Güran ailesinin devlete, Hizbullah’a ve siyasi iktidarın ideolojisine yakın olması kadar devletin de aileye sahip çıkması, Narin’in katil veya katillerinin bulunmasını her geçen gün zorlaştırıyor
Bahar Amed
Amed’in Rezan (Bağlar) ilçesinin Çûlî kırsal mahallesinde 21 Ağustos’ta kaybolan ve 19 gün sonra 8 Eylül’de cansız bedeni bulunan 8 yaşındaki Narin Güran’ın katledilmesine ilişkin hala gerçekler ortaya çıkarılmadı. Narin’in katledilmesi üzerinden yaklaşık bir ay geçti. Narin’in annesi, ağabeyinin de aralarında bulunduğu 12 kişi tutuklandı. Ancak Narin’i kimin katlettiği ortaya çıkarılmadı. İlk günden beri soruşturmayı yönlendiren aile, delilleri karartı ve soruşturmayı yönlendirdi. Devletle, Hizbullah’la ilişkisi olan aile, Narin’in cenazesi bulunduktan sonra da AKP ve Hüda-Par’lılar tarafından yapılan açıklamalarla korundu.
Ensarioğlu: Aile 40 yıllık dostum
Cinayetin baş şüphelisi olan ve delilleri karartan, soruşturmayı yönlendiren amca (muhtar) Salim Güran, ilk andan itibaren AKP Milletvekili Galip Ensarioğlu tarafından korundu. Soruşturma sürerken Ensarioğlu, “Aileyle benim 40 yıllık dostluğum var. Ailenin hemen hemen tüm bireylerini tanırız. Büyük bir aile ama varsa bir suç herkes suçlu değil” dedi. Hüda-Par’lı yetkililer ise, “Kültürümüzde böyle şeyler yok. Bunlar dış güçler, ABD ve İsrail’in işidir” diyerek, katilleri korudu.
Jandarma izledi aile delilleri karartı
Diyarbakır İl Jandarma Komutanı Tümgeneral Selçuk Yıldırım, Narin’in kaybolmasından 8 gün sonra yaptığı açıklamada, sonuca çok yakın olduklarını ve her an yeni bir haber verebileceklerini belirtti. Ancak Yıldırım’ın yaptığı o açıklama üzerinden günler geçmesine rağmen bir daha açıklama yapılmadı. Jandarmanın arama yaptığı sırada köyde Hizbulllah’a ait olduğu belirtilen silahlar bulduğu belirtildi. Bu iddia sonrasında soruşturmanın yönü değiştirildiği ve bundan dolayı Yıldırım’ın bir daha açıklama yapmadığı belirtildi. Daha sonra anlaşıldı ki jandarmayla birlikte aramaya çıkan Salim Güran ve aile üyeleri, soruşturmayı ve jandarmayı yönlendirerek, delilleri karartı.
Birlikte delilleri karartılar
Narin kaybolduktan iki gün sonra köyde yangın çıkarıldı. Arama kurtarma çalışmaları esnasında olağan dışı elektrik kesintileri yaşandı. İki kişinin bir kız çocuğunu köyün üst tarafına götürdüğü şeklinde ihbarda bulunuldu. Yanlış ifadelerle güvenlik birimleri yanlış yönlendirildi. Jandarma personeli Eğertutmaz Deresi’nden uzaklaştırılmaya çalışıldı. Salim Güran’ın devletle, AKP ve Hüda-Par ile güçlü ilişkileri olduğu gerekçesiyle kendisinden hiç şüphelenilmediği belirtildi.
Suyun yönünü değiştirdiler
Kendi sanal medya hesabında da DSİ’de çalıştığını yazan Narin’in akrabası Kurtuluş Güran’ın da Narin’in cenazesinin bulunmasını engellemek için gömüldüğü yerde suyun yükselmesini sağlayarak su akışını dereye yönlendirdi.
