DBP Eş Genel Başkanı Çiğdem Kılıçgün Uçar ve 38 kişinin yargılandığı dava ertelendi
DBP Eş Genel Başkanı Çiğdem Kılıçgün Uçar’ın da aralarında bulunduğu HDK ve HDP üyesi 38 kişinin “örgüt üyesi olmak” iddiasıyla yargılandığı davanın duruşması, savunmaların tamamlanması için yarına ertelendi.
Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Çiğdem Kılıçgün Uçar’ın da aralarında bulunduğu Halkların Demokratik Kongresi (HDK) ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) üyesi 38 kişinin “örgüt üyesi olmak” iddiasıyla yargılandığı davanın 24’üncü duruşması, Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi 28’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmada yargılananların bazıları ve avukatları hazır bulundu.
İddia makamı, bir önceki celsede 35 kişi hakkında “örgüt üyesi olmak” suçlamasıyla cezalandırılması, 3 kişinin ise beraatine karar verilmesi talebiyle verdiği mütalaayı tekrarladı.
Mütalaaya karşı savunma yapan Can Memiş, hakkında yıllardır yurtdışı çıkış yasağı tedbiri uygulandığını ve bunun somut bir gerekçeye dayandırılmadığını belirtti. Mütalaada hangi fiillerden dolayı ceza istendiğinin belirtilmediğini vurgulayan Memiş, “Delillerin hiçbiri tutarlı değil, bu yüzden adil bir yargılama yapılmıyor. HDK ile ilgili tapelere bakıyorum, hepsi siyasi konuşmalarıma yer vermiş, onları da HDP’de yaptım. HDK’nin böyle bir konumu yok, ben HDP’de faaliyet yürüttüm. HDK meşru ve yasal bir zeminde varlığını sürdürüyor,” dedi.
‘Mütalaa hukuki değil’
Memiş’in avukatı Tora Pekin, mütalaanın usule aykırı olduğunu belirterek, “Mütalaa tamamen siyasidir. Mesela, müvekkilim için ‘HDK için faaliyet yürüttüğü istihbari bilgi ile görüldü’ denilmiş. Burada hiçbir somut kanıt yok. HDP’de de siyaset yapmış, ancak bu belirtilmemiş. Savcı, HDK’yi kriminalize etmeyi daha kolay bulmuş. Müvekkilimin katıldığı basın açıklamaları ve siyasi çalışmaları, örgüt üyeliği suçu olarak gösteriliyor ama ortada üyelik oluşturacak bir kanıt yoktur,” şeklinde savunma yaptı.
‘HDK’li değilim, HDK yasaldır’
78’liler Girişimi Sözcüsü Celalettin Can ise savunmasında, 12 Eylül Darbesi döneminde uzun süre cezaevinde kaldığını ve demokrasinin önündeki tek engelin darbe zihniyeti olduğunu ifade etti. “Akil insanlar arasında devlet ve muhalefetin önerisiyle yer aldım. HDP’de görev yaptım, ancak savcı ısrarla HDK’li olduğumu söylemiş. Ben HDK’li değilim ki, ayrıca HDK yasaldır,” dedi.
Can, hakkında hazırlanan mütalaada tek delilin telefon kayıtları olduğunu belirtti. “Bu görüşmeler kanıt gösterilip soruşturma açılamaz. Haberleşmenin gizliliği ihlal edilmiştir ve hukuka aykırı elde edilen deliller kanıt değildir,” dedi.
‘Buzdolabını ne yapacaklar?’
Savcının, kendisinin PKK’lilere buzdolabı, çamaşır makinesi gönderdiği iddiasını talihsiz bulduğunu ifade eden Can, “PKK’liler buzdolabını ne yapacak? Tapelerde de bir şey bulunmamış,” diye ekledi.
Can’ın avukatı Nazan Asya Özmen, müvekkili için beraat talebinde bulundu. DEM Parti MYK üyesi Elif Bulut ve DEM Parti İstanbul İl Eşbaşkanı Gonca Yangöz’ün avukatı Destina Yıldız da ortada somut bir delil olmadığını ve mütalaanın eksik olduğunu dile getirdi. “Bu deliller üzerinden örgüt üyeliği suçu çıkmaz. Bu sebeple müvekkillerimin beraatlarını talep ediyorum,” dedi.
‘Siyasi faaliyetlerimiz engellenmeye çalışılıyor’
DEM Parti MYK üyesi Elif Bulut ise savunmasında, HDP Parti Meclisi üyesi olduğu dönemde yaptığı siyasi faaliyetlerin suçlamalara konu edildiğini belirtti. “Biz burada legal bir parti olduğumuzu söylemek zorunda bırakılıyoruz. Demokratik bir hakkım olan bu faaliyetler suç değildir,” dedi ve beraat talebinde bulundu.
Diğer yargılananlar ve avukatları da savunmalarında, delillerin telefon tapelerinden ibaret olduğunu ve suç unsuru taşımadığını vurguladı. Mahkeme, diğer sanıkların savunmalarının tamamlanması için duruşmayı yarına erteledi.
HABER MERKEZİ