Abdullah Öcalan’ın Agirî ziyaretinde kendisine eşlik eden Abdurrahman Ayhan, ‘Konuşmalarıyla insanlara umut veriyordu. İnsanları etkiliyor ve bir bilinç oluşturuyordu. Her türlü kirli oyuna rağmen paradigması bugün Rojava’da yaşam buldu’ dedi
PKK Lideri Abdullah Öcalan, 1973 ile 1978 yılları arasında Kurdistan ve Türkiye’de birçok kenti ziyaret etti. Qers (Kars) ve Agirî (Ağrı) de Öcalan’ın ziyaret ettiği yerlerden oldu. Öcalan’a, 1977 yılında Agirî’ye yaptığı ziyarette, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde okuduğu dönemde tanıştığı Abdurrahman Ayhan da eşlik etti. Ayhan, Öcalan’la tanışmasını, birlikte yaptığı geziyi ve sonrasında yaşanan süreci değerlendirdi.
‘İnsanlara büyük umut veriyordu’
Öcalan ile yaptığı Agirî seyahatinden bahseden Ayhan, “1977 yılında Sayın Öcalan ile Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nin bahçesine karşılaştık. Bir süre sonra ‘Birlikte Agirî’ye gidelim’ dedi. Ben de bu durumu onayladım. Daha sonra yolculuğumuz başladı. Sayın Öcalan her konuşmasına çok dikkat eder ve tane tane konuşurdu. Sürekli yeni şeyleri öğrenmeye teşvik ediyordu. Bu yolculuğu Sayın Öcalan gezmek istediği için organize etti diye düşünüyordum. Çünkü Sayın Öcalan’ın o dönem müthiş fikirleri vardı. Agirî merkezde bulunan evimizde Sayın Öcalan ile birlikte 2 gün kaldık. Daha sonra kentte bulunan bir lisenin öğrencileri, dernekler ve bir sürü insanla topluluklarıyla toplantılar gerçekleştirdi. Daha sonra Bazîd ilçesine gittik. Burada da aynı şekilde birkaç toplantı yaptı. Sayın Öcalan o zaman konuşmalarıyla insanlara büyük umut veriyordu. Sayın Öcalan ‘Kurdistan Sömürgedir’ tezini gittiği her toplantıda anlatıyordu. İnsanları etkiliyor ve onlarda bir bilinç oluşturuyordu. Orada yaklaşık bir hafta kaldıktan sonra geri döndük” dedi.
‘Komplo süreci uluslararası bir karaktere döndü’
Öcalan’a yönelik her zaman bir komplonun devrede olduğunu söyleyen Ayhan, Öcalan’ın 9 Ekim 1998’de Suriye’den çıkarılmasıyla da komplonun uluslararası bir karaktere dönüştüğünü söyledi. Ayhan, “Sayın Öcalan ülkeden çıkışı ve komplo süreciyle ilgili her yönüyle çözümlemeler yaptı. Sayın Öcalan yürüttüğü sorumluluğun bilincinde olan bir liderdi. Kendisi bu yolun ne kadar dikenli olduğunu biliyor ve bunun için günlerce çözümlemeler yaptı ve yapıyordu. Öcalan’ın 1979’da ülkeden çıkışı büyük bir özgürlük yolunun başlamasında neden oldu. Daha sonraki yıllarda anladım ki bu özgürlük yürüyüşü Agirî’de başladı. Sayın Öcalan mücadeleye başladığı günden bugüne kadar komployu çözüyor ve onların oyunlarını boşa düşürüyor. Komplonun boşa çıkmasının nedeni ise Sayın Öcalan’ın ileri görüşlülüğü ve NATO’unun amaçlarını bilmesidir. Öcalan’ın Avrupa’ya gittikten sonra komplo süreci uluslararası bir karaktere döndü” diye belirtti.
‘Barışın sembolü haline geldi’
Öcalan’ın geliştirmiş olduğu paradigmanın halklar tarafından karşılık bulduğunu ifade eden Ayhan, Öcalan dünya hakları için bir umut olduğunun altını çizdi. Ayhan, “Sayın Öcalan’ın duruşu bir direnişi temsil ediyor. Sayın Öcalan İmralı sürecinde geliştirmiş olduğu paradigmayla birlikte barışın sembolü haline geldi. Sayın Öcalan mevcut kapitalist sisteme karşı dünyada ezilenlere, sömürülenlere ve kadınlara yeniden bir umut oldu. Sayın Öcalan savaşın kazananın olmadığını ve bir halkın gerçekliğinin kabul edilmesi gerektiğini her defasında dile getirdi. Öcalan’ın paradigmasında belirttiği Demokratik Konfederalizm sadece Kürtler için değil, bütün dünya için bir modeldir. Kürtlerin verdiği mücadele bugün tek devlet, tek millet, tek ulus anlayışını yıkıyor ve oyunlarını teşhir ediyor. Sayın Öcalan bütün halkların, inançların ve kimliklerin söz sahibi olduğu ve bir arada yaşayabileceği bir yaşam vaat ediyor. Sayın Öcalan’ın paradigması hakların arasında karşılık buldu. Bu durumu bilen egemen güçler, Kürt mücadelesini tasfiye etmek için planlar. Her türlü kirli oyuna rağmen bugün Sayın Öcalan’ın paradigması Rojava’da yaşam bulmayı başardı” diye konuştu.
‘Tecride karşı herkes Amed’de olmalı’
Tecridin her alana yayıldığını söyleyen Ayhan, 13 Ekim’de Amed’de Öcalan’ın fiziki özgürlüğü için yapılacak mitinge katılım çağrısında bulundu. Ayhan sözlerini şöyle sonlandırdı:
“Bugün bir halkın iradesine tecrit uygulanıyor. Bu tecrit politikası toplumun bütün mücadele dinamiklerine yayılmış durumdadır. Hiçbir toplumsal olay bu tecridin dışında değildir. Demokratik siyaset yürüten siyasi partiler tecride karşı mücadele etmeye devam ediyor. Tecritten bahseden insanlar zindana atılıyor. Tecride karşı büyük bir öfke var. Öcalan’ın demokratik siyaset ısrarına tecritle karşılık veriliyor. Bu durum ne ahlakı ne de politiktir. Öcalan, ‘Ben Ortadoğu’daki savaşı bir haftada bitiririm’ dedi. Sayın Öcalan’ın yaptığı çağrıları, devlet aklı dikkate almalıdır. Bu ülkede kendine aydın ve demokratım diyenler tecride karşı ses çıkarmalıdır. Halkların da bu tecridin kırılması için daha çok mücadele vermesi lazım. Bütün sorunların bitmesi tecridi kırmakla başlar. 13 Ekim’de Amed’de gerçekleşecek olan özgürlük mitingine herkesin katılması gerekir.”
Kaynak: MA