Sermaye için bedava arazi cenneti haline getirilen Kürt coğrafyasında GES işgali genişliyor. İsdemir’in Amed, Mêrdîn ve Şirnex’te sürdürdüğü GES işgali, Wan’da Kardemir ve TRT ile devam ederken, mera alanları GES tarlasına dönüştürülüyor
Yusuf Gürsucu / İstanbul
Riha (Urfa) ve Wan’da yoğunlaşan Güneş Enerji Santralleri (GES) ile tarlalar ve meralar köylünün elinden alınırken, işgal tüm Kürt coğrafyasını kapsayarak genişliyor. Küresel ısınmaya çare olması iddiasıyla sermayeye büyük bir birikim alanı yaratılırken, tarım arazileri ve meralar maden ve enerji şirketlerine peşkeş çekiliyor. Hayvancılık ve tarımsal üretimler alanları güneş tarlalarına dönüştürülüyor. Özellikle Kürdistan coğrafyasında ormanlar yakılıp kesilirken, diğer yandan maden şirketleri ile enerji şirketleri tüm bölgede boy gösteriyor.
GES işgali genişliyor
Son atılan adımla İsdemir’in Amed, Mêrdîn ve Şirnex’te sürdürdüğü GES işgaline Karabük Demir-Çelik Fabrikaları’da (Kardemir) eklenerek, Wan’da GES kurma girişimini başlatması dikkat çekiyor. Kardemir tarafından Wan’ın, Rêya Armûşê (İpekyolu) İlçesi sınırları içinde 12 MWe kurulu güce sahip KRD Dibekli Güneş Enerji Santrali 1 (GES) kurulup işletilmesi planlanıyor. Yaklaşık 257 bin metrekarelik alanda 675 W’lık 20 bin 280 adet panel ve 48 adet inverter kurulacak. Öte yandan, Wan’ın Tûşba ilçesinde 3,400 MW gücünde ‘TRT VAN Güneş Enerji Santrali’ (GES) kurulacağı açıklandı. Santralde üretilen elektrik TRT’nin elektrik tüketimi ile mahsuplaşılacak. Tûşba İlçesi sınırları içerisinde yaklaşık 52 bin metrekarelik yurttaşlardan el konulup kamulaştırılan alanda 7.713 adet 545 Wp panel kullanılacak.
Wan’a ilgi artıyor
Türkiye’nin en çok güneş gören ve aynı zamanda “Yıllık ışınım şiddeti değerinin” en yüksek olduğu illerin başında gelen Wan’a güneş enerjisi şirketlerinin ilgisi oldukça yüksek. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun (EPDK) belirlediği güneş enerjisinden elektrik üretilebilecek bölgeler arasındaki 28 il arasında Wan en yüksek ikinci kota sırasında bulunuyor. Wan’ın Artemêtan (Edremit), Tûşba, Erdîş (Erciş) ve Rêya Armûşê ilçeleri başta olmak üzere birçok alanda GES’ler kurulmaya devam ediliyor.
İsdemir ardından Kardemir
İskenderun Demir Çelik AŞ (İsdemir), Şirnex (Şırnak), Amed’de ve Mêrdîn’de binlerce dekar tarım ve meralık alanda Güneş Enerjisi Santrali kuracağını açıklarken, bu kez Karabük Demir-Çelik Fabrikaları (Kardemir) Wan’da ortaya çıkarak GES kuracağı duyurulması bölgede mera ve tarım arazilerinin işgalini büyütüyor. Bu iki şirketle benzer birçok şirket gibi TEİAŞ’la yaptıkları anlaşma gereği işletmelerde kullandıkları elektrik ile kuracakları GES’ler de üretilen elektriğin mahsuplaşması amaçlanıyor.
Kârlı bir iş!
Güneş tarlalarını sağlayan asıl amaçları ise AB ‘ye gerçekleştirdikleri ihracatta ‘karbon’ vergisinden kurtulacaklar ve aynı zamanda ürettikleri elektriği de işletmelerde kullanmış olacaklar. Çok kârlı bir iş olan bu girişimin devasa büyüklükteki kendi işletmeleri yerine Kürt coğrafyasına taşımalarının gerekçesi ise büyük teşviklerle bu işi gerçekleştirmelerinden kaynaklanıyor. Türkiye’nin enerji üssü olma hedefi doğrultusunda adımlar atıldığını iddia eden iktidar, Kürt coğrafyasında açıkça görülebilen kolonyalist uygulamalara imza atıyor.
15 sömürge kenti
Diğer yandan yeşil büyüme iddiasıyla rüzgâr ve güneş enerjisi yatırımlarına KDV istisnası ve gümrük vergisi muafiyeti uygulanırken, araziler bilâ bedelle bedava şirketlere sunuluyor. Halkın kullandığı meralar ile yurttaşların tapulu tarım arazilerine de ‘acele kamulaştırma’ ile el konularak şirketlere peşkeş çekiliyor. İktidarın açıkladığı ‘Yeni Teşvik Sistemi’ 6 bölgeden oluşurken, en büyük destekler 6. Bölge olarak belirlenen Kürt coğrafyasında sömürgeciliğin tipik uygulamaların izlendiği 15 ili kapsıyor. Yeni Teşvik Sistemi ile daha önce 3 ana bileşenden oluşan sisteme, ‘stratejik yatırımların teşviki’ başlığı ile 4’üncü bileşen eklendi.
