur. Kim çözecek bu sorunu? Korkmayın Sayın Öcalan’ın fikirlerinden, Sayın Öcalan’ın projesinden korkmayın. Ezilen halklara sunduğu özgürlük paradigmasından korkmayın.
Bugün bu irade, bu tablo size bir mesaj veriyor. Kaldırın bütün engellemeleri, tarihi bir sorumluluk alın. Önce Sayın Öcalan’ın özgürlüğünü sağlayın, sonra bu çözümde rol alın. Artık kapılar açılmalı, fikirler konuşulmalı.
‘Sayın Öcalan güçlü bir fırsat’
Barış erdemdir, yüzleşmek erdemdir. Tecrit uyguladığınız İmralı’da hangi hukuku uyguladığınızı açıklayın bu topluma. İmralı’da uygulanan hukuk, Türkiye iç hukuku değil, evrensel hukuk değil, korsan bir hukuktur. Devlet, İmralı’da korsan bir hukuk işletiyor. Barış olmasın, çözüm olmasın diye. Sayın Öcalan, bu ülke için güçlü bir fırsat. Bu fırsatı değerlendirmeye davet ediyoruz. Sözümüz Türkiye’de yaşayan bütün gazetecilere, sözümüz aydınlara, sözümüz akademisyenlere, sözümüz Türkiye halklarına; barışla ilgile ve demokratik çözümle ilgili kalem oynatın, söz söyleyin. Dünü kaçırdık, ama dünü kaybetmedik. Bugün bizim, yarın da bizim. O yüzden bütün herkesi Sayın Öcalan tecridine karşı durmaya, demokratik bir Türkiye ve Kürt sorunun demokratik çözümü için sorumluluk almaya davet ediyorum. Bu ülkenin demokratik hale gelmesi, Kürt halkının ve Türkiye halklarının özgür olmasının yolu da İmralı’dan, Sayın Öcalan’dan geçiyor. Bunu siz de biliyorsunuz, bunun için mücadele ettik, etmeye devam edeceğiz. Kürt halkı özgür olacak, Türkiye demokratik bir ülke olacak”
Sarıca: İmralı kapılarını açın
PKK Lideri Abdullah Öcalan ile yürütülen mücadeleler sonucu 2019 yılında İmralı’da görüşme gerçekleştirdiklerini hatırlatan Sarıca, “Özgürlük umudunu yüceltiyor ve büyütüyor. Özgürlük umudunu diri tutanlara selam olsun. Bizler bu görüşmelerde Sayın Öcalan’ın demokratik pozisyonunu koruduğunu, gelecek için kendine güvendiğini, toplumsal barışın inşası için büyük bir heyecan içinde olduğunu gördük” dedi.
Sarıca, şöyle devam etti:
“Sayın Öcalan, herkesi uyarmak için canla başla mücadele ederken, Lübnan, Rojava bu denli savaş, kutuplaştırma ve çatışma dönemine girmemişti. O dönem herkesin dar, dönemsel ve siyasal hesaplara hapsolduğu ortada iken Sayın Öcalan, çözümü önermiştir. Bunu İmralı’da eşi ve benzeri olmayan İmralı tecrit koşullarında yapmıştır. Kürtsüz Türk, Türk’süz Kürt’ün var olmayacağı uyarısında bulunmuştur. Kürt halkının uzattığı el havada bırakılmıştır. Sayın Öcalan’ın duruşu toplumun yaşamasını öngörüyor. Bugün diyeceklerim en temel ihtiyaç konumundadır. İşkenceyi kaldırın, İmralı kapılarını açın. Sayın Öcalan’ın demokratik çalışacağı ortamı yaratın.”
Bakırhan: Bu ülke komployla nereye vardı, onu düşünün
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan da Amed’de binlerce kişinin katıldığı “Abdullah Öcalan’a özgürlük, Kürt sorununa çözüm” eyleminde konuştu.
