Figen Yüksekdağ ile Enternasyonal Kadın Dayanışma Ağı’ndan Ayşe Yumli, AİHM kararlarının uygulanması için çalışmalarının olacağını belirterek, ‘Bu dava hem Türkiye hem Kurdistan’da özgürlük mücadelesi yürüten tüm kuvvetlerin ortak davasıdır’ dedi
DAİŞ’in Kobanê’ye yönelik saldırılarına karşı 6-8 Ekim 2014 tarihlerinde gelişen protesto eylemleri gerekçe gösterilerek Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş’ın da aralarında olduğu 108 siyasetçinin yargılandığı davanın karar duruşması 16 Mayıs’ta görüldü. Aralarında Yüksekdağ ve Demirtaş’ın da olduğu birçok siyasetçiyle “devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmaya yardım” iddiasıyla ağır cezalar verildi.
Kampanya sürüyor
Avrupa’da bazı kadın örgütlerinin bir araya gelerek oluşturduğu Figen Yüksekdağ ile Enternasyonal Kadın Dayanışma Ağı, Yüksekdağ ile diğer tutsaklar için Eylül ayında “özgürlük” kampanyası başlattı. Oluşturulan ağın üyesi olan Avrupa Sosyalist Kadın Birliği’nden Ayşe Yumli, kampanyayı değerlendirdi.
Kobanê Davası’nı sahiplenmek gerek
Yüksekdağ ve diğer tutsak kadınları gündemleştirmek, aynı zamanda Kobanê Davası tutsaklarını sahiplenmek ekseninde bir kampanya yürüttüklerini vurgulayan Yumli, “Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) Figen Yüksekdağ, Selahattin Demirtaş ve diğer tutsakların serbest bırakılmasıyla ilgili kararları var” dedi.
İktidar baskı oluşturmalıyız
Yumli, söz konusu kararların uygulanması için Avrupa parlamenterleriyle, kadın örgütleriyle, siyasetçilerle ve kimi isimlerle görüşmeler yapmayı hedeflediklerini söyledi. Yumli, ayrıca AKP-MHP iktidarına baskı yaparak, tutsakların özgürlüğünü sağlamayı amaçladıklarını kaydetti.
Bu davayı sahiplenmenin birçok anlamı var
“İntikam davası” olarak nitelendirdiği davada verilen kararları kabul etmediklerini söyleyen Yumli, Kürt halkına ve Kürt kadın hareketine dönük saldırılara topyekûn bir duruş göstermek gibi bir amacı önlerine koyduklarını dile getirdi. Yumli, “Figen Yüksekdağ hem Türkiye hem de Kürdistan halklarının, demokratik zeminde mücadele eden bir partinin eş başkanı, bir kadın siyasetçi. Halkların, işçilerin, emekçilerin, kadınların mücadelesini özümsemiş bir eş başkan. Kampanya, Figen Yüksekdağ şahsında Kobanê Davası’nı sahiplenmek ve aynı zamanda Kürt kadınların özgürlük mücadelesini desteklemek amacı taşıyor” ifadelerini kullandı.
Umutsuzluk yaratılmak isteniyor
Kuzey ve Doğu Suriye ile Federe Kurdistan Bölgesi’ndeki saldırılar ve savaş politikalarına dikkati çeken Yumli, kimyasal silah kullanımı, gazetecilerin katledilmesi, suikastlar ve imha politikalarıyla dört parça Kurdistan’da bir umutsuzluk, moralsizlik ve teslimiyet yaratılmak istendiğini söyledi. Yumli, başlattıkları kampanyanın da söz konusu saldırılara karşı bir kampanya olarak görülebileceğini dile getirdi.
‘Yüzünüz düşmesin’
Kadın örgütlerinin Kobanê Davası tutsağı kadınlar başta olmak üzere tüm tutsaklara sahip çıkması gerektiğinin altını çizen Yumli, şöyle devam etti: “Ortada işlenmiş bir suç yok, ortada sahte tanıklarla, sahte delillerle merkezden yönetilen bir intikam davası var. Bu dava hem Türkiye hem Kurdistan’da özgürlük mücadelesi yürüten tüm kuvvetlerin ortak davasıdır. Dolayısıyla sahiplenme bu çapta olmalıdır. Biz de bazı kadın örgütleri olarak bu davayı kendi davamız olarak kabul ediyoruz. Figen Yüksekdağ, ‘Yüzünüz düşmesin’ demişti. Evet, yüzümüz düşmemeli, çünkü içeride ‘direniş’ diyor tüm tutsaklar.”
Kaynak: MA