Ensarioğlu ve Salim Güran ilişkisi
Ailenin ve muhtar Salim Güran’ın ilk günden beri derin devletle ilişkisi olduğu konuşuldu. Ailenin zengin ve güçlü olduğu için cinayetin üstü örtülmeye çalışıldığı belirtildi. Bu tartışmaları doğrulayan ilişkiler de ortaya çıkıyor. “Aile 40 yıllık dostumuzdur” diyen Ensarioğlu’nun birçok kez aile üyeleriyle görüştüğü ortaya çıktı. Cinayetin baş sorumlusu muhtar Salim Güran ile Ensarioğlu’nun Meclis’te çekilmiş bir fotoğrafı ortaya çıktı.
Ensarioğlu’nun mesajı
Ortaya çıkan fotoğrafta Salim Güran ile Ensarioğlu’nun Meclis kulisinde karşılıklı çay içtikleri görülüyor. Söz konusu fotoğrafın Ensarioğlu’nun sanal medya hesabından, Salim Güran’ı Meclis odasında ağırladığına dair 27 Aralık 2023 paylaşımı ile doğrulandı. Ensarioğlu’nun X hesabından 27 Aralık 2023’te yaptığı paylaşımda “Gazi Meclisimizde kıymetli hemşehrilerimizi ağırlamaya devam ediyoruz. Bizleri ziyaret eden; Bismil İlçe Başkanımız Muzaffer Cengiz Özaydın, Bağlar İlçe Başkanımız Sadık Başar Gür, Çınar İlçe Başkanımız Ömer Murat Delil, Çermik İlçe Başkanımız Hayrettin Kızılarslan, Ergani İlçe Başkanımız Mehmet Abbas Polat, Çermik Belediye Başkanımız Şehmus Karamehmetoğlu, Dicle Belediye Başkanımız Felat Aygören, Lice İlçe Başkanımız Adem Kayaş, Kocaköy İlçe Başkanımız Mehmet Uruç, Kayapınar-Taban mahalle muhtarımız Mustafa Yıldız, Bağlar-Tavşantepe mahalle muhtarımız Salim Güran, Sur-Kabasakal mahalle muhtarımız Zeyneddin ÇINAR ve kıymetli hemşehrilerimize ziyaretleri için teşekkür ederim” yazdığı görüldü.
Cinayetin üstü örtülmek isteniyor
Ortaya çıkan fotoğraflar ve yapılan açıklamalar neden cinayetin aydınlatılmadığı, katil ya da katillerin bulunmadığı, cinayetin arkasındakilerin neden ortaya çıkarılmadığını da ortaya koyuyor. Soruşturmada; köy sakinlerinin, özellikle Güran ailesinin devlete ve siyasi iktidarın ideolojisine yakın olması kadar devletin de aileye bakışındaki farklı yaklaşım, Narin’in katil veya katillerinin bulunmasını her geçen gün zorlaştırıyor.
Salim Güran’ın devletle, Hizbullah ile ilişkileri olduğu silah kaçakçılığı yaptığı belirtildi. Köyde silah deposu bulunduğu belirtildi ancak üzeri örtüldü. “Üst düzey” bağlantılarına güvenen aile, ilk günden beri çok rahat davranıyor. Cinayeti tüm köylü bilmesine rağmen ailenin baskısından dolayı kimse konuşmadı. Günlerdir yürütülen soruşturmada binlerce sayfalık ifade ve değerlendirme yapıldı ancak katil hala bulunmuş değil. Salim Güran’ın mahkemede bahsettiği 380 merminin silah deposu ile ilgili olup olmadığı konusunda bir açıklama yapılmadı. Ensarioğlu’nun açıklamaları ve tüm bu iddialar cinayetin neden hala aydınlatılmadığı ve üzerinin nasıl örtülmek istendiğini ortaya koyuyor.
