Macron bir rekor kırdı: Tersinden. En çok oy toplayan Yeni Halk Cephesi’nin kadın başbakan adayını beğenmedi. Kalktı en az oy toplayan partilerden birinden, LR’den, başbakanını atadı. Oyların yüzde 5’inden biraz fazla oy alan ve dikkatinizi rica ediyorum: Meclis’teki 577 milletvekilinin sadece 47 milletvekiline sahip LR’den. İşte cambazlık…
M. Şehmus Güzel
73 yaşında. Uzun boylu. Saçlar gümüşi. Yakışıklı. Kibar. Damat olacak adam işte! Ama burada söz konusu olan Fransa Cumhuriyeti Başbakanlığı. Seçimlerden bugüne neredeyse iki ay geçti, Cumhurbaşkanı ancak bugün, 5 Eylül 2024’te, başbakanı atadı. Sadece başbakanı. Adı ve soyadı: Michel Barnier (bundan böyle sadece MB).
Üç çocuk babası elli-altmış yıldır siyasetin içinde yoğurulmuş, 19 yaşındayken vilayet meclisine (il özel idaresi) seçilmiş, 1978’de en genç milletvekili olarak epey ilgi çekmişti. Zaman içinde siyaset dünyasının gökyüzüne döşeli merdivenlerini basamak basamak tırmandı: Birçok kez bakan oldu. Chirac’ın, Sarkozy’nin. Hatta Mitterrand’ın: Partisi ile Mitterrand’ın cohabitation hükümetinde.
Unutmadan ekleyeyim: Kendisini “gauliste social” (toplumcu golist) olarak tanıtmaktan çocukça bir zevk alan MB, 14-15 yaşından itibaren ismi değişse de programı ve kimliği değişmeyen General Charles de Gaule’ün klasik sağ partisinin sempatizanı, militanı, yöneticisi, milletvekili ve bakanı olarak tanındı. Bu tanınmışlık 21. yüzyıl başında inişe geçti. MB bugünkü gençlere yabancı. Tanıyanı çok sınırlı.
MB’nin belirgin bir özelliği de fena halde “Avrupai” olması. Avrupa Birliği kurucularının izinde. Avrupa’da ABD kapitalistleri yerine avrupai patronların cirit atmasından yana. Fransa’daki klasik sağ devlet adamlığından sonra defalarca AB bünyesinde bakanlık görevine getirildi. Ve elbette yine sağda. Yumuşak ama sağda. İngiltere ile boşanma serüveninde AB komitesinin şefliğini üstlenen de MB’ydi. Kimi eleştirileri nedeniyle ama bilhassa yaşlılığı yüzünden süreç içinde AB’den, AB yönetim makamlarından uzaklaştı, “eski takımdan” damgasıyla.
Anayasa’da açık ilke yok ama öteden beri süregelen geleneğe göre cumhurbaşkanı “başbakanı atar”.
Kaç günde? Yine geleneklere göre birkaç gün içinde: 5. Cumhuriyet’te süre birkaç gün. İki kere 9 günü buldu. İki kez 30 küsur günü. Macron bu kez iki ay bekledi. 5. cumhuriyette atama rekorunu kırdı. Olimpiyatlarda altın madalya kazandı (!!!)
Cambazlık
Geleneksel biçimde başbakan en çok oy toplayan partiden veya partiler koalisyonundan atanır. Macron bu konuda da bir rekor kırdı: Tersinden. En çok oy toplayan Yeni Halk Cephesi’nin kadın başbakan adayını beğenmedi. Tercih etmedi. Kalktı enaz oy toplayan partilerden birinden, LR’den, başbakanını atadı. Oyların yüzde 5’inden biraz fazla oy alan ve dikkatinizi rica ediyorum: Meclis’teki 577 milletvekilinin sadece 47 milletvekiline sahip LR’den. İşte cambazlık.
İşin daha komik, daha inanılmaz yanı atanan MB’nin arkasında veya yanında hangi partilerin bulunacağının da bilinmemesi. Daha da beteri: Bizzat kendi partisinden, tarihi LR’den, tam destek alabilecek mi? Kilise avlusunda bekleyecek ve “Macron ricası birkaç oy n’olur” mu diyecek. Cumhurbaşkanı’nı destekleyen partiler koalisyonunda yer alan partilerin hepsi açık ve seçik bir biçimde ne yapacaklarını açıklamadılar. Bu arada birkaçı “MB’e açık çek veremeyiz” dedi.
İstifası isteniyor
Macron 5. Cumhuriyet’in kurumlarını umursamadı, siyasi yerleşik gelenekleri sarsaladı. Siyasi kriz henüz sonuçlanmadı. Böyle sürerse siyasi kriz rejim krizine dönüşebilir. Toplumsal başkaldırılar patlayabilir. 7 Eylül’de gençlik örgütlerinin, derneklerinin çağrısıyla ilk gösteriler yapılacak. Yeni Halk Cephesi bileşenleri de fiilen katılacak.
