İsrail’in saldırılarını protesto eden Amed Emek ve Demokrasi Platformu, ‘İnsanlık bu barbarlığı durdurmak sorumluluğu ve göreviyle karşı karşıyadır,’ diyerek, tek çözümün kalıcı barış olduğunu vurguladı
Amed Emek ve Demokrasi Platformu, İsrail’in Filistin ve Lübnan’a dönük saldırılarına ilişkin Yenişehir ilçesine bağlı Ofis Semti’nde bulunan AZC Plaza önünde açıklama yaptı. “Ortadoğu’daki katliamlar durdurulsun, onurlu bir barış sağlansın” pankartının açıldığı açıklamaya, çok sayıda platform bileşeni katıldı. Açıklamada, “Gün gelecek, devran dönecek, katiller halka hesap verecek”, “Savaşa hayır, barış hemen şimdi” ve “Bijî aşitî” sloganları atıldı.
Açıklamayı platformun Dönem Sözcüsü Faruk Ercan yaptı. İsrail’in emperyalist güçlerden aldığı destekle “insanlık suçu” işlemeye devam ettiğini belirten Ercan, İsrail’in başlattığı savaştan bu yana, Filistin’de 16 bin 456’sı çocuk ve 11 binin üzerinde kadın olmak üzere, 40 binden fazla Filistinlinin katledildiğini hatırlattı. Bu savaşta ayrıca yüzbinlerce sivilin yaralandığını, binlerce çocuğun kaybolduğunu ve Filistin halkının büyük bir bölümünün yerinden edildiğini sözlerine ekleyen Ercan, “Güvenlik gerekçesi ile Filistin’de kadın, çocuk demeden sivilleri katleden İsrail devleti aynı gerekçe ile Lübnan’da sivil halka yönelik katliamlar gerçekleştirmeye başlamıştır. Bir taraftan egemen devletlerin sömürgeci politikalarına maruz kalan Lübnan halkı diğer taraftan da İsrail Devleti’nin savaş ve şiddet politikalarına maruz kalmaktadır. Hizbullah yöneticilerine dönük operasyonlar gerçekleştirildiği iddiasıyla sivil halkı da hedef alan savaş politikaları, bu savaşın stratejik hedefler doğrultusunda gerçekleştirildiğini ortaya koymaktadır” şeklinde konuştu.
‘Bir milyona yakın insan göçe mahkum edildi’
Hizbullah-İsrail çatışmasının, uzun yıllardır Ortadoğu’daki istikrarsızlığın bir devamı niteliğinde olduğunu belirten Ercan, “Siyonist İsrail ve İran Molla rejimi arasındaki çekişme ve bu çekişmenin yansıması olarak son günlerde yoğunlaşan gerginlik yüzbinlerce sivilin hayatını kaybetmesine neden olmuştur. İsrail Devleti’nin Lübnan’a yönelik son saldırısında yüzlerce sivil yurttaş hayatını kaybetmiş ve devam eden hava saldırılarından dolayı 1 milyona yakın insan göç etmeye mahküm bırakılmıştır. İran Devletinin Hamas ve Hizbullah ile kurduğu ilişki, Iraklı milisleri ve Husileri kullanma planları ve İsrail Devleti’nin enerji yolu üzerindeki hakimiyetini güçlendirmek için başlattığı savaş, bölgesel olarak yayılıp içerisinde bulunduğumuz 3’üncü Dünya Savaşını körükleyebilecek potansiyeli barındırmaktadır” diye belirtti.
‘Savaşın kazananı olmayacak’
“Unutmamak gerekir ki bu savaşın kazananı olmayacak, kaybeden Ortadoğu’da yaşayan halklar olacaktır” diyen Ercan, “Filistin ve Lübnan’da yaşanan acıyı istismar edip bundan siyasi bir rant elde etmeye çalışanların kendileri de Kürt halkına yüzyıldır asimilasyon, gözyaşı, katliam dayatmakta ve dilini, kimliğini, kültürünü, inancını yok saymaya devam etmektedir. Anlıyoruz ki amaç tıpkı geçmişte olduğu gibi post-modern karakterli yeniden paylaşım savaşından başka bir şey değildir. Bu amaç barış içerisinde yaşamak isteyen ve birbiriyle sorunu olmayan halklara, inançlara, kültürlere ölüm vadetmektedir” tepkisinde bulundu.
‘Halklar kazanacak’
Ortadoğu’da egemen güçlerin hak mücadelesi yürüten halklara karşı işlediği suçların aralıksız sürdüğüne dikkati çeken Ercan, “İsrail’in Filistin ve Lübnan’da, emperyalist güçlerin Kuzey Afrika’da, emperyalist güçlerin ve çeşitli Ortadoğu ülkelerinin desteklediği cihatçı örgütlerin Suriye, Rojava ve Irak’ta uyguladıkları yöntemler hep aynıdır. Toplu katliam, sömürü, insansızlaştırma ve demografik yapıyı değiştirme bu yöntemlerden bazılarıdır. Direniş hakkını kullanan halkların zalimlere karşı mücadelesi elbette başarıya ulaşacak ve halklar kazanacaktır. İnsanlık bu barbarlığı durdurmak sorumluluğu ve göreviyle karşı karşıyadır. Ya bu katliamlar ve barbarlık durdurulacak ya da işlenen savaş suçlarına ortak olunacaktır” vurgusunda bulundu.
‘Tek yol kalıcı barış’
Yeni katliamların yaşanmaması, sivillerin ölümüne yol açan saldırıların talimatlarını verenlerin “savaş suçları mahkemesinde” yargılanmaları için derhal girişimlerde bulunulması gerektiğini vurgulayan Ercan, halkların güvenlik ve refah içinde yaşamasının tek yolunun kalıcı ve adil barış olduğunun altını çizdi.
‘Söz kurmaya devam edeceğiz’
Son olarak konuşan Eğitim Sen 1 No’lu Şube Eşbaşkanı Saliha Zorlu, Ortadoğu’nun kan gölüne dönmüş olmasının, Birinci Dünya Savaşı’ndaki sorunların çözülememiş ve ertelenmiş olmasından kaynaklandığını söyledi. Zorlu, “Bugün çözüme giden tek yol, Ortadoğu’nun din, inanç, kültürel çeşitliliğini esas alan, bunu gözeten demokratik, kalıcı barış politikalarıdır. Bu politikaları uygulamak için katliamların bir an önce durdurulması, demokratik-kalıcı barışın inşası için uluslararası organların görev almasını şart görüyoruz. Bu anlamda inisiyatiflerin alınması gerektiğini düşünüyoruz” şeklinde konuştu. Zorlu, platform olarak İsrail’in Ortadoğu’daki katliamlarını takip etmeye ve bununla ilgili söz kurmaya devam edeceklerini vurguladı.
AMED