Yazılı bir açıklama yayınlayarak Alevi-Bektaşi Cemevi Başkanlığı’nın çalışmalarını asimilasyon hedefli olduğunu vurgulayan DAD, ‘Dersim’de direnen bir damar dün olduğu gibi bugün de mevcuttur. Alevi-Bektaşi Cemevi Başkanlığının varlığı biz Aleviler açısından meşru değildir’ dedi
Demokratik Alevi Dernekleri (DAD), Alevi-Bektaşi Cemevi Başkanlığı ve Munzur Üniversitesi beraberliğinde düzenlenecek olan sempozyum nedeniyle yazılı bir açıklama yayınladı. Açıklamada Diyanet tarafından Dersim’e yönelik sistematik şekilde sürdürülen katliam ve asimilasyon politikalarına, Kürt Alevi kimliğine ve Alevilik inancına yönelik saldırılara vurgu yapıldı.
Dersim’in toplumsal niteliği sebebiyle sistemin hedefinde olan bir bölge haline geldiğinin ifade edildiği açıklamada, “Tekçi kimlik politikaları dahilinde kurgulanan devletçi oluşumların, Dersim’in Kürt Alevi gerçekliğini hedefleyerek yok etmek istedikleri tarih ve güncel aralığında değişmeyen yönelimler olarak kendini görünür kılmaktadır. Egemen kılınan dinsel ve ulusal kimliklerin Dersim’e adeta birer deli gömleği gibi giydirilmek istenmesi, her daim Dersim’in kültürel direnişçi yanıyla cevap bulmuştur. Sefer yapılsa dahi zafer elde edilmeyen ‘108’ katliam saldırısı bu açıdan yönelimlerin sürekliliğini göstermektedir. Dersim, direnen kadim Aryenik damarın en güçlü mekanlarındandır. Bu kutsal mekanda kültürel direniş damarı devamlı devriye halinde olmuştur” cümlelerine yer verildi.
‘Alevisiz alevilik yaratma çabası’
Dersim’de yürütülen politikaların, 1937-38 Tertelesi’ni sürdürme anlamı taşıdığı belirtilen açıklamada, “Demokratik Alevi kamuoyunun, ‘Alevisiz Alevilik’ yaratma misyonuyla kurulduğunu vurguladığı; Alevi-Bektaşi Cemevi Başkanlığının ve Diyanet’in bu açıdan önemli görevler üstlendiğini ve asimilasyon politikalarına koordineli bir şekilde hız verdiklerini görmekteyiz. Kültür ve Turizm Bakanlığı bünyesinde kurulan Cemevi başkanlığı ise Munzur üniversitesinden aldığı karşıt-bilim desteği ile 16-17 Ekim’de gerçekleştirmek üzere bir sempozyuma hazırlık yaptıklarını yayınladığı bir program ile duyurdu. Munzur Üniversitesi kurulduğu günden bu yana asimilasyon politikalarını hayata geçirme bağlamında devletin Dersim’deki en güçlü ideolojik aygıtı olarak işletilmektedir” ifadeleri kullanıldı.
‘Dersim’de direnen bir damar bugün de mevcut’
Yapılması planlanan sempozyuma dair tepkinin dile getirildiği ve ‘Tunceli Cemevi’ yönetiminin Alevilik inancını temsil edemeyeceğinin vrugulandığı açıklamada devamla şunlar söylendi: “Dersim’de mevcut Cemevi, üniversite, Alevi Bektaşi Cemevi Başkanlığı, Diyanet İşleri Başkanlığı, ‘Dedeler Meclisi’ ve resmi ideolojinin tüm temsilcileri el ele vererek; Dersimlinin dilini, kültürünü, kimliğini, inancını yok etmek için tarihi sorumluluklar aldıkları gerçeği önümüzde durmaktadır. Her şeye rağmen Dersim’de direnen bir damar dün olduğu gibi bugün de mevcuttur. Bu direniş damarı kesilmek ve Dersim teslim alınmak istenmektedir. Dersim halkının Cemevi Başkanlığına ve yereldeki girişimlerine prim vermeyeceğinden şüphemiz yoktur. Alevi-Bektaşi Cemevi Başkanlığının varlığı biz Aleviler açısından meşru değildir. Yaptığı ve yapacağı hiçbir eylem ve etkinliğin bizlerde bir karşılığı olmayacaktır.”
İSTANBUL