Depremde kaybettiği ailesi için adalet mücadelesi veren Adalet Peşinde Aileleri Platformu’ndan avukat Eren Can, 19 aydır bilirkişi raporu ve iddianamenin hazırlanmamasına tepki gösterdi. Can, sürecin bilerek uzatıldığını ve suçluların bundan yararlandığını söyledi
Mereş (Maraş) merkezli 6 Şubat 2023 tarihinde meydana gelen depremlerin üzerinden 19 ay geçti. Resmi rakamlara göre depremlerde 53 bin 537 kişi hayatını kaybetti. Ancak kayıt edilmeden defnedilenler, kayıplar ve ailesi bulunamayan cenazeler göz önünde bulundurulduğunda gerçek sayısının daha fazla olduğu tahmin ediliyor. Depremden en çok etkilenen kentlerin başında gelen Hatay’da, en az 80 bin 323 bina yıkıldı ve hasar gördü. Ancak aradan geçen süreye rağmen söz konusu yıkımda ihmali bulunanlara dair etkin bir soruşturma yürütülmedi.
Anne babasını kaybetti
Depremzedeler, birçok kentte aylardır yakınları için adalet mücadelesi veriyor. Antakya merkezdeki Rana Apartmanı’nda anne ve babasını kaybeden Adalet Peşinde Aileleri Platformu üyesi avukat Eren Can da bu isimlerden birisi. İstanbul’da yaşayan Can, yürüttükleri adalet mücadelesine dair konuştu.
Kendi çabamızla arama kurtarma yaptık
Depremin yaşanmasından sonra ilk 24 içinde anne ve babasının yaşadığı evin enkazına ulaştıklarını aktaran Can, şehir merkezinde hiçbir arama ve kurtarma faaliyetiyle karşılaşmadığını anlattı. Halkın yalnız ve çaresiz bırakıldığına dikkati çeken Can, “Kendi imkanlarımız, ekipman olmadan başka enkazlardan insan çıkarmak durumunda kaldık. AFAD görevlilerine hiçbir zaman ulaşılamadı” dedi.
Raporlar tek üniversiteden veriliyor
Depremin yaşandığı günden bu yana adalet mücadelesi verdiklerini belirten Can, yargılama süreçlerinin sorunlu olduğunu aktardı. Can, deprem yargılamalarında yargıya müdahale edildiğine dair bir izlenim oluştuğunu belirterek, tüm bilirkişi raporlarının Karadeniz Teknik Üniversitesi’nden olmasının bu şüpheyi güçlendirdiğini kaydetti. Can, “Türkiye’de inşaat mühendisliği bölümü mu ki bütün raporlar neredeyse adrese teslim gibi tek bir üniversiteye veriliyor?” diye sordu.
İktidar ile ilişkileri var
Can, depremde yıkılan Furkan ve Ezgi apartmanlarına dair açılan davalarda sanıkların “kusursuz” olduğu yönünde hazırlanan bilirkişi raporlarını anımsattı. Can, 150 kişinin ölümüne sebep olan Mereş’teki Palmiye Sitesi’nin müteahhidi Ali Babaoğlu’nun da İzmir’de notere gidip işlem yapmasına rağmen yakalanmadığını hatırlatarak, “Türkiye’deki siyasal iktidar, bir dönem ekonomiyi inşaat ekonomisi üzerinden götürdü. Son dönemde müteahhitlik yapan bütün kişiler siyasal iktidarla ilişkili kişiler. Zenginleşen bu çevrenin hem ekonomik hem siyasi nüfuzu var. Mehmet Özat, EmlakBank konutlarının müteahhidi ve bir şekilde hakkında yakalama kararı olmasına rağmen elini kolunu sallayarak gezebiliyor. Depremzede insanların onu tanıması sonucu yakalandı. Bu da bizim adalet için mücadele vermek zorunda olduğumuzu gösteriyor” şeklinde konuştu.
Suçlular zamandan faydalanıyor
Devletin “kendi personelini koruduğunu” söyleyen Can, “Kamu personellerinin soruşturulması için valilik izni gerekiyor ve bu süreçleri çok uzattılar. Bilinçli bir şekilde süreç uzatılarak, bu konudaki kamuoyu baskısı ve insanların direnme gücü azaltılmaya çalışılıyor. Suçlular da bu zamandan faydalanıyor” diye belirtti.
Depremzedelerin acılarını yaşamak yerine hukuk mücadelesi yürütmek zorunda kaldıklarına dikkati çeken Can, “Hatay’da, yeni adli yıla başladığımızda hala çok sayıda davanın açılmamış, iddianamelerin hazırlanmamış, şehrin temel sorunlarının çözülmemiş olduğunu görebiliyoruz. Bilinçli bir cezasızlık durumu var” diye konuştu.
Platform çatısında buluşan ailelerin hem birbirlerinin acılarını paylaştığını hem de adalet mücadelesi verdiğini dile getiren Can, “Depremin unutulmaması, deprem davalarının üstünün kapatılmaması, sorumluların ve kamu görevlilerinin yargılanması için mücadeleye devam edeceğiz” dedi.
Haber: Yeşim Tükel / MA