9 Ekim Şengal Anlaşması’nın hedefinin demokratik ulus fikriyatı olduğunu belirten Zorava Belediye Eşbaşkanı Nemir Puko, ‘Gücümüz ve kuvvetimiz var; bu fikir uğruna mücadele edeceğiz’
DAİŞ’in 2014 yılında Şengal’e dönük gerçekleştirdiği saldırılar sırasında kenti kaçarak terk eden Irak hükümeti ve KDP, 9 Ekim 2020’de “Şengal Anlaşması” imzaladı. Türkiye ve ABD de anlaşmaya desteğini açıkladı. Anlaşmayla, Şengal’e bir kaymakam atanacağı ve güvenliğin ise katliam döneminde kenti terk eden güçler tarafından sağlanacağı hedeflendi. DAİŞ saldırıları sonrası Şengal Demokratik Özerk Meclisi’ni (MXDŞ) kuran Êzidîler, yapılan anlaşmaya karşı durdu. Anlaşmayı imzalayan güçler ile destekleyen ülkeler anlaşma maddelerinin hayata geçirilmesi için girişimlerini sürdürse de, Êzidîlerin kendi iradeleri dışında imzalanan anlaşmaya karşı çıktı.
Şengal Zorava Belediye Eşbaşkanı Nemir Puko, imzalanmasının üzerinden 4 yıl geçen anlaşmaya dair Mezopotamya Ajansı’ndan (MA) Zeynep Durgut’a değerlendirmelerde bulundu
1975 İran Irak antlaşması
1975 yılında İran ile Irak arasında sınır anlaşmazlığını çözmek amacıyla imzalanan antlaşmaya dikkati çeken Puko, söz konusu ittifakla da Êzidîlerin hedef alındığını söyledi. Puko, “O anlaşma sonrası evlerimiz yakıldı ve Êzidîler Şengal’den göç ettirildi. Birçok Êzidî de Irak hükümeti tarafından idam edildi. Şengal ve Êzidîler üzerindeki ittifak ve planlar hep vardı. Cezayir Anlaşması’ndan sonra Êzidîleri iki parçaya ayırdılar. Bunlardan biri toprağına bağlıyken, diğeri de onların yanında saf alan kişilerdi. Bu şekilde de Êzidî toplumunu birbirine düşman ettirdiler” dedi.
‘Bin 400 yıldır direniyoruz’
9 Ekim Şengal Anlaşması’nın da ilk anlaşma olmadığına dikkati çeken Puko, “Bu toplum bin 400 yıldır direniyor. Bizler çok bedel verdik ancak halen Êzidiyiz ve bunun için mücadele ediyoruz” diye kaydetti. KDP’nin geçmişten bu yana Êzidîlere ihanet ettiğini söyleyen Puko, tüm ihanet ve saldırılara rağmen iradelerinin kırılmadığını vurguladı.
‘Bizi yok edemezler’
Puko, şunları söyledi: “Bizim de köklerimiz var ve bir tarihimiz var. Şengal’de 2 bin pêşmerge bulunuyordu ama bunları bir kararla geri çektiler. Êzidîler kendilerini kurtarmak istiyordu ama Başûr ile aramızdaki yollar kapatıldı. Geçmemize izin vermediler. Şengal Anlaşması da belki yıllar öncesinden alınmış bir karardı. Ama bilinçli olarak 9 Ekim’de imzalandı. Êzidî toplumu bunu kabul etmedi ve bu anlaşmaya karşı çıktı. Bugün Şengal’de yönetimimiz var, kurumlarımız var, partimiz var. Siyasi ve askeri açıdan kim gelirse gelsin hiçbir güç bizi yok edemez. Çünkü direneceğiz.”
Şengal’de PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın demokratik ulus fikri üzerinden bir yaşamın inşa edildiğini kaydeden Puko, 9 Ekim Şengal Anlaşması’nın hedefinin demokratik ulus fikriyatı olduğunu kaydetti.
‘Zulmün olduğu yerde direniş de olur’
Puko, “Şengal’i kontrolleri altına almak istiyorlar. Ama biz ‘size inanmıyoruz, güvenmiyoruz’ diyoruz. 2014’te Şengal’in imdadına yetişenlerdir Êzidîlerin dostu. Şüphesiz zulmün ve adaletsizliğin olduğu yerde mutlaka direniş de olacaktır. Şengal’de kurulan demokratik ulus fikrini ortadan kaldırmak istiyorlar. Anlaşmanın 9 Ekim’de duyurulmasının temel nedenlerinden biri de buydu. Sayın Abdullah Öcalan’a yönelik 9 Ekim komplosunun yıl dönümünde böylesi bir anlaşma imzalandı. Bize ‘Sizi yok ederiz’ diyorlar. Gücümüz ve kuvvetimiz var; bu fikir uğruna mücadele edeceğiz” ifadelerini kullandı.
HABER MERKEZİ