DAKAH DER tarafından düzenlenen Amed’te ‘Bir Başka Siyaset Okulu’ başlıklı çalıştayda iktidarın kadın üzerindeki politikalarına dikkat çekilerek, ‘Mücadele güçlü bir şekilde devam ediyor. İstanbul Sözleşmesi’ni geri alacağız,’mesajı verildi
Dayanışmanın Kadın Hali Derneği (DAKAH DER) Amed’te “Bir Başka Siyaset Okulu” başlıklı çalıştay düzenledi. Yenişehir ilçesinde bulunan bir otelde gerçekleştirilen çalıştaya, siyasi parti, sendika temsilcileri ve sivil toplum örgütlerinden çok sayıda kadın aktivist katıldı.
‘Kadınların yüzde 38’i en az bir kez fiziksel şiddete uğradı’
Çalıştayın birinci oturumunda, Hukukçu Ezel Buse Sönmez Ocak, “İktidarın Hukuku, İktidarın Cinsiyeti” başlıklı bir sunum gerçekleştirdi. Çalıştaya katılan kadınların da dahil olduğu bu sunumda Buse, 2014 yılında Hacettepe Üniversitesi’nin Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile yaptığı Şiddet Araştırması’na dair bilgiler paylaştı. Ocak, araştırmaya katılan kadınların yüzde 38’inin hayatında en az bir kez fiziksel şiddete maruz kaldığını ve şiddete uğrayan kadınların yalnızca yüzde 11’inin bildirimde bulunduğunu aktardı. Şiddet sonrası başvuru mekanizmalarının savcılıklar, polis, belediyeler ve sığınma evleri olduğunu belirten Ocak, en çok başvurunun yüzde 7 oranla polise yapıldığını söyledi. Polisin bu başvurular sonucunda yüzde 41 oranında sığınak, yüzde 13 oranında tedbir ve yüzde 29 oranında aile aracı ile barıştırma yoluna başvurduğunu kaydeden Ocak, yüzde 13 oranında ise hiçbir işlem yapılmadığını belirtti. Ayrıca, polisin kendisine yapılan başvuruların yüzde 42’sini savcılığa intikal ettirmediğini, bu nedenle 7 kadından 3’ünün başvurusunun sonuçsuz kaldığını ifade etti.
‘Cezaların az ya da çok olması çözüm olmayacak’
Ocak, yine Adalet Bakanlığı verilerine göre bin şiddet failinden yalnızca 7’sinin ceza aldığını belirterek, “993 fail, aramızda serbestçe yaşamaya devam ediyor. Ailede, toplu taşımada, otobüste, işte… Her yerde failler özgür bir şekilde hayatına hiçbir şey olmamış gibi devam ediyor. Bu cezasızlık kültürüdür” dedi. Cezasızlık kültürünün, önleyici ve koruyucu tedbirlerin olması, hızlı soruşturma yapılması, yargılama süreçlerinin neticeye ulaşması ve kadın beyanının esas alınmasıyla çözülebileceğine dikkat çeken Ocak, “Mahkûmiyet kararı verilen cezaların az ya da çok olması tek başına çözüm olmayacaktır” diye ekledi.
‘Şiddet hali normalleştirilmiş’
Faillerin yargılama sonucunda masumiyet karinesini ihlal edici söylemlerle korunmaya çalışıldığını söyleyen Ocak, “Masumiyet karinesi, sanıldığı gibi ispat yükünden bağımsızdır. Ancak kadın şiddeti noktasında ‘rızanın varlığı’, erkeklerin masumiyet karinesinin dayanağını oluşturur. Kadına yönelik şiddette, erkeğin failliği ve kadının mağduriyeti göz ardı ediliyor. Failin suçlu olmadığı anlayışı hâkim. Kadının yaşı, cinselliği, giyimi ve sosyal yaşantısı çoğu zaman şiddete uğramanın meşru gerekçeleri olarak gösteriliyor ve bu durum şiddet halini normalleştiriyor” şeklinde konuştu.
’İstanbul Sözleşmesi’ni geri alacağız’
Nafaka, soyadı, kürtaj ve evlilik yoluyla çocuğa yönelik cinsel suçlar gibi meselelerde iktidarın yürüttüğü politikaları eleştiren Ocak, kadın örgütlerinin çabasıyla imzalanan İstanbul Sözleşmesi’ne de değindi. İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme sonrasında birçok yerde düzenlenen eylemlere dikkat çeken Ocak, “Özellikle genç kadınlarda inanılmaz bir sahiplenme ve halkta hak bilinci oluştu. İstanbul Sözleşmesi’nin ne olduğunu öğrenen ve çekilmenin hukuksuz olduğunu söyleyen insanların sayısı arttı. Bu durum, AKP’nin siyaseten hesaplayamadığı bir şeydi. Uluslararası arenada skandalla sonuçlandı ve kadınlar durdurulamadı. Hâlâ vazgeçmiş değiliz, İstanbul Sözleşmesi’ni geri alacağız. Mücadele güçlü bir şekilde devam ediyor ve kadınlar bir arada duruyor” dedi.
Birinci oturumun ardından soru-cevap ve tartışmalarla sona eren çalıştayda, ikinci oturumda Yazar Sibel Yardımcı “Beden ve Politikaya Bakışta Queer Kuramının İmkanları” başlıklı bir sunum yaptı.
Çalıştay, kadın-erkek eşitsizliği üzerine yapılan tartışmalar ve soru-cevap kısmının ardından sona erdi.
Kaynak: JINNEWS