IŞİD’e karşı savaşan kadınları konu eden ‘Güneş’in Kızları’ filminin yönetmeni Eva Husson, Kürt kadınlarının direnişine işaret ederek, ‘Ataerkil sistemin korumak istediği kadın figürünün kırılabileceğini göstermek istedim’ dedi.
Uluslararası film festivallerinde büyük beğeni toplayan, IŞİD’e karşı savaşan Kürt ve Ezidi kadınların hikayesine odaklanan “Güneş’in Kızları” (Les Filles du Soleil) filminin yönetmen koltuğunda oturan Fransız yönetmen Eva Husson, ANF’den Serkan Demirel’in sorularını yanıtladı. Şengal Katliamı ve daha sonrasında Kürt kadınlarının yaşadığı dramı konu alan birçok haber ve makale okuduğunu; aynı dönem içerisinde IŞİD tarafından esir alınıp ama daha sonra kurtulan birçok kadının silah alarak savaştığına yönelik yazıların kendisini çok etkilediğini belirten Husson, tam da o zaman böyle bir film yapmaya karar verdiğini söyledi.
“Öyle bir film yapmalıydım ki sadece yaşanan dramı değil, aynı zamanda ortaya konulan direnişi ve mücadeleyi anlatmalıydım” diyen Husson, filmle vermek istediği mesajı şu sözlerle ifade ediyor: “Ne kadar Kürt kadınlarının mücadelesini anlatmak istediysem bir o kadar da kadınların ortaya koyduğu bu direnişi, dünyanın diğer parçalarında farklı olsa da trajedi yaşayan ama sessiz kalmayı tercih eden kadınlara anlatmaktı. Çünkü bugün hem Doğu’da hem Batı’da hem Avrupa’da hem Asya’da yaşayan kadınların korkuları hep aynı, korkularını yenemiyorlar. Diğer taraftan filmime konu aldığım kadınlar korkmayı, boyun eğmeyi, kurban olarak görülmeyi ve ataerkil zihniyetin kendisine dayattıklarını reddediyordu. İşte ben bu kadınları filmime konu alarak, ataerkil sistemin korumak istediği kadın figürünün kırılabileceğini göstermek istedim.”
Kadınları anlatmaktı
“Güneşin Kızları”nın Kürt sorununu anlatan bir film olmadığının da altını çizen Husson, “Zaten bu kadar geniş bir konuya bir filmde yer vermek sinemanın ruhuna aykırı olurdu. Tekrarlıyorum; benim amacım kadınları anlatmaktı” diyor. Sözlerini, “Kürtler olmadan IŞİD’in sonu gelmezdi, bunu herkes iyi biliyor” diye sürdüren Husson, son olarak şunları söylüyor: “Batı, IŞİD’in sonunun yaklaşmasından sonra Kürtleri yalnız bıraktı. Bu uluslararası toplum için bir utançtır. Kürtleri yalnız bırakmak, anlaşılır olmadığı gibi anormalliktir.”
‘İhaneti çok iyi biliyorum’
Dedesinin İspanya iç savaşında, Franco faşizmine karşı savaştığını söyleyen Husson, “Daha sonra dedem Fransa’ya geçerek mücadeleye devam etti. O dönem Avrupa, İspanyolların faşizme karşı mücadelesine destek vermeyerek onları yalnız bıraktı, yani ihanet etti. Şimdi aynısı Kürtlere yapılıyor. Bu ihaneti çok iyi biliyorum” dedi.
CENEVRE