HDK Eş Sözcüsü ve DEM Parti milletvekili Cengiz Çiçek, ‘Uluslararası Cezaevleri Sağlık Çalıştayı’nda cezaevlerindeki hak ihlallerinin toplumsal sağlığı da tehdit ettiğini belirterek ‘Büyük insanlık hareketi güçlenmeli’ dedi
Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Sağlık Meclisi, İmralı başta olmak üzere cezaevlerindeki siyasi tutsakların durumuna dikkat çekmek amacıyla “Uluslararası Cezaevleri Sağlık Çalıştayı” düzenledi. Otelde düzenlenen çalıştaya, uluslararası sağlık kuruluşlarının yanı sıra hak örgütleri, demokratik kitle örgütleri ve siyasi parti temsilcileri katıldı. Çalıştayın açılış konuşmasını yapan HDK Eş Sözcüsü aynı zamanda Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) İstanbul Milletvekilli Cengiz Çiçek, yaptı.
‘Hapishaneler toplum sağlığıyla ilişkili’
Çiçek, cezaevlerindeki siyasi tutsaklara dönük hak ihlallerinin toplumun hak arama mücadelesine yönelik olduğunu belirtti. Çiçek, “Devletler, çıkarlarını gözeterek hukuk sistemlerini düzenliyor ve hapishane politikaları da bu çerçevede şekilleniyor. Bu nedenle hapishaneleri toplumsal mücadelelerle ilişkilendirerek, tartışmak son derece önemli. Türkiye’de ve Kürdistan’da binlerce insan, sistemin dayattığı yaşam tarzına karşı muhalefet ediyor. Hapishaneler, sadece bireylerin kapatıldığı mekanlar değil aynı zamanda toplumun sağlığını ve haklarını da etkileyen bir yapıdır. Bu açıdan bakıldığında hapishaneleri toplumun genel sağlığıyla bir bütün olarak ele almak gerektiği açıktır” ifadelerini kullandı.
Abdulkadir Kuday’ı andı
Adalet Bakanlığı’na yapılan tüm başvurulara rağmen Metris R Tipi Cezaevi’nden tahliye edilmeyen ağır hasta tutsak Abdülkadir Kuday’ın 2 Ekim’de yaşamını yitirdiğini hatırlatan Çiçek, “Bugün burada bu konuları tartışırken geçtiğimiz hafta bir arkadaşımızın hapishanede hayatını kaybettiğini de anmalıyız. Kendisi, insani bir hak olan vedalaşma hakkını dahi kullanamadan bu dünyadan ayrıldı. Bu durum, devletin insan haklarına karşı düşmanca bir tutum sergilediğini gösteriyor. Bu yalnızca bir hukuksuzluk değil aynı zamanda toplumsal sağlığı da tehdit eden bir gerçektir” diye belirtti.
‘Öcalan’a ulaşmak mümkün değil’
İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde tecrit altında tutulan ve 43 aydır haber alınamayan Abdullah Öcalan’ın durumuna dikkati çeken Çiçek, şöyle devam etti: “Kürt halkının önderi olarak kabul edilen Abdullah Öcalan’a da ulaşmak mümkün değil. Onun durumu, sadece hukuki bir sorun değil aynı zamanda sağlığı aşan bir mesele haline gelmiştir. Öcalan’ın lider olarak kabul edildiği bu süreçte, onun kurduğu demokratik yaşam, eşitlik, onurlu birliktelik anlayışına müdahale edilmiştir.”
‘Kürdistan sorunu Ortadoğu sorunu’
Kürdistan sorunu aynı zamanda Ortadoğu’da eşitlik ve adalet mücadelesinin bir parçası olduğunu belirten Çiçek, Bu mücadele doğru bir şekilde ele alınırsa, daha sağlıklı bir çözüm yoluna ulaşılabilir. Yeni bir mevzuatla birlikte kapılar açılacaktır. Tıpkı savaş politikalarında olduğu gibi, bu süreç de çalışanlar için büyük bir anlam taşıyor. Bulunduğumuz her yerde, insanlık davası adına, sisteme karşı muhalefet eden her türlü politikaya ve savaş politikalarına karşı durmalıyız. Egemenlik politikalarına karşı her birimiz bulunduğumuz yerlerde insanlık için mücadele ediyoruz” diye konuştu.
‘İnsanlık mücadelesi’
Çiçek sözlerini şöyle sonlandırdı: “Bu noktada, emekçiler olarak bizlerin temel amacı, insanlığın mücadelesine katkı sunmaktır. Büyük insanlık hareketi, güçlenmeli ve sadece bu saldırılara karşı değil, Ortadoğu halklarının ve kültürlerinin korunması için de harekete geçmeliyiz. Eşitlik ve adalet değerleriyle yeniden bir hayat inşa etmek isteyen bizler için bu bir insanlık mücadelesidir.”
Çiçek’in konuşmasının ardından çalıştay, basın kapalı şekilde devam etti.
Kaynak: MA