Açlık grevi eyleminin 21’inci gününe ulaşan Leyla Güven’in direnişine, kadınca haykırışına hala devam ettiğini söyleyen HDP İstanbul Milletvekili Hüda Kaya, “Leyla Güven, zindanda bu rejime meydan okuyan bir eylem içerisindedir” dedi.
Diyarbakır E Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hakkari Milletvekili ve Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Leyla Güven’in, PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecride son verilmesi talebiyle tek başına girdiği açlık grevi eylemi 21’inci güne ulaştı. HDP İstanbul Milletvekili Hüda Kaya, milletvekili arkadaşı Leyla Güven’in maruz kaldığı hukuksuzluğa kadınlık hali üzerinden yaklaşıp, talebine dair konuştu.
‘Şiddet dilinin ceremesini kadınlar çekiyor’
Türkiye ve dünyada kadına yönelik artan şiddetin temelinde son derece hoyrat ve insanlığın sınırlarını da zorlayan binlerce yıllık erkek egemen zihniyetin yattığını söyleyen Kaya, Türkiye özelinde ise bu durumun politik egemen zihniyetin topluma yaydığı şiddet ve nefret sarmalı ile kendisini göstermeye başladığını kaydetti. Kaya, şiddet dilinin en büyük ceremesini kadınların çektiğini, şiddet ve nefretin hedefinde yine kadınların yer aldığını vurguladı.
‘Kadın direnişinden asla vazgeçmeyendir’
Kaya, “Kadın; varlığı, vicdanı, duruşu, direnişi ve kadınlığı ile tarih boyunca olduğu gibi bugün de ülkemizde hakim olan bu karanlık, nefret ve şiddet zihniyetinin de karşısında duruşunu kaybetmeyen, en olmaz zamanlarda bile varlığını ve duruşunu koruyarak direnişinden asla vazgeçmeyendir. Bugün bu hakim zulme karşı, özellikle son yıllarda her tarafımızı sarıp sarmalayan şiddet, nefret ve linç kültürüne karşısında kadınların ayağa kalktığı, direnişe geçtiği ve sesini yükselttiği bazı günler, anmalar ve toplumsal değerlendirmeler bu rejim ve zihniyet için en büyük tehlike ve risk olmuştur. Bundan ötürü şiddetini daha çok kadına yönlendirmiştir” dedi.
‘Leyla Güven rejime meydan okuyor’
Leyla Güven’in serbest bırakılmamasını sadece HDP’li olma kimliğine bağlamadığını söyleyen Kaya, “Bir kadının ne kadar direngen ve direnişini sürdüren, tavizsiz ve iş birlikçi olmayan tutum ve davranışına da bağlıyorum aynı zamanda. Ve o kadın ki Leyla Güven, şu anda dört duvar arasında, zindanda bu rejime meydan okuyan bir eylem içerisindedir. Duruşuna ve direnişine, kadınca haykırışına hala devam ediyor” diye konuştu.
‘Tecrit yaşama en büyük darbe…’
Tecrit politikası üzerinde de duran Kaya, tecridin bir insanın hayatına, yaşamına, var oluşuna, nefes alma hakkına ve insanca eşit muamele görme hakkına yapılmış en büyük bir darbe, şiddet ve nefret pratiği olduğunu kaydetti. Kaya, “Leyla Güven, kendi şahsı üzerinden zindan koşulları içerisinde bir kadın olarak uğradığı ve maruz kaldığı bu ayrımcı şiddet politikası karşısında bireysel duruşunu kaybetmediği gibi tecrit politikasına karşı da, bunun bir şiddet ve ayrımcılık olduğunu haykıran bir eylemlilik ortaya koymuştur” dedi.
Kaynak: MA