Kömür ve çinko madenleriyle dört bir yandan talan edilen Qileban’da ekinler kurudu, hayvancılık bitme noktasına geldi
Şirnex (Şırnak) merkez ve ilçelerindeki ekolojik tahribat ve doğa talanı aralıksız bir şekilde sürdürülüyor. Ağaç kesimi, orman yangınları, maden ile petrol arama adı altında yaratılan doğa tahribatı canlı yaşamı üzerinde ciddi tehditler oluştururken, yaşam alanlarını da yok ediyor.
Etrafı kömür ve çinko madenleriyle sarılı Qileban (Uludere) ilçesinde, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’na bağlı Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü (MAPEG) tarafından 203. grup adı altında 21 Aralık 2021 tarihinde 54 bin 009.77 hektar alan (540 bin 097.7 dönüm), 250 bin ton kapasiteli kurşun, çinko ve 2 milyon 400 bin ton bakır madeni işletmesi için ihaleye çıkarıldı. 73 bin 100 hektar olan Qileban’ın yüzde 75’ine denk gelen maden sahası, bölge sakinlerinin yaşam alanlarını doğrudan etkiliyor.
İlçenin Kiror ve Roboski köyleri arasında kalan dağlık alanda, her 100 metrede bir maden araması çalışmasına rastlamak mümkün. Aksu Kömür Mineral Madencilik San. Tic. A.Ş.’nin İnceler köyü mevkiinde 15,77 hektarlık alanda kömür madeni faaliyette. İlçenin maden projelerinden en çok etkilenen köylerinden biri ise Şivişk. Köyün içlerine kadar yayılan kömür tozu atmosferde bir tabaka oluştururken, hafriyatın boşaltıldığı dere, kirlilikle karşı karşıya.
‘Ne hayvan besleyebiliyoruz ne arıcılık yapabiliyoruz’
Köylülerden Ahmet Tonga, bölgede birçok maden faaliyetinin olduğuna dikkati çekerek, doğa ve yaşam alanlarının talan edildiğini, hayvancılığın bitme noktasına geldiğini söyledi.
Tonga, “Ne meyve ne de sebzelerimizi yiyebiliyoruz. Yaşam bırakmadılar. Yaşamımız arıcılık ve besicilik üzerineydi. Ancak ne hayvan besleyebiliyoruz ne de arıcılık yapabiliyoruz. Çünkü yaşam alanı bırakmadılar. Doğamız delik deşik olmuş, her yer toz duman altında. Tek isteğimiz madenlerin kapatılması” diye belirtti.
‘Meyve ağaçlarımız kurudu’
Köylülerden Hacı Akgün de, dereye dökülen maden hafriyatından dolayı meyve ağaçlarının artık ürün vermediğinin söyledi. Akgün, şunları belirtti: “Yağmur yağdığında o hafriyatın bütün çöpü köye geliyor. Meyve ağaçlarımız duman ve kirinden dolayı kurudu. İnsanlar perişan olmuş durumda. Sebze ekiyoruz ama yiyemiyoruz. Bu madenlerin yaşam alanlarımızdan kaldırılmasını istiyoruz. Eğer kaldırmıyorlarsa da önlem alsınlar kiri pası arazilerimize gelmesin.”
‘Dağlarımızı delik deşik ettiler’
Maden faaliyetlerinden dolayı bölgede yaşam alanlarının kalmadığının altını çizen Ekrem Kaya ise, işletmelerin durdurulması halinde bölgede göçlerin yaşanacağını kaydetti. Kaya, “Yaşam kalmadı. Dağlarımızı delik deşik etmişler. Bütün toz, dumanı köyün üstüne geliyor. Ekinlerimiz toz içinde. Burası kömür madeni faaliyetinin yapılacağı bir yer değil. Yaşam bu kadar ucuz, değersiz mi? İsteğimiz bu madenlerin kapatılması. Ekin ekemiyoruz, çevremiz toz duman içinde” ifadelerini kullandı.
Haber: Mahmut Altıntaş\MA