Dîlok’ta yaşayan Öztürk ailesi, tutsak yakınları için uzun yıllardır 3 kent arasında mekik dokuyor
Dîlok’ta (Antep) yaşayan Öztürk ailesi fertlerinden Necdet ve Bakır Öztürk kardeşler, Mayıs 2012 tarihinden bu yana tutuklu bulunuyor. Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığının soruşturması üzerine tutuklanan Necdet ve Bakır Öztürk kardeşler hakkında “devletin birliğini bozmak” iddiasıyla dava açıldı. Ankara 13’üncü Bölge Ağır Ceza Mahkemesi’nde aynı yılın Kasım ayında Öztürk kardeşler hakkında 3’er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi. Karar, 2016 yılında Yargıtay tarafından onandı. Kardeşlerden Necdet Öztürk, Kırşehir Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde tutuluyor. Bakır Öztürk ise, Tekirdağ 2 Nolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi’nde tutuluyor.
Kilometrelerce yol
Kardeşler, 8 yıldır tekli hücrelerde tutuluyor. Kardeşlerin Dîlok’ta yaşayan aileleri, uzun yıllardır yakınlarıyla görüşmek için yüzlerce kilometre yol kat etmek zorunda kalıyor.
Tek başına tutuluyor
Kardeş İbrahim Öztürk, “Necdet, hasta bir tutsak ve tek başına bir odada tutuluyor. Zaman zaman bir anda bayıldığı oluyor. Ilk zamanlar Antep H Tipi Cezaevi’nde tutuluyordu. Sonra L Tipi’ne gönderdiler. Son olarak Nisan ayında Kırşehir’e gönderdiler. Şimdi yine tek başına tutuluyor. Şimdi aynı koridorda 3 siyasi tutsakla birlikte kalıyor ama onlarla yan yana getirilmiyor. Bize sadece onların sesini duyabildiğini söyledi. Bu siyasi tutsaklar havalandırmaya birlikte çıkarılırken, Necdet’i tek başına çıkarıyorlar” dedi.
Kürtçe kitaplar toplatılıyor
Ağabeyi Bakır Öztürk’ün Dîlok’tan sonra sırasıyla Sincan ve Tekirdağ’daki cezaevlerine sevk edildiğini aktaran İbrahim Öztürk, “Bakır ile en son bir kaç hafta önce telefon ile görüştük. Cezaevi idaresinin kendi sattığı radyoları bile ‘yasak’ diyerek topladığını söyledi. Yasak olmamasına rağmen özellikle Kürtçe kitapları topluyorlar” dedi.
12 yılda sadece 3 ziyaret
Öztürk, ağabeyi Bakır Öztürk’ün 3 çocuğu olduğunu ve bu durumdan çocukların da olumsuz etkilendiğini kaydetti. Çocukların okulu bırakmak zorunda kaldıklarına dikkati çeken Öztürk, “Ben de 4 buçuk yıl cezaevinde tutuldum. Kardeşim Bakır’ın 12 yıllık tutsaklık döneminde onu sadece 3 kez ziyaret edebildim. Annem ve çocuklar da çok az ziyarete gidebildiler. Çünkü her ikisinin de tutulduğu yer çok uzak. Buna karşı Adalet Bakanlığı’na, Meclis’e başvurduk. Ama hepsi reddedildi. Cezaevleri işkence merkezleri haline getirilmiş. Orada kimse kendi kanunlarına bile uymuyor” diye kaydetti.
Herkesin ses çıkarması lazım
Cezaevlerindeki baskıların bir an önce son bulması gerektiğini vurgulayan Öztürk, şunları söyledi: “Cezaevleri her gün cenazelerin çıktığı, tutsakların her türlü tehdide maruz kaldığı alanlar olmuş durumda. ‘Vicdanlıyım, ahlaklıyım’ diyen insanların bu adaletsizliklere ses çıkarmasını istiyoruz.”
Haber: Ceylan Şahinli / MA