İstanbul’da 8 Eylül’de yapılacak ‘Savaş, yoksulluk ve demokratik çözüm’