İstanbul’da gerçekleştirilen ‘Ekmek ve Adalet’ buluşmasında konuşan DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, ‘Bizler adaletsiz düzeni ortadan kaldırıp adaletli sistemi kurana kadar mücadelemiz devam edecek. Köklü ve radikal değişimlere ihtiyaç var,’ dedi
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti), Şişli’de bulunan Cemil Candaş Kültür Merkezi’nde DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları’nın katılımıyla “Ekmek ve Adalet” buluşması düzenlendi. Buluşmanın gerçekleştiği salona “Ekmek ve adalet mücadelesinde buluşuyoruz/ Em li dora têkoşina nan û dadê bicivîn” yazılı pankart dev ekrana yansıtıldı. Buluşmaya sivil toplum örgütü temsilcileri katıldı. Saygı duruşuyla başlayan buluşmada, birçok alanda çalışan işçiler söz alarak yaşadıklarını anlattı.
İşçiler vazgeçmeyecek
Polonez işçisi Onur Bayar, sendikaya üye olduktan sonra 146 işçinin tek mesajla işten kovulduğunu ifade etti. Onur, “Sabah işe gittik, işçiler hırsız muamelesi ile karşı karşıya kaldık. Eylemlerimiz devam ederken Çatalca emniyet müdürü gazla jopla işçilere müdahaleye başladı. Şafak operasyonuyla ters kelepçe ile gözaltına alındık. Biz oraya gittiğimizde ‘burada eylem yapamazsınız’ dendi, biz de Çatalca kaymakamlığı önünde eylemimizi devam ettirdik. Çatalca müftüsü bizi ‘burada eylem yapamazsınız’ diyerek tehdit etti. Ne kadar baskı uygulasanız da işçiler vazgeçmeyecek, emeklerini alacak” dedi.
‘Süreç 12 Eylül cuntası ile başladı’
Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Marmara Bölge Temsilcisi Asalettin Aslanoğlu, “İnsanın öncelikle ekmek ihtiyacını gidermesi gerekiyor. Bugün insanlar ekmek ve barınma sorunu ile karşı karşıya. Yaşadığımız bütün problemler 12 Eylül askeri cuntası ile başlayan sürecin bizi getirdiği nokta. Cuntanın devamını Türkiye’de yaşıyoruz. Öncelikle toplumun ve işçinin örgütlenmesinin önündeki engellemelerin kaldırılması gerekiyor. İşçi sınıfının örgütlenmesi önündeki hiçbir engelleme kaldırılmamıştır” dedi.
‘Ev işi iş, ev işçisi işçidir’
Ev işçilerinin haklarını savunmak için mücadele ettiklerini ifade eden İmece Ev İşçileri Sendikası üyesi Sultan Karasu, “Ev işçileri yok sayıldığı için sendika kurduk. Mücadelemiz büyüyor. Hiçbir güvencemiz, sosyal hakkımız, can güvenliğimiz yok. Binlerce kadın camdan düşüp ölüyor. Ev işçileri göz ardı ediliyor. İLO C-189’un bir an önce imzalanmasını istiyoruz. Ev işi iş, ev işçisi işçidir” diye belirtti.
‘Küçük bir hata cinayetle bitiyor’
Kule vinç operatörü Harun Göktepe, yaşadıkları sorunları şöyle dile getirdi: “İşçiler çok fazla sorunla mücadele ediyor. Sabah çıkıp akşama kadar 1 metre kare alanda çalışıyoruz. Patronlar iş hırsı yüzünden bütün yükü bir makinaya yüklüyorlar. Bunun sonucunda iş kazası oluyor. Kule vinçte yapılan küçük bir hata cinayetle bitiyor. Bunların önüne geçmek için açıklamalarda bulunduk ancak sesimiz duyulmadı.”
Midye satıcısı Sedat Acay, midye satışlarının birçok yerde yasaklandığını belirterek, “Büyük oranda baskı görüyoruz. Midye satarken emniyet müdürü gelip tezgahımızı kırdı, ‘eroin sat, sana bu işi yaptırmayacağız’ dedi ve nereli olduğumu sordu. Mardinli olduğumu söyledim, ‘ne işin var burada, dağa çık’ dedi. İnsanlık adına utanılacak şeyler yaşıyoruz. Emekçilerin yakasından ellerini çeksinler” dedi.
‘Mücadele etmekten vazgeçmeyeceğiz’
Aşçı Ayten Yazıcı Çetli, “Çocuk işçi olarak başladım, şu an işsizim. Kadınların hizmet sektöründe yaşadıkları zorluklar erkek arkadaşlardan daha fazla. Anneler açısından bu daha zor. Sektörde izin planlaması olmadığı için 5, 6 yıl ara verdim. Hizmet sektöründe kayıt dışı çalışma çok fazla arttı. DEM Parti’nin ekmek ve adalet mücadelesini çok anlamlı ve gerçekçi buluyorum. Zorlu bir süreçten geçiyoruz ama mücadele etmekten vazgeçmeyeceğiz” ifadelerini kullandı.
