Cezaevinde hayatını kaybeden Abdulkadir Kuday’ın taziyesinde konuşan DBP Eş Genel Başkanı Keskin Bayındır, ‘Bugün bize düşen bu mücadeleyi ve direnişi yükseltmek. Onun vasiyeti buydu’ dedi
Metris R Tipi Kapalı Cezaevi’nde ağır hastalıklarına rağmen tahliye edilmemesi sonucu 2 Ekim’de hayatını kaybeden ve dün memleketi Mêrdîn’in Qoser (Kızıltepe) ilçesinde defnedilen Abdulkadir Kuday için kurulan taziyeye kitlesel şekilde ziyaret edildi.
Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Keskin Bayındır, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) milletvekilleri, belediye eşbaşkanları, il ve ilçe yöneticileri yüzlerce kişi ile birlikte Pireketa (Cumhuriyet) mahallesinde kurulan taziyeyi ziyaret etti. Kuday ailesi tarafından karşılanan kitle, özgürlük ve demokrasi mücadelesinde yaşamını yitirenler anısına saygı duruşunda bulundu.
‘Teslimiyeti kabul etmedi’
Taziyede Marmara Tutuklu Aileler ile Yardımlaşma Derneği (TUHAY-DER) adına konuşan Mehmet Şafi Erol, Kuday’ın bedeninin hasta olduğunu ancak ruhunun canlı olduğunu söyledi. Kuday’ın tüm zorlamalara rağmen teslimiyeti kabul etmediğini kaydeden Erol, “Son mücadelesine kadar direndi, son nefesine kadar halkı için mücadele etti. Biz arkadaşımızın direnişi karşısında saygıyla eğiliyoruz” dedi.
Ardından DEM Parti İl Eşbaşkanı Mehdi Tunç söz alarak aileye başsağlığı dileyerek, her bir yurtseverin Abdulkadir Kuday’ın direnişini görmesi gerektiğini söyledi.
Kuday’ın sözleri hatırlatıldı
Ardından söz alan DEM Parti Milletvekili Saliha Aydeniz, kurulan taziyenin normal bir taziye olmadığının bilincinde olunması gerektiğini belirterek, “Bu taziye bedenini Kürt halkının varlığı için bedenini ölüme yatırmış bir arkadaşın taziyesidir” ifadelerini kullandı.
Kuday’ın son sözlerini hatırlatarak, Kuday’ın Kürtlere zulüm edenlere karşı baş eğmediğini belirten Aydeniz, “Onun sözleri bizim bu mücadeleyi büyütmemiz için her zaman hatırlamamız gereken, unutmamamız gereken sözlerdir. Bu duruş bizlere örnek olmalı. Bu duruş ile her gün Kürt halkının mücadelesini, Kürt halkının özgürlük mücadelesini yürütmemiz gerekiyor” diye konuştu. Bu nedenle tecridin kırılması, Öcalan’ın özgürlüğü için her gün direniş halinde olunması gerektiğini belirten Aydeniz, cezaevlerinde hasta tutsakların hayatlarını kaybetmemesi, Kürt halkının özgürlüğü için birincil görevlerinin Öcalan’ın özgürlüğünün sağlanması, tecridin kırılması ile mümkün olduğunu söyledi.
Bayındır: Onun yolu özgürlük yoludur
Taziyeyi, Mêrdîn Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Ahmet Türk’ün de aralarında olduğu heyetle ziyaret eden DBP Eş Genel Başkanı Keskin Bayındır ise aileye taziye dileklerinde bulundu. Taziyede konuşan Bayındır, insani ihtiyaçların tamamının bu iktidar tarafından insanlara karşı kullanıldığını dile getirdi. Cezaevlerinde tutsakların her türlü insani ihtiyacından mahrum bırakılarak bir yaşam sürdürdüklerini ifade eden Bayındır, Kürt düşmanlığının sonucu olarak cezaevlerinde arkadaşlarının hayatlarını kaybettiğini altını çizdi. Kudayı’ın basına verdiği son demecindeki sözlerini hatırlatan Bayındır, “Onun vasiyeti bizlere direnişin, özgürlüğün yolu, yöntemi oldu. Vasiyeti oydu ki; Kürt halkı kendi ittifakını daha da büyütsün. Vasiyeti oydu ki; son nefesimize kadar zulme karşı, düşmanlığa karşı diz çökmeyelim” şeklinde konuştu.
Kuday’ın yolunun özgürlük ve direniş yolu olduğunu kaydeden Bayındır, şöyle devam etti: “Bugün zindanlarda, Kurdistan’ın dört bir yanında milyonlar, Abdulkadir arkadaşın mücadelesini yürütüyor. Bugün bize düşen bu mücadeleyi, bu direnişi yükseltmek, bu direnişi büyütmek. Onun vasiyeti buydu. Bu vasiyete sahip çıkacağız. Bizler birliğimizi, ittifakımızı büyüteceğiz. Birbirimizi seveceğiz. Bu iktidara, bu zulme, bu düşmanlığa karşı özgürlüğü, Kürt Halk Önderi Sayın Abdullah Öcalan’ın özgürlüğünü sağlayana kadar, bu tecride karşı mücadele edeceğiz, direneceğiz.”
Kaynak: MA