Cinayet kolayca çözülebilirdi
Oysa, gerçekleştiği çevre ve adı geçenler çerçevesinde çok basit bir soruşturmayla, cinayet gün ışığına çıkarılabilirdi. Fakat gelinen son noktada, ailenin devletle olan güçlü bağları sonucunda Narin’in katledilmesi “dış güçlere” bağlandı. Aile de devletten ve iktidardaki siyasetçilerden aldığı güçle, yaptığı açıklamada dış güçler ve yerli uzantıları tarafından karalandığını öne sürdü. Narin’in katledildiği Tavşantepe’nin stratejik bir öneme sahip olduğu ve devlete bağlılığının güçlü olduğu belirtildi.
Sorular cevap bulmadan…
Toplumun ve kamuoyunun yakından takip etmesinden dolayı soruşturma bir şekilde yürütülüyor ve birçok isim tutuklandı. Ancak köyde bulunduğu belirtilen silahlar, ailenin devletle, Hizbullah’la ve siyasetçilerle olan ilişkisi ortaya konulmadan cinayetin çözülmesi zor görünüyor. Salim Güran ve aile üyeleri bu güçlerden destek aldıkça katil ya da katillerin bulunması çok zor. Bu konuların aydınlığa kavuşması için toplum ve kamuoyunun da olayın üzerine giderek, gerçekleri ortaya çıkarmalıdır. Aksi taktirde bölgede benzer birçok olayda olduğu gibi bu cinayetin de üzeri örtülecek, katiller korunacak.
Bakırhan: Narin’in katili devlet örgütlülüğüdür
Günlerdir dile getirdiğimiz, gazete olarak gündemde tuttuğumuz ailenin devletle, Hizbullah ve iktidardaki siyasetçilerle ilişkilerinden dolayı cinayetin aydınlatılmadığını ve üzerinin örtülmek istendiğini muhalif partiler ve kimi çevreler de gündeme getirmeye başladı.
Narin Güran’ın vahşice katledilmesine işaret eden DEM Parti Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, “Tavşantepe köyü, devletin örgütlediği bir köydür. Burada ahlaki-politik toplumun bütün değerleri ortadan kaldırılmış. Narin, sadece kendisini öldürenler tarafından katledilmedi. Köydeki devlet örgütlülüğü, paramiliter güçler aslında Narin’in katilidir. Bir toplum böyle örgütlü bir şekilde bir cinayet karşısında sus pus olur mu? Devlet olanaklarıyla, MİT’iyle, jandarmasıyla, yandaş basınıyla 20 küsur gündür Narin’i kim ve neden katlettiler bilmiyoruz. Akdeniz Mahallesi’nde bir gecekondudan tweet atan bir yurttaş kapısı kırılarak hemen gözaltına alınıyor. Ama ortada bir cenaze var, kim yaptı hala bilmiyoruz. Burada gizlenen Narin’in katilleri değil, devletin çürümüş örgütlülüğüdür. Devrimcileri, yurtseverleri katleden, domuz bağı ile işkence eden anlayışın örgütlü olduğu bir köy olduğu için üzerine gitmiyorlar. Devlet orada kötülüğü örtüyor. Örgütlü bir sessizlik, örgütlü bir kötülük var” dedi.
Hatimoğulları: Paramileter güçler mi korunuyor
Köyde Narin’in mezarını ve sonrasında Amed Barosu’nu ziyaret eden DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları konuya ilişkin ise şunları söyledi:
“Çûlî’de ne var? Kim, neden korunuyor?” sorularını yönelten Hatimoğulları, “Bugün çok büyük katliamların kısa bir sürede çözülebildiği bir ülkede, bu meselenin neden üstü örtülüyor? Burada korunmak istenen dar manada aile ilişkileri değil, burada korunmak istenen çok daha farklı şeyler var. Burada amaç paramiliter güçleri mi korunmaktır? Ortaya çıkan mermiler başka bir şeyin göstergesi midir? Siyasetin bununla bağlantısı nedir? Bütün bunların hepsi sorgulanması gereken ve yanıt bekleyen sorulardır.”