Wan’da 2 köylünün helikopterden atılmasına dair soruşturmada alınan ‘gizlilik’ kararı 4 yıldır kaldırılmadı. Avukat Hamit Koçak, ‘Devlet yüzleşmek istemediği sürece bu olaylar açığa çıkmaz’ dedi
Wan’ın Şax (Çatak) ilçesinde 2 köylünün operasyona çıkan askerler tarafından helikopterden atılmasının üzerinden 4 yıl geçti. Askerler, 11 Eylül 2020 tarihinde 7 çocuk babası Servet Turgut ile 8 çocuk babası Osman Şiban’ı gözaltına aldı. Olaydan 2 gün sonra Turgut ve Şiban’ın Van Bölge ve Eğitim Araştırma Hastanesi’nin yoğun bakım ünitesinde oldukları öğrenildi.
Helikopterden atıldıkları ortaya çıkan köylülerden Turgut, 30 Eylül 2020’de tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitirdi. Osman Şiban ise, uzun bir süre tedavi gördü. Olaydan sonra Şiban ile olayı haberleştiren gazeteciler hakkında dava açıldı.
Şiban’a 11 Nisan 2023 tarihinde “örgüt üyesi olmak” iddiasıyla 7 yıl 6 ay hapis cezası verildi. Olayı kamuoyuna duyuran Mezopotamya Ajansı (MA) ve JINNEWS’in 4 muhabiri ise, aynı yılın 9 Ekim’inde tutuklandı. 1 yıl tutuklu kalan gazeteciler, yargılandıkları davada beraat etti.
Helikopterden atıldıkları doğrulandı
2 köylünün helikopterden atılmasına dair başlatılan soruşturma yerinde sayarken, soruşturma sürecinde sadece askerlerin ifadeleri ortaya çıktı. MA’nın ulaştığı ifadelerde, olaya dair heyet kurulduğu ve üst düzey askeri bir yetkili tarafından operasyona çıkan 40 askerin ifadelerine başvurulduğu ortaya çıktı. Askerler ifadeleri, Şiban ve Turgut’un helikoptere sağlam bindirildikleri, helikopter piste inmeden yüzlerce askerin ortasına atılıp linç edildiklerini doğruladı.
Gizlilik kararı sürüyor
4 yıl geçmesine rağmen soruşturma dosyasındaki “gizlilik” kararı kaldırılmadı. Bu süreçte soruşturma dosyasına bakan 4 savcı değişti. Avukatların “gizlilik” kararına karşı yaptıkları başvurulardan ise bir sonuç elde edilemedi.
Helikopterden atılan köylülerin avukatı Hamit Koçak, “gizlilik” kararı nedeniyle dosyanın hangi aşamada olduğunu bilmediklerini söyledi. Her hafta savcılığa gitmelerine rağmen herhangi bir bilgi elde edemediklerini ifade eden Koçak, “Soruşturma gizli yürütülüyor. Resmiyette bir soruşturma var ama fiilen yürüyen hiçbir şey yok. Devletin içerisinde bir olay olduğu için devlet kendisini soruşturmuyor. Bu olayın tüm detaylarıyla ortaya çıkacağına dair beklentim yok. Devletin tavrını bildiğimiz için doğru bir yargılama ve faillerin ortaya çıkacağına dair bir umudu taşımıyorum. Bu olay bir kere politik bir olaydır. Bunun yanında bir Kürt’ün başına geldi. Devlet ‘sicilini’ bozmak istemez” şeklinde konuştu.
‘Cezasızlık politikasıyla sonuçlanacak’
Etkin bir yargılamanın yapılmaması için Anayasa Mahkemesi (AYM) ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) başvuruda bulunacaklarını aktaran Av. Koçak, “Olaya karışan personellerin ifadelerinin alındığı söyleniyor. Operasyona katılan askerlerin ifadelerinin alınmasına çok geç başlandı. Birçok kişinin ifadeleri alınmadı bile. Bazılarının tayini çıktı, bazılarının adreslerine ulaşılmıyor. Yani dosya uzayacak ve cezasızlık politikasıyla sonuçlanacak. Yarın iktidar değişirse ve tüm olayların araştırılması kararı alınırsa ancak bir sonuca ulaşabilir. Devlet yüzleşmek istemediği sürece bu olaylar açığa çıkmaz. Olayın mağduru Kürt olduğu için aydınlanacağını hiç düşünmüyorum” ifadelerini kullandı.
‘Ortada birden fazla suç var’
2 köylünün gözaltında yoğun bir işkenceye maruz kaldığına dikkati çeken Koçak, “Ta olayın başında darp başlıyor, helikopterde devam ediyor. Burada organize bir durum var. 2 köylü helikopterle jandarmaya getirilirken aşağıda yüzlerce asker toplanıyor. Asker ifadelerinde de anlaşılıyor ki köylüler helikopterden askerlerin arasına atılıyorlar ve linç başlıyor. Askerler, ‘kargaşa vardı, toz vardı, görmedik’ diyor. Ortada birden fazla suç var ve bunu yapan devletin askerleridir. Ama öte yandan bunları koruyan bir devlet mekanizması var. Hukuk devleti olsa suç işleyen kim olursa olsun yargılanırdı. Ama devlet suç işleyen personelini koruma refleksini ortaya koyuyor. Biz mağdur tarafı olduğumuz halde 4 yıldır bu dosyanın gizlilik kararı devam ediyor” diye konuştu.
‘Dosyaya siyasi müdahale oldu’
Tüm başvurularda olayın aydınlatılmasını istediklerini aktaran Koçak, dosyaya “siyasi müdahalenin” olduğunu söyledi. Koçak, “Süleyman Soylu’nun açıklamaları vardı. Yine otopsi işlemlerinin yapıldığı ATK önüne operasyonu yöneten komutan gelmişti. Bizler savcıya sorduk, ama haberlerinin olmadığını söyledi. Bu kişiler gözdağı dışında niye oraya gelsin ki? Belli ki o günden beri o komutan suçluların ortaya çıkmasını engelliyordu. Belki faillerden biri de kendisiydi ama böyle bir durum yaşandı. Bu durum beklentiyi de bitiriyor. Ama Türkiye’nin AİHM nezdinde mahkum olacağını çok iyi biliyoruz” diye konuştu.
‘Göstermelik yargılama olacak’
Servet Turgut ve ailesinin halen olayın travmasını atlatamadığını dile getiren Koçak, “Şenyaşar ailesinin durumu var ortada. Yıllardır direniyor ama bir sonuca ulaşmıyor. Devletin karıştığı çok sayıda olay var ama ortaya çıkarılmıyor. Devlet hukuk devleti olduğunu söylüyorsa bu olayları aydınlatması gerekiyor. İşte bu olaylar sonucunda aileler ve Kürtler aidiyet duygusunu günden güne yitiriyor. Bu olayın sonucunda ya takipsizlik verilecek ya da göstermelik bir iki kişi yargılanacak. Sonunda dosya kapatılacaktır. Tüm süreçler bize bunu gösteriyor” dedi.
Kaynak: Adnan Bilen\MA