Boyuneğmez Fransa (LFI) Anayasa’nın ilgili maddesi, 68. madde, uyarınca Macron’un “görevden düşürülmesi” önerisini verdi. Uzun, çok uzun sürmesi beklenen bu uğraşın ivedi, hemencecik etkisi Macron’dan ve uyguladığı metottan nefret edildiğini bir de bu yolla göstermek.
Nihayet açık bir biçimde Macron’un istifası da isteniyor. Süresinin dolmasına üç yıl kalan Macron kendi kendini fesheder mi?
Son aylarda yaptıkları dikkate alınırsa “bir doktora görünmesini” önerenler bile var. Niçin olmasın.
Macron yuvarlanıyor
Macron’a güven sarsıntısının bu kadarı henüz görülmemişti: MB başbakanlığa atanana kadar enaz 22 kişiyle görüşen Macron’a en ilginç ret, işçi sendikaları konfederasyonu CFDT eski genel başkanı Laurent Berger’den geldi: “Size güvenmediğim için başbakanlık önerinizi kabul etmiyorum.” Al sana cevap! Başbakanlık teklifi için aradığı kimi isim ise telefounu bile dinlemek istemedi.
Macron düşmüştü. Artık yerlerde yuvarlanıyor. Bir Reis’e hiç yakışmıyor. Çok yalnız. Kimsesiz. Eski başbakanları da dirsek vuruyor:
Edouard Phillippe birkaç gün önce bir dergide yayınlanan söyleşide “Gelecek cumhurbaşkanlığı seçiminde adayım” dedi. Seçimin tarihi 2027 ama telafuz etmedi. Acaba Macron istifa edecek ve cumhurbaşkanlığı için erken seçime mi gidilecek soruları soruldu.
Genç başbakan Gabriel Attal da Macron’a küsmüş. Partisinin Milet Meclisi Grup başkanlığına seçilen Attal, Macron adını artık ağzına almıyor.
5 Eylül’deki devir-teslim töreninde Attal ile MB birer nutuk attılar, nutuklar epey uzuncaydı ama ne biri ne öbürü Macron ismini ağzına aldı. Gel de üzülme bakalım!
Ne olacak şimdi?
Macron’u tutan partiler koalisyonu herhalde MB’yi destekleyecek. Bu ortaklık ve LR’in desteği MB hükümetinin güven oyu alabilmesi için yeterli olmayacak.
Faşist parti ise MB’ye “kibarca” davrandı: “Programını bir açıklasın görelim. Tasarısına göre ne yapacağımıza karar verceğiz.” İyi haber alan geniş kulaklılar kalkıp, “MB hükümeti Macron-Le Pen ortaklığının meyvesi. Herhalde zehirli bir meyve” diyor.
Birbirinden nefret eden biri kadın biri bay ben-merkezci iki siyasetçinin Saray’da gizlice görüştüğü bile ileri sürüldü. Saray’ın birçok kapısı var: Gösterişe yönelik giriş kapısı. Bahçe kapısı. Arkadan girilen küçük kapısı (19. yüzyıl sonunda ve 20. yüzyılda bir-iki cumhurbaşkanı arkadaki küçük kapıyı metreslerini kabul için kullanıyordu. Romanlar boyu yazılı). Dedikoducular Macron’un “Gece ziyaretcileri” listesine girdiği söylenen Le Pen’i hangi kapıdan içeri aldığını bilmiyoruz diyorlar. Mümkün. Bu ülkede sırlar çok iyi saklanıyor(muş). İşte bir örneği daha.
Macron’un MB’nin kuracağı hükümetin anında güvensizlik oyu alıp tepetaklak olmasını önlemek için Le Pen’in “yardımına” ihtiyacı var. Bu işleri bilenler Macron’un MB için önceden Le Pen’den “başbakan olabilir” yanıtı üzerine yaşlı-genç yakışıklının başbakanlığa atanmasına karar vermişmiş. Olabilir mi? Bunun için gizli kapaklı görüşmeler gereksiz. Her şey medyanın gözleri önünde, bilgisi içinde. Saray’dan görevlendirilmiş genç ve henüz Paris’te burjuva mahallelerinde satın aldıkları apartmanların kredilerini ödeyememiş güya gazeteciler Saray ile televizyonlar, gazeteler ve dergiler arasında getir-götür görevini üstleniyorlar.
MB ise bakanlarını tek tek seçecek. Hükümetini kuracak. Macron bu uğraşlara mutlaka burnunu sokacak. Yürütmenin ilk iki ismi arasında hırlaşmalar çıkabilecek. MB Macron’u özel olarak beğenmiyor. Defalarca söyledi. Bakalım daha neler olacak. Siyasi ve rejimsel olmaya aday bunalım süreceğe benziyor.