Azadiya Welat dağıtımcısı Kadri Bağdu’nun eşi Şemsa Bağdu, eşinin katledilmesi üzerinden 10 yıl geçmesine rağmen failleri bulunmamasına tepki göstererek ‘Mücadelemiz sürecek’ dedi
Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kapatılan Azadiya Welat gazetesinin 17 yıl boyunca dağıtımcılığını yapan Kadri Bağdu, 14 Ekim 2014’te Adana’nın Seyhan ilçesine bağlı Şakirpaşa semtinin bisikletiyle gazete dağıtımı yaptığı sırada katledildi. Kasklı ve motosikletli bir kişi tarafından katledilen Bağdu’nun ölümüne dair açılan soruşturmada jet hızıyla “gizlilik” kararı verildi. 15 ay devam eden soruşturmanın ardından dosyada gizlilik kararı kaldırılırdı. Bağdu’nun DAİŞ tarafından katledildiği şüphelerine rağmen dosyaya adli bir olay gibi yaklaşıldı.
Tanıkların beyanları
Cinayeti soruşturan Adana Asayiş Şube Müdür Yardımcısının hazırladığı fezlekede, tanıkların olaya dair beyanlarına yer verildi. Tanık Mahmut Oğuz, silah sesleri üzerine kapıya çıktığını ve iş yerinin önünden yamaha marka motosiklete benzeyen kırmızı renkli bir motosikletin hızla geçtiğini, sağa dönüp Salı Pazarı istikametine gittiğini, sürücünün başında kırmızı renkli kaskın ve siyah montun bulunduğunu söyledi. Bu tanıklık üzerine polis, Adana’daki Yamaha 125 YBR marka 291 motosikletten 176’sını kontrol etti.
Bulgu yok!
Bu arada polise, Bağdu’nun ölümünden bir iki gün sonra motosikletli bir şahsın sulama kanalına gazete kağıdı içinde bir cisim attığı ihbarı ulaştı. Yapılan incelemede kanaldan, çalınmış iki ayrı motosiklete ait iki plaka çıktı. Plakalardan birinin Silifke’den, diğerinin de Erdemli’den çalınan araçlara ait olduğu belirlendi. Fakat plakaların “Bağdu’nun öldürülmesi ile bir ilgisinin olmadığı” ifade edildi. Ayrıca polis, Bağdu’nun vurulduğu 44 bin 292 numaralı sokakta güvenlik kamerası olmadığını tespit etti. Ardından 47 ayrı işyerine ait güvenlik kameraları toplandı. İkisinde, Bağdu’nun görüntülerine rastlanıldığı fakat motosikletli şahıs tespit edilemedi. Polis, “mobbeseler eylemler sırasında tahrip edildiği” için görüntü elde edilemediğini savundu.
Fail itiraf etti
DAİŞ üyesi Servet Koç, 2016 yılında Bağdu’nun oğlu İsmail Bağdu’ya sanal medya üzerinden gönderdiği mesaj ve görüntülerde, cinayeti nasıl işlediklerini anlatarak, devlet tarafından “kullanıldıklarını” söyledi. DAİŞ’in Adana’da işlediği Bağdu, Güldüren ve Albay cinayetlerinin nasıl gerçekleştiğini anlatan Koç, Bağdu cinayetinde kullanılan motosikletin Murat Bulanık’a ait olduğunu, silahı da Ağrılı Cumali isimli kişinin getirdiğini, kullanılan silahın Bulanık’ın evinde yanlışlıkla patladığını, eğer tadilattan geçirilmemişse odanın içinde izinin olabileceğini aktarmıştı.
Ancak buna rağmen soruşturmada ilerleme sağlanmadı. Adana Cumhuriyet Başsavcılığı, Ekim 2020’de cinayeti “adli bir vaka” olarak değerlendirerek, soruşturmada “daimi arama” kararı verdi. Bunun üzerine aile avukatları aracılığıyla Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) başvuruda bulundu.
‘Devletin eli var’
Adalet mücadelesi veren Bağdu’nun eşi Şemsa Bağdu, soruşturma dosyasında herhangi bir gelişme yaşanmadığını belirterek, “Fail ve failler açığa çıkarılıp yargılanmadı” dedi. DAİŞ’li Servet Koç’un itiraflarında olayın nasıl işlendiğini anlattığını ancak devletin fail ve failleri bulup yargılamadığını belirten Bağdu, “Failler ceza alana kadar hukuk mücadelemiz sürecek. Katillerin cezalandırılmasını istiyoruz. Cinayette devletin eli olduğu için aydınlatılmıyor. Eşim Kürt ve gazete çalışanı olduğu için hedef alındı” dedi.
‘Delil ve itiraflara rağmen gelişme yok’
Bağdu’nun dosyasında tüm delil ve itiraflara rağmen bir ilerleme kaydedilemediğini ifade eden Bağdu’nun aile avukatı Tugay Bek, yaşananlar saldırının Adana’da bulunan bir DAİŞ hücresi tarafından işlendiğinin gösterdiğini vurguladı. DAİŞ’li Servet Koç’un itiraflarını anımsatan Bek, Koç’un itirafları olayı kendilerinin yaptığını ortaya çıkardığını söyledi. Bağdu’nun tanınan biri olduğu için hedef haline getirildiğine işaret eden Bek, o dönem Kobanê’ye destek eylemlerine katılanların kamera kayıtlarında tespit edilip, haklarında dava açılıp mahkumiyet kararları verildiğini hatırlattı. Bek, güpegündüz sokak ortasında katledilen Bağdu’ya dair bir görüntüye rastlanılmamasının ilginç olduğunu belirterek, “Devlet fail veya failleri bulmak isteseydi bulurdu. Muhalif kimliği nedeniyle sistemin hedefi haline gelen Bağdu’nun cinayet failleri bilinçli olarak gizlenip olayın üzerine gidilmediğini gördük. Siyasal iklimin değişmesi ile bu siyasal cinayetin faillerin ortaya çıkarılıp cezalandırılacağının inancındayız” diye belirtti.
Haber: Hamdullah Yağız Kesen / MA