Gever’in Orman Mahallesi’nde kaçak elektrik kullanımı gerekçesiyle sabah 4’te mahalleye baskın düzenleyen VEDAŞ ekipleri ve beraberindeki yüzlerce polise karşı halk direnişe geçti, sokağa çıkarak barikatlar kurdu
Vangölü Elektrik Dağıtım A.Ş. (VEDAŞ) 2013 yılında yapılan ihale ile Türkerler Holding’e satılmış olan dağıtım şirketi aynı DEDAŞ gibi halka kan kusturmaya devam ediyor. Colemêrg’in (Hakkari) Gever (Yüksekova) ilçesine bağlı Orman Mahallesine, Van Gölü Elektrik Dağıtım Şirketi (VEDAŞ) ‘kaçak elektrik’ kullanımı gerekçesiyle sabahın 4’ünde yüzlerce polis eşliğinde baskın düzenledi. Polisle birlikte mahalleyi basan VEDAŞ ekiplerine karşı halk ve gençler öncülüğünde sokak direnişi başlatıldı.
Sabahın 4’ünde baskın
Polislerle mahalleyi basan VEDAŞ ekipleri halkın direnişiyle karşılaştı. Saat 04.30’da mahallede direnişin sürdüğü ve barikatların kurulduğu öğrenildi. Polisler ise sabah saatlerinden bu yana etrafa rastgele ateş ettiği, gaz bombası ve plastik mermilerle saldırdığı kaydedildi. Polis saldırısına karşı gençlerin ise taş ve havai fişeklerle mahalledeki direnişlerini sürdürdüğü belirtilmekte.
Polis VEDAŞ’ın hizmetinde
Jinnews Haber Ajansı’nda yer alan haberde, mahallede yaşayan ve ismini vermek istemeyen bir yurttaş tüm kamuoyunun harekete geçmesini bu zalimane uygulamalara son verilmesi talebinde bulunduğu yer aldı. Yurttaşlar ayrıca polislerin VEDAŞ ekiplerinin yanında olmasına ise tepki göstererek, “Halkın güvenliğinden sorumlu olanlar bugün halka saldırıyor” sözleriyle, polisin VEDAŞ’ın hizmetinde olduğuna dikkat çekildi. Haberimiz hazırlandığı saatlerde mahallede polis ablukası sürerken, halk ise barikatlar arkasında direnişini sürdürüyor.
Halk soyuluyor
Geçtiğimiz hafta VEDAŞ ekipleri ‘kaçakla mücadele’ kapsamında’ elektrik sayaçlarını söküp dışarıya taşırken, aynı zamanda bu işlem için halktan 10 bin TL para talep etmesi tepkileri ortaya çıkarmıştı. Her ay bin TL’ye yakın fatura ödediklerini ifade eden mahalle sakini Amine Duman, “VEDAŞ ekipleri evleri dolaşıp hane başına 10 bin lira alıyorlar. Daha sonra saatlerini açıyorlar. Sonra yine kapatıyorlar. 1 veya 2 bin lira da açma kapama bedeli olarak alıyorlar. Saatlerimiz kaçak da değil. Mahallemiz kimsesiz. Kimse sorunlarımızla ilgilemiyor” diye belirtmişti.
‘Kaçak kullanmıyoruz’
Bir başka mahalle sakini Hacı Salih Işık ise Yüksekova Halkın Sesi Gazetesi’ne konuşarak, “VEDAŞ’la sürekli sıkıntı yaşıyoruz. Polisleri getiriyorlar mahallede huzurumuz kalmadı. Sürekli vatandaşa borç yazıyorlar. Saatlerimizi sürekli söküyorlar. Takmak içinde tekrar para istiyorlar. Kimin kaçak kullanıp kullanmadığı sistemde görünüyor. Biz kaçak kullanmıyoruz. Bunu bize neden yapıyorlar” sözleri, yaşanılanların kaçak elektrik kullanılıyor iddiasının dışında farklı amaçlara işaret ediyor.
Elektrik halkın kabusu oldu
Türkiye’de yüksek elektrik faturaları ve açlık sınırı altında gelire mahkum edilen halktan çalınanın sermayeye aktarılma süreci aralıksız devam ederken, diğer yandan enerji şirketleri doğru dürüst yatırım yapmadan mevcut dağıtım hatlarını kullanarak yıllardır kasalarını dolduruyor. Kamunun yatırım için kaynağı yok gerekçesiyle özelleştirilip piyasalaştırılan elektrik üretimlerinin ardından, dağıtım ve satışında özelleştirilmesiyle birlikte şirketlerin eline verilen bu süreçte tek elden üretilen ve satışı yapılan elektrik için yollanan faturalar halkın kabusu haline geldi.
DEDAŞ’ın neden olduğu katliam
Kürt coğrafyasında çiftçi üretim yapamaz duruma sürüklendi. Bu şirketlere uygulanan yüksek yatırım teşvikleri ve alım garantileriyle büyük bir kamusal soygun süreci işletildi ve bu durum desteklerin arttırılmasıyla aralıksız sürüyor. Diğer yandan özelleştirmenin gerekçesi olan ‘yatırım kaynağı’ yokluğu iddiasının nasıl bir yalan olduğu ise Amed ve Merdîn coğrafyasında yangından kaynaklı yaşanan insan ölümleri ile binlerce diğer canlıların katliamı, DEDAŞ dağıtım şirketini alan Eksim Holding’in ilk günkü dağıtım hatlarını kullanmasından kaynaklı olduğu net olarak ortaya çıkmıştı.
VEDAŞ zulmüne direnişle yanıt
Colemêrg de VEDAŞ’ın halka soyguna ve zulme varan uygulamaları sürerken, diğer yandan bölge maden kuşatması altında yok oluşa sürükleniyor. Yüksekova Cilo Sat Gölleri ve Korgan köyü, Derecik’teki Govend Dağı ile kent merkezine bağlı Ördekli (Kotranis) köyü vadisi ve Nebirnav Yaylası maden bölgesi yapılırken, Cilo Dağları ve buzullarında yıkım genişleyerek sürüyor. Bölgede kurşun, çinko, bakır, altın, krom gibi madenler artarken, zehirli ağır metaller bölgeye yayılıyor. Sêrt, Şirnex ve Colemerg’in doğası madenlerle yerle bir edilmeye çalışılırken, bölge halkının en büyük sorunlarından biri olan işsizlik ve yoksulluğun üzerine inşa edilmeye çalışılan yıkım projelerinin bölge halkına hiçbir yararı olmayacağı gibi bölge halkına yaşam alanı da bırakmayacak boyutta genişliyor.
Colemêrg’den Şirnex’e
Colemerg’de birçok çalıştay düzenleyen ‘Türkiye Kurşun, Çinko Çalışma Grubu’nun Başkanı Prof. Dr. Hüseyin Öztürk Colemerg bölgesinin Türkiye’de kurşun ve çinko üretiminde ayrı bir yeri olduğunu belirterek, “Türkiye’de bugün yaklaşık 900 bin ton çinko üretimi var. Bunun 100 bin tonu buradan çıkıyor. Demek ki her 9 ton çinkonun 1 tonu Hakkari’den çıkıyor. Bu bölgedeki madenler diğer bölgelerdekine göre daha büyük gözüküyor. Bunların devamlılıkları çok daha uzun. Hakkari’den Şırnak’a kadar yaklaşık 110 kilometre atlaya atlaya devam eden yataklar görüyoruz” ifadeleri sermayenin bölgede nasıl genişleyeceğine işaret ediyor.
EKOLOJİ SERVİSİ