Okulların da açılmasıyla anadilde eğitim hakkı yeniden gündeme gelirken, MED-DER Kurmancî Öğretmeni Dilan Çimen, asimilasyona karşı ailelere ‘Çocuklarınızı dillerinden koparmayın’ çağrısında bulundu
Kurdistan ve Türkiye kentlerinde Kürt kimliği ve dili ile yaşamaya çalışan halkların mücadelesini verdiği konulardan biri de anadilde eğitim. Yaşamın inşasında önemli bir yeri olan eğitimi kendi anadilinde alamayan halklar ise asimilasyon politikalarından daha derin ve hızlı etkileniyor. Ancak dile ve kültüre yönelen bu politikalar karşısında alternatifler de oluşturuluyor. Bunlardan Amed’de çalışmalarını sürdüren Mezopotamya Dil, Kültür ve Araştırma Derneği (MED-DER) Kürtçenin lehçelerinin unutulmaması için açtığı kurslarda yediden yetmişe eğitim veriyor.
Devlet okullarının açılmasından önce çocuklara anadillerinde eğitim veren Kurmancî Öğretmeni Dilan Çimen Jinnews’ten Gülistan Gülmüş’e değerlendirdi. Çimen, çocukların asimilasyona uğramasına, verdikleri eğitimlerle neyi amaçladıklarına ve ailelerin çocuklarına kendi dillerini öğretmeleri konusundaki misyonlarına dair konuştu.
Kürtçe’nin sahip olduğu sözlü edebiyat geleneği sayesinde varlığını sürdürdüğüne dikkat çeken Çimen, “Dünyanın hiçbir yerinde asimilasyona uğrayan bir dilin ayakta kalıp kendini koruması mümkün değil. Ayakta kalabilmeyi sürdüren tek dil Kürtçe’dir” dedi. Kürtçe’nin sözlü edebiyat kültürünün zengin olmasından kaynaklı varlığını sürdürdüğünü dile getiren Çimen, “Dilimiz sözlü edebiyat ile bugüne kadar gelebilmiştir ama bu bizim dilimizin de resmi dil olmayacağı anlamına gelmiyor. Bizler 5-6 haftada asimilasyona uğrayan çocukların kendi dillerinde az da olsa kendilerini ifade edebildiklerini ispatladık. Çocuklar büyük bir heyecan ve istekle derslere geliyorlardı, eve gitmek istemiyorlardı ama maalesef dilimiz resmi dil olmadığı için sadece kurs verebildik. O yüzden zamanımız kısıtlı oluyor. Bizler de Kürt dili öğretmenleri olarak dilimizin resmi dil olmasını istiyoruz. Artık Kürt çocuklarının asimile edilmemesini, yabancı bir dile maruz kalmamalarını istiyoruz” ifadelerine yer verdi.
‘Önce anadil’
Çocukların ilk etapta anadillerini öğrenmemelerinin diğer dilleri de eksik öğrenmelerine neden olduğunu paylaşan Çimen, “Psikologlar, pedagoglar, sosyologlar, ‘kendi diliyle büyüyen çocuklar büyüdüklerinde başka dilleri de öğrenebiliyorlar’ diyorlar. Çocukların anadilleri Kürtçe ise ve Türk diline maruz kaldıklarında Türkçe onlara yabancı bir dil olduğu için eksik öğreniyor. Kendi dilleri de eksik kalıyor. Ancak 1 yaşından 9 yaşına kadar kendi dilini yeterli ölçüde öğrenirse, doğdukları ilk andan itibaren annelerinin ninnileri ile büyürlerse, o dil onlarda oturursa asimilasyona maruz kalmazlar. Bu şekilde büyüdüklerinde diğer dilleri de rahatlıkla öğrenebilirler. Dilini bilmek çocukların özellikle kişiliklerinde önemli rol oynuyor, o açıdan çok önemli” şeklinde konuştu.
‘Aileler Zarok TV’yi açsınlar’
Çimen, Amed’de birçok çocuğun asimilasyona uğradığının altını çizerken, bu durumun giderilebilmesi için önerilerini dile getirdi. Çimen, çocukların anadillerini daha iyi öğrenebilmeleri için ailelere şu şekilde seslendi:
“Eskiden imkanlarımız kısıtlıydı, asimilasyona maruz kalıyorduk. Kurumlar yoktu. Aileler evlerini bir okula çevirmeliler. Kimsenin dillerini asimilasyona uğratmalarına izin vermemeliler. Asimilasyona uğramanın sebebi dilimiz üzerinde büyük bir saldırının olmasıdır. Bu süreçte çocuklarının asimilasyona uğradığını anlayan aileler, çocuklarını Kürtçe kurum ve kuruluşlara getirsinler. Çocuklarını MED-DER’e ya da buna benzer Amed’de olan birçok kuruma getirebilirler. Hiç olmazsa Zarok TV’yi açsınlar, Kürtçe şarkılar dinletsinler ya da Youtube’da bir sürü Kürtçe derslerin olduğu videolar var, onları izletsinler. Buradan ailelere seslenmek istiyorum, Amed’de yüzlerce çocuğumuz asimilasyona uğramış. Buraya geldiklerinde burayı evleri gibi görüyorlar, çok da mutlu oluyorlar. Atölyeler bittiğinde çocuklar buradan üzgün bir şekilde ayrılıyorlar. Çocuklarınızı dillerinden bu isteklerinden koparmayın. Anne ve babaların rol ve misyonu çok önemli. Çocuklarını kurumlarımıza getirsinler, dillerini öğrenmelerini sağlasınlar.”
KÜLTÜR SERVİSİ