Yüksek Güvenlikli Hapishaneler, havalandırması olmayan, 7/24 saat kamerayla izlenen, kıyafetlerin hücre içinde yıkanıp kurutulduğu, sık tel örgülü pencereler ve yüksek duvarlardan gökyüzünün görünmediği, güneş ışığı ve havanın girmediği tek ve üç kişilik tecrit ve zulüm mekanlarıdır
İçeriden / Hüseyin Aykol
İzmir’in Buca ilçesinde bulunan Kırıklar 2 nolu F Tipi Cezaevi’nde tutulmakta olan Dursun Kaş, 2 Eylül 2024 tarihli mektubunda şöyle diyor: “Size bu mektubu kuyu tiplerinde devam eden süresiz açlık grevlerine dikkat çekmek için yazıyorum.
6 Şubat 2024 tarihinde tutuklanan ve kısa süre sonra Kırşehir Yüksek Güvenlikli Hapishanesi’ne sürgün edilen Grup Yorum emekçileri Rezzan Şengül ve Vedat Doğan, süresiz açlık grevinin 150’li günlerindeler. Talepleri basittir: Kuyu tipi olmayan ve arkadaşlarının kaldığı bir hapishaneye sevk edilmek. Ancak Rezzan ve Vedat’ın süresiz açlık grevinde sağlıkları günden güne kötüleşmektedir. Rezzan’da kalp çarpıntısı, ‘huzursuz bacak sendromu’, uyuyamama sorunları; Vedat’ın kulağının birinde ciddi işitme kaybı ve hafıza sorunları başlamıştır. İki arkadaşımız da 40’lı kilolara düşmüştür.
Yakın zamanda basında gündem olduğu için kuyu tiplerinin koşullarını biliyor olmalısınız. Yüksek Güvenlikli Hapishaneler, havalandırması olmayan, 7/24 saat kamerayla izlenen, kıyafetlerin hücre içinde yıkanıp kurutulduğu, sık tek örgülü pencereler ve yüksek duvarlardan gökyüzünün görünmediği, güneş ışığı ve havanın girmediği tek ve üç kişilik tecrit ve zulüm mekanlarıdır. İşte Rezzan ve Vedat bu insanlık dışı hücrelere konulmayı kabul etmedikleri için süresiz açlık grevindeler.
Yakın süreçte yüksek güvenlikli hapishanelerde süresiz açlık grevine ve ölüm orucuna başlayan Nedin Öztürk, Hüseyin Karaoğlan, Nurettin Kaya, Cemil Kurt, Alişan Gül, Oktay Kelebek ve Cem Dursun’un talepleri sağlıkları kritik aşamaya geldiğinde, ölümün eşiğindeyken kabul edilip, başka hapishanelere sevkleri yapılmıştı. Aynı zulüm bugün Rezzan ve Vedat’a yapılmaktadır. Fakat hem kuyu tiplerinde maruz kaldıkları koşullar, hem de süresiz açlık grevinden kaynaklı kalıcı hasar alma tehlikeleri “insanım” diyen herkesi endişelendirmektedir.
Arkadaşlarımızın bu haklı ve meşru taleplerinin gecikmeden karşılanması, 150’li günleri aşan açlıklarının son bulup, Grup Yorum emekçileri Rezzan Şengül ve Vedat Doğan’ın hayatlarının kurtarılması acil ve yakıcı bir sorundur. Bu soruna duyarlılık göstermenizi bekliyor, çalışmalarınızda kolaylıklar diliyorum.”
***
Trabzon-Beşikdüzü T Tipi Cezaevi’nde tutulmakta olan A.Rahman Buğday, 5 Eylül 2024 tarihli mektubunda şöyle diyor: “Özellikle sen başta olmak üzere değerli ailemizi dem dema azadinin vermiş olduğu coşku ve heyecanla selamlıyor, saygı ve sevgiler yolluyorum. Dilerim ki, hayatın her alanında sağlıklı ve morallisinizdir.
Bizler de iyiyiz. Moralimizi yüksek tutmaya, halkımıza cevap olmaya çalışıyoruz. Size bu nameyi Trabzon-Beşikdüzü T Tipi’nden yazıyorum. Ben Vartoluyum. Bu zindana Muş’tan sürgün olarak geldik. Orada siyasi mahpusları fazla tutmuyorlar; hemen sürgün ediyorlar. Ben, iki yıldan fazla bir süredir zindandayım. Ailemin hepsi Avrupa’da yaşıyor. Görüşüme gelemiyorlar.”
İletişimsizlik büyüyor
Geçen hafta bana ulaşan hiç mektup olmadığı için “içeriden” köşemiz yayınlanmadı. Bu hafta da fark edeceğiniz gibi sadece üç mektup posta kutuma ulaşabildi. Mahpus arkadaşlarımız, son paralarıyla göndermek istedikleri mektupları, bana değil de, örneğin insan hakları kuruluşlarına gönderiyorlar haklı olarak. Bana yazmak istedikleri sorunlar hakkında benim neler yaptığımı izleyemedikleri için doğrudan orayı tercih ediyorlar. Böylesi tercihlerinde son derece haklılar.
Daha önce de değindiğim gibi, hem posta fiyatlarına gelen fahiş zam, hem de son zamanlarda sık sık verilen iletişim cezaları yüzünden, içerideki insanlarımız dışarıya çok fazla mektup yazamıyor. Yazabilecekleri son birkaç mektubu ise insan hakları kuruluşlarına gönderiyorlar. Bu nedenle, içerideki insanlarımızın görüşçülerine çok büyük görevler düşüyor. Onlardan duydukları sorunları, bir an önce insan hakları kurumlarımıza ve basın kuruluşlarımıza iletmeleri gerekiyor. Böylece içerideki sorunlar, bir an önce duyarlı kamuoyunun dikkatine sunabilelim!
MEKTUBU GELENLER:
A.Rahman Buğday – Beşikdüzü T Tipi Cezaevi
Erol Dündar – Kandıra 2 nolu F Tipi Cezaevi
Dursun Kaş – Kırıklar 2 nolu F Tipi Cezaevi