‘Ülkenin kaynakları 5’li çeteye peşkeş çekildi’
Son olarak DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları konuşma yaptı. Krizin boyutuna değinen Hatimoğulları, “Bu kriz kapitalizmin krizi. İktidar, Kanal İstanbul Projesi başta olmak üzere, inşaat işçileri sırtından ekonomik büyüme sağlıyor. Gerçek ekonomik büyüme yok. Bu ülkenin kaynakları 5’li çeteye peşkeş çekildi. 50 milyon insan açlık sınırının altında yaşıyor. Emekli 12 bin 500 TL maaş alıyor ama İstanbul’da kiralar 15 bin TL’den başlıyor. İstanbul’da 2020’de 4 kişilik aile 7 bin liraya geçinirken, şimdi 70 bin liraya geçinemez halde. Bu düzen, ganimet düzenidir. Bahşişin verginin peşine düşüyorlar. Bu ganimet düzenini yıkmak bizim görevimiz. Bizler adaletsiz düzeni ortadan kaldırıp adaletli sistemi kurana kadar mücadelemiz devam edecek. İstanbul’da yaşamın zor olduğu burada yaşayanlar olarak daha iyi biliyorsunuz” dedi.
Hatimoğulları konuşmasının devamında şu ifadeleri dile getirdi: “Her gün İstanbul’da silahlı katliamlar gerçekleşiyor. Bu çürük düzeni ortadan kaldırmak, işçilerin, emekçilerin ortak mücadelesi ile mümkün. İstanbul Türkiye’nin yarısı dolayısıyla İstanbul çok önemli. İstanbul, kavgamızın kenti olması açısından da çok önemli. İstanbul’da yaprak kıpırdasa, Kürdistan’da hissederiz. Şimşek ekonomik krizden kurtaracak diye yeniden görevlendirildi ama enflasyonun yüzde 38’di; şimdi enflasyon hangi aşamada biliyorsunuz. Şimşek Hazine ve Maliye Bakanı olduğunda dolar 21 TL idi, şimdi 34’ü geçmiş durumda. Şimşek programı kurtarıcı değil, batırıcıdır. Bu sistem, sömürgeci bir sistemdir. Esnafın beli vergiyle bükülen sömürge bir sistemdir. Bıçak kemikte değil, ilikte. Köklü ve radikal değişimlere ihtiyaç var. Bizler bu adımları atmazsak daha çok açlığa maruz kalacağız.”
‘Esas olan toplumsal mücadele’
Muhalefete seslenen Hatimoğulları, “Tek sandığı çare olarak göstererek çözüm oluşmaz. Trende bir vagon olmayacağız; lokomotif olacağız, diyar diyar gezeceğiz. Tüm sorunların çözümü için öncü rol üstelenerek toplumsal mücadeleyi yürütmeyi teklif ediyoruz. Gelin, bütçe görüşmeleri başlamadan hazırlıklarımızı yapalım. Bütçeden hakkımız almak için alanlarda, meydanlarda mücadele verelim. DEM Parti olarak alanlarda, tarlada, fabrika dolaşırken halkın üzerindeki ölü toprağının kalktığını gördük. Direnen işçilere selam olsun. Yoksulluğun bu kadar derinleştiği yerde grevler, direnişler var. Bölük direnişçilerin birbiri ile dayanışmasını sağlamak görevimiz. Kampanya sürecince çıkarttığımız sonuç, öfkeyi örgütlemek ve mücadeleci kanatın içine akıtabilmek. Seçimler elbet önemli ama her şey sandık değil; esas olan toplumsal mücadelenin kendisidir.”
‘Umudumuz ve direncimiz büyük’
“Bizler bu buluşmayı gerçekleştirirken Gazze’de insanlar katlediliyor. Aynı şekilde Lübnan’da saldırılar arttırılmış durumda. İsrail, bölge savaşı çıkartana kadar işgal saldırılarını devam ettirecek gibi duruyor. Gelin, hep birlikte bu savaşı durduralım. Bizler savaşı yakinen tanıyan bir partiyiz; bu savaşın neye gebe olduğunu en iyi biz biliriz. Erdoğan, İsrail’e çağrı yaptı; biz de Erdoğan’a Kürt halkı için sana çağrı yapıyoruz. Kürt ve Filistin halkının kanayan yarası var. İki halkın barışının sağlanması, bölgenin barışına hizmet edecek. Filistin halkı yalnız değildir; onlar için mücadelemiz devam edecek. Umudumuz ve direncimiz büyük.”
Buluşma, konuşmaların ardından son buldu.
İSTANBUL