KDV, Gümrük vergisi muafiyeti
Dördüncü bileşende 6’ıncı bölge teşvikleri ise gümrük vergisi muafiyeti, KDV istisnası, vergi indirimi, sigorta primi işveren hissesi desteği, gelir vergisi stopajı desteği, sigorta primi desteği, faiz desteği ve yatırım yeri tahsisi yer alıyor. Asgari sabit yatırım tutarının (500 bin) üzerindeki tüm teşvik belgesi kapsamındaki yatırım malları, İthalat Rejimi Kararı gereğince ödenmesi gereken Gümrük Vergisinden muaf tutuluyor. Sermayeye teşvik belgesi kapsamında yapılacak makine ve teçhizat ithal ve yerli teslimleri KDV’den istisna edilmekte.
Bedava yer ve vergisiz yatırım
Teşvik belgesi düzenlenmiş yatırımlar, stratejik yatırımlar ve bölgesel desteklerden yararlanacak yatırımlar için belirlenen usul ve esaslara göre yatırım yeri tahsis edilmektedir. Ayrıca 500 bin TL üzerinde gerçekleştirilecek yatırımlarda, 5520 sayılı Kanunun 32/A maddesi çerçevesinde gelir veya kurumlar vergisi, OSB dışındaki yatırımlarda yüzde 50, OSB içindeki yatırımlarda ise yüzde 55 oranında vergi indirimi uygulanmakta.
Tarım arazileri ve açlık
Dünya üzerinde 2 milyara yakın bir insanın açlık çektiği ve temiz suya erişemediği günümüzde açlığın en büyük nedeninin susuzluk ve tarım arazilerinin giderek yok edilmesi olduğu biliniyor. Yaşanan süreç bu iken tarım arazileri veya meralar üzerini işgal ederek ‘güneş tarlaları’ oluşturup yaşanan ekolojik krize ve dolayısıyla açlığa çözüm bulunabileceği iddiası yapılan ‘temiz enerji’ söylemi yalan bir iddia olmaktan öteye geçemiyor. Diğer yandan yaklaşık 4 milyon hektarlık araziyi ekmekten vazgeçen çiftçilerin durumu ‘yenilenebilir’ enerji programını uygulanabilir kılarken, Türkiye gibi ülkelerde uygulanan doğa ve küçük çiftçi düşmanı tarım politikalarının nedenlerinden birisi tarımı enerjiye kurban eden politikalar olduğu açığa çıkıyor.
Tertemiz sömürü!
Kapitalizm ‘yenilenebilir-temiz’ enerji, elektrikli araba, hidrojen ve benzeri üretim süreçlerine dönüşümü uygulamaya koyarken, sermayeye yeni birikim yollarını açarak kapitalizmin işleyişini canlı tutmayı ve sürekli büyümeyi sağlamayı hedefliyor. Bu bağlamda yürürlüğe sokulan ‘Emisyon Ticaret Sistemi’ (ETS) ve karbon vergisi, başta Avrupa Birliği (AB) olmak üzere birçok kapitalist ülke için küresel ısınmayla mücadele planlarının temelini oluşturuyor. Avrupa Birliği’nin “kirleten öder” mekanizması ile parası olanın kirletme özgürlüğü kazandığı bu sistem, aslında soluduğumuz temiz havanın ticarete konu edildiğini ortaya koyuyor.
‘Net sıfır emisyon’
İklim zirvelerinde sermayeye yeni birikim yollarının açılması sağlanırken, bu yolun en belirgin hedeflerinden birisi de karbon borsaları ve Emisyon Ticaret Sistemi (ETS) oldu. Karbon borsaları ve Emisyon Ticaret Sistemi ile temiz ve kirli hava sermaye için değişim sürecine bağlanmış durumda.
Küresel ısınmayı çözmek adına yürürlüğe sokulan ‘Net Sıfır Emisyon’ hedefi, kapitalizmin yenidünya düzeni kapsamında ortaya koyduğu politikaların kilometre taşlarından biri olarak öne çıkıyor. İsdemir ve Kardemir’in tesislerinin üstüne veya fabrika arazilerinin üstüne GES kurmak yerine, iktidar tarafından bedava verilen ve vergisizlik cenneti haline getirilen Wan, Rîha, Êlih, Amed, Şirnex, Mêrdîn ve diğer kentlerde kuracakları GES’lerle ‘Net Sıfır Emisyon’a ulaşacak ve AB ile yapacakları ticarette karbon vergisinden kurtularak kârlarına kâr katacak. Ya kaybeden?