Bakırhan, polislerin sık sık siyasetçilerin sözlerini kesmesine tepki gösterdi. Bakırhan, “Bugün karşılaştığımız tablo, aslında ‘Türkiye barışını sağlayacağız’ diyenleri ters köşe yapan bir tablodur” dedi. Bakırhan, “Türkiye barışı böyle sağlanmaz. Türkiye barışı, bir memurun Eş Genel Başkanımızın sesini kesmesi ile sağlanamaz. Ona sesleniyorum, işini yap. Bu ülkede savcılar var. Bizim muhatabımız siz değilsiniz. Bizim muhatabımız bize cevap verir. Oradan konuşmama müdahale etmeyin. Ortamı provoke etmeyin. Türkiye’nin dört bir yanından on binlerce insan komployu, tecridi kınamak için yollara düştüler. Amed’e gelmeye çalıştılar. Komployla, bu tecritle nereye vardı bu ülke onu düşünün” diye konuştu.
‘Öcalan’ı bir odaya sığdıramazsınız’
Bakırhan, “Tecrit uyguladınız, İmralı’ya kilit vurdunuz. Ekonomi çöktü, toplum çürüdü, toplumsal gerginlikler had safhaya çıktı. Komplo ve tecrit başarılı olsaydı on binler bugün burada seferber olmazdı. Politikanız iflas etti, bunu kabul edin. Türkiye ciddi bir sıkışmışlık içindedir” dedi.
Eşit bir yaşam isteyenlerin komploya ve tecride karşı olduklarını belirten Bakırhan, şunları söyledi:
“Biz Meclis’te de burada da konuşuruz. Mecliste konuştuklarımızın aynısını konuşmaya devam edeceğiz. Bu komplo sistemi Türk ve Kürt halkını çatıştırmak için uluslararası güçler tarafından uygulanan yöntemdir. Bu komplo, İmralı’da boşa çıktı. İmralı, tarihsel Kürt ve Türk halkının bir arada yaşaması için, demokratik bir cumhuriyette yaşaması için bunu boşa çıkardı. Sizler İmralı kapılarına kilit vurarak, ülkenin demokrasisine zarar veriyorsunuz. Bu ülkenin milyonları ‘Kürt anadilini konuşmasın’ diye, tecrit için harcadınız. Barış içinde birlikte demokratik bir şekilde yaşayalım diyen Sayın Öcalan’ın sesini duyalım. Sayın Öcalan, Kürt halkının barış umududur. Sayın Öcalan’ı bir hücrede tutamazsınız, bir odaya sığdıramazsınız. Sayın Öcalan İstanbul’daki emekçidir, Amed’deki kadın yoldaşlardır.
‘Çözümü uluslararası kapılarda aramayın’
Toplumsal barışın sağlanmasının bir adresi İmralı’dır. Diğer adres Meclis’tir. İmralı kapılarını açın. Bu komplo ve tecrit politikalarının karşısında durmaya devam edeceğiz. Sayın Öcalan’ın uzattığı barış eli bu ülkenin umududur. Buradan Meclis’e de sesleniyorum; Meclis, bu sorunu artık güvenlik sorunu olarak değerlendiremez. Yeter. Gençler iş ve aş bulsun, yaşadıkları yerde doysun isteniyorsa, yaşamını yitirmesin isteniyorsa, Ortadoğu’daki savaşın sıçramasını istemiyorsa işin muhataplarıyla birlikte Kürt meselesinin çözülmesini sağlamalıyız. DEM Parti buna hazırdır.
Bu barış, tecrit politikalarıyla olmaz. İmralı’ya vurulan kilitle olmaz. Biz bütün bedellere, acılara, zulümlere rağmen Türkiye’de barış diyoruz. Çözümü uluslararası kapılarda aramayalım diyoruz. Son yapılan yerel seçimlerde de halk tecrit politikasına ‘hayır’ dedi.”
Kaynak: MA