Suriye Diyalog Çalıştayı’nda özerk yönetimlerin Suriye’nin demokratikleşmesinin ilk adımı olduğu vurgulandı ve yeni bir demokratik anayasaya işaret edildi. Çalıştay delegelerinden Xeyas Teyar, ‘Çözüm Astana, Soçi ya da Tahran’da değil özgürce konuştuğumuz Eyn İsa’da’ dedi
Uluslararası güçler ve bölge ülkeleri Astana’dan İstanbul’a, Tahran’dan Soçi’ye Suriye gündemli yaptıkları çok sayıda toplantıda hala “çözüm” çıkmazken, Demokratik Suriye Meclisi (DSM) Suriye topraklarında ve Suriye halklarıyla “çözüm” için çalıştay düzenledi. DSM öncülüğünde Gire Spi’nin Eyn İsa ilçesinde önceki gün birçok siyasetçi, siyasi parti, kanaat önderi, inanç ve kimlik temsilcilerinden 120 delegenin katılımıyla başlayan Suriye Diyalog Çalıştayı dün de devam etti. “Suriye’yi yeniden inşa edelim ve geliştirelim” sloganıyla düzenlenen çalıştayda Suriye krizinin çözümü, bölgedeki insani durum, demokratik özerk yönetim modelinde hükümet şekli, ekonomi, Suriye’nin geleceği için projeler, Suriye’nin güvenliğinde kadının rolü ve muhalefetin laik demokratik birliği gibi birçok önemli konu başlığı tartışıldı. “Suriye krizinde insani durum” başlıklı oturumunda Suriye halkının özgürlüğe ihtiyacının olduğunun belirtildiği konuşmalarda, rejimin halka hiçbir şey sunmadığını ve dış güçlerin Suriye’de yürüttüğü siyasetin Suriye halkının çıkarına olmadığı belirtildi. Konuşmacılar Kuzey Suriye’deki göçmen kamplarında kalanların çoğunun memleketlerine dönmek istemediğine ve rejime güven duymadıklarına dikkat çekildi. Ayrıca raporlara göre 18 milyon kişinin dayanışmaya ihtiyacı olduğu, yaklaşık 6 milyon göçmen ve 5 milyondan fazla mültecinin açlıkla yüz yüze kaldığı belirtildi. Konuşmalarda Afrin’de her türlü şiddetin uygulandığı, ÖSO grupları tarafından zorla göç ettirilmelerin olduğu ve Şehba’daki kamplarda halkın çok zor koşullarda yaşadığı belirtilerek, Ankara’nın Suriye krizinin derinleşmesinin büyük nedeni olduğu ifade edildi.
‘Özerk yönetimler ilk adım’
Çalıştayın “Demokratik Özerk Yönetim Modelinde Hükümet Şekli” başlıklı oturumunda ise DSM Eşbaşkanı İlham Ehmed konuştu. Ademi merkeziyetçi bir yönetim şeklinin devlet sistemi ve toplum arasındaki sorunların çözümü için geliştirildiğini söyleyen İlham, “Özgürlüğün sağlanması ve toplum haklarını garanti altına alınmasının tek yolu bu” dedi. Kuzey ve Doğu Suriye’de yaşayan tüm halk ve inançların Suriye’nin tamamına demokrasinin yayılması için birlik olduğuna dikkat çeken İlham, “Buradaki yaşam aslında Suriye’deki demokrasi kültürünün de bir yansımasıdır. Demokratik ademi merkeziyetçi Suriye projesiyle demokrasinin tüm araç ve amaçları ile aktifleşmesini ve Demokratik Suriye Cumhuriyeti’nin örgütlenme mekanizması ile yeniden kurulmasını sağlıyor” dedi. Ehmed konuşmasını şöyle sürdürdü: “Suriye toplumunun gerçekliğinden uzak olduğu için ulus-devlet sistemini reddediyoruz. O halde kurulan Özerk Yönetim sistemi de sadece bir halk ya da inanç üzerinden kurulamaz. Demokratik ulus, kültür ve ulusal kimliklerinin birleşmesinden oluşur. Bu Özerk Yönetim’lerin esasıdır. Demokratik ulus kültüründe, kimlik ya da inançlar inkar edilemez.” Ehmed’in ardından yapılan konuşmalarda Demokratik Özerk Yönetim’in Suriye’nin demokratikleşmesinin ilk adımı olduğunun belirtildiği konuşmalar yapıldı. Konuşmalarda ayrıca Demokratik Özerk Yönetim projesinin sadece bir halkın değil tüm halk ve inançlara ait olduğu vurgusu yapıldı.
Anayasa için öneriler
Çalıştayda Suriye anayasasına ilişkin öneriler dile getirildi. Öneriler şöyle: “Tüm halkların, inanç kesimlerinin haklarını koruyan yeni bir anayasa yapılmalı. Suriye başkanlığı için Müslüman olma şartı kaldırılmalı, sadece Suriye vatandaşı olmak adaylık için yeterli olmalı. Kadın ve erkek arasında eşitlik anayasada yer almalı, farklılıklar ortadan kaldırılmalı. Suriyeli yurttaşlar Arap olarak değil kendi kimlikleri ile tanınmalı. Suriye Arap Cumhuriyeti adı, Suriye Cumhuriyeti olarak değiştirilmeli. Suriye anayasası dış güçlerin projelerine göre değil, Suriye halkının onayıyla yapılmalı. Suriye anayasasının şekli, Suriye halkının talebine göre belirlenmeli. Suriye’deki tüm bileşenlerin anadilleri, resmi dil olarak kabul edilmeli.” Dün akşam saatlerinde son bulan çalıştayın ardından sonuç bildirgesi açıklanacak.
‘Çözüm diyalogla gelişir’
DSM’nin düzenlediği Suriye çalıştayına katılan Suriye Muhalefeti Demokratik Ulusal Topluluk Başkanı Basil El Kiwefi, Suriye krizinin çözümüne dönük değerlendirmelerde bulundu. Bölgede yayın yapan ANHA’ya konuşan Kiwefi, Suriye’deki tüm kesimlerin katılımı gerçekleşmeden, çözümün mümkün olmadığını vurguladı ve “Suriye halkının tüm kesimleriyle, tüm siyasi partiler ve ulusal güçlerle çalışıyoruz” dedi. Kiwefi şunları söyledi: “Çözüm ancak yeni bir anayasanın oluşturulması, tüm Suriyeli kesimlerin katılımıyla Suriye toprak bütünlüğünü sağlayacak ve dış müdahalelere, kapalı Suriye topraklarında gerçekleşecek toplantılardadır.”
‘Adres belli’
Suriye Çalıştayı’na Avrupa’dan katılan delegelerden Xeyas Neyisi Teyar, Suriye halkına en büyük hizmetin istikrarlı bir yapı oluşturmak olduğunu kaydetti. Teyar, “Çıkacak çözüm modelinin halka hizmet vermesi gerektiğine vurgu yapan Teyar, “Demokratik bir Suriye için Kuzey ve Doğu Suriye Bölgesi bir deneyime ve tecrübeye sahip. Biz bundan yararlanabiliriz. Bazı uluslararası ve bölgesel güçler, Suriye haritasını çizmek istiyor. Bu konuda en aktif güçler Rusya, İran, Türkiye ve ABD gibi güçlerdir. Biz buna dahil olmayacağız. Halklar kendi çözümünü arayacak ve bulacak” dedi. Suriyelilerin Suriye çözümüne sahip çıkması gerektiğinin altını çizen Teyar, şöyle devam etti: “Kimse onların adına platformlar ya da oturumlarda karar almayacak. Suriye topraklarında yapılan görüşmeler çözüm için büyük önem taşıyor. Astana, Soçi ya da Tahran’da yapılan görüşmeler bir çözüm olamaz. Astana’da Suriye adına hiçbir Suriyeli yok. Orada işgalci güçler karar alıp veriyor. Bugün Eyn İsa’da yapılanla çok farklı bir yerde duruyorlar. Onlar Suriye’ye müdahaleyi getiriyor. Biz ise halkımızla özgür bir şekilde tartışıyoruz. Geleceğimizi belirlemeye çalışıyoruz. Dışarıda gerçekleştirilen hiçbir toplantı ve görüşme
KAMIŞLO