Sur’da devlet yıkım çalışmalarına aralıksız devam ediyor. Bürokratik anlamda açık hiçbir yolun olmadığını dile getiren Mimarlar Odası Şube Başkanı Aydın, ‘Yasa sopasıyla Sur boşaltıldı. Birinci aşamadan sonra diğer senaryolar devreye konuldu’ dedi
Lezgin Akdeniz/Diyarbakır-MA
UNESCO’nun Dünya Kültür Mirası listesinde yer alan Diyarbakır’ın tarihi Sur ilçesinde çatışmalara sahne olan 6 mahallede 2 Aralık 2015’te ilan edilen sokağa çıkma yasağı hala sürüyor. Yasaklı olan Cevatpaşa, Fatihpaşa, Dabanoğlu, Hasırlı, Cemal Yılmaz ve Savaş mahalleleri ile birlikte yine Alipaşa ve Lalabey mahallelerinde girişilen yıkım ise aralıksız devam ediyor. Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Diyarbakır İl Koordinasyon Kurulu (İKK) tarafından hazırlanan “Sur Raporu”na göre, girişilen yıkımda bugüne kadar 87’si tescilli, 247’si tescile değer toplam 4 bin 985 yapı yıkıldı. Yani yasaklı 6 mahallenin yapısal olarak yüzde 72’si artık yok. Mimarlar Odası Diyarbakır Şube Başkanı Şerefhan Aydın, Sur’daki durum tam anlamıyla “sosyal, kültürel, tarihi bir yıkım ve kırım” yapıldığını söyledi. Yıkımın büyük bölümün çatışmaların bittiği Mart 2016 tarihinden sonra gerçekleştiğini söyleyen Aydın, “103 gün süren operasyonlar sırasında ağır tahribata uğrayan Suriçi, gerekli çalışmaların yürütülmesiyle korunabilecek durumdayken Bakanlar Kurulu kararı ile 7 bin 714 parselin 6 bin 292’sinin kamulaştırılmasıyla yıkım başladı. Yasağın ilan edildiği 6 mahallede 2014 yılı adrese dayalı nüfus verilerine göre 26 bin 84 olan nüfusun neredeyse tamamı yerlerinden edilerek yaşam çevrelerini terk etmek zorunda bırakıldı” dedi.
Yol için açık kanal yok
Sur’da yapılanların zulüm olduğunu dile getiren Aydın, “Bunun tarihi bir kırım olduğunu sürekli vurguladık. Ciddi bir yol aldık mı? Maalesef hayır. Çünkü hem yargısal anlamda hem de bürokratik ilişkiler anlamında herhangi açık bir kanal yok. Defalarca Sur’da yapılanları yerinde incelemek için başvuru talebimiz oldu. Ancak hiçbir talebimize yanıt verilmedi. Farklı yol ve yöntemlerle Sur’da fiziksel, yapısal ve çevresel olarak ne olup bittiğini bir şekilde öğrendik ve kamuoyuyla paylaştık. Yıkım boyutuyla sosyal ve kültürel anlamda tarihi bir kırım yapıldı Sur’da” diye konuştu. Sur’un rant amaçlı ekonomik bir proje markajına alındığını söyleyen Aydın, “Acele kamulaştırma kararı ile halkın malına, mülküne ve evine el konuldu. Yasa sopasıyla Sur boşaltıldı. Birinci aşamadan sonra diğer senaryolar devreye konuldu. Ancak uygulama itibariyle baktığımızda Sur’un yasaklı bölgeleri yapılaşmaya açıldı. Bu yapılar zorla yerinden edilen yurttaşların mülkü üzerinde inşa edildi. Sur’da olan biten şu; elit sınıfına villalar, butik oteller, turistik kafeteryalar şeklinde projeler hazırlanıp uygulanıyor. Sur içindeki aykırı yapılaşma tarihe, kültüre, Diyarbakır mimarisine uymayan aykırı bir yapılaşma ve bu maalesef durdurulamadı ya da biz durduramadık” dedi.
‘Bu ayıptan vazgeçin’
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 2012 yılında İstasyon Meydanı’nda yapılan mitingde yaptığı konuşmada ‘Sur’a dair bir hayalim var’ sözlerini de hatırlatan Şerefhan Aydın, O ‘hayalin’ adım adım gerçekleştirildiğini belirterek, bu tarihi ayıptan bir an önce vazgeçilmesi ve Sur’un gerçek sahiplerine iade etme koşullarının yaratılması gerektiğini vurguladı. Aydın, “Bizim için Sur kaybedilmiş bir bölge değil. Umuyorum ki bir an önce bu yanlıştan vazgeçilir. Hem yasak kaldırılır, hem de hak ihlalleriyle yaşanan mağduriyetler giderilir ve Sur gerçek kimliğine ulaşır” dedi.
İnsansız bir alan oldu!
Sur’da uygulananların dünyada bir başka benzerinin olmadığını söyleyen Mimarlar Odası Diyarbakır Şube Başkanı Şerefhan Aydın, “Ekonomik ve fiziki koşullarının nasıl olduğunu, nasıl bir yaşam sürdürdüklerine dair herhangi bir bilgileri yoktur. Maketlerle, makyajlı süslü püslü projeler ile kamuoyunu bir şekilde yönlendirmeye çalışıyorlar” diye kaydetti. Sur’da yapılan villaları ise hangi tarihe referans verdiği belli olmayan ucubeler olarak nitelendiren Aydın, teknik olarak yaptıkları incelemede yapılan villaların Sur’un tarihi dokusuyla, mimarisiyle yakından uzaktan ilgisinin olmadığını söyledi. Aydın, “Gerçek Sur sahiplerinin yerlerinden göçerterek Sur’un soylulaştırma projesini kısmen gerçekleştirdiler. Ancak söz konusu ‘iyileşti, güzelleşti’ denilen yer insansız bir alandır. Yapılan villalar Sur’un gerçek sahiplerine verilmeyecek, beyaz yakalılara ve burjuvalara sunulacak” diyerek tepkisi dile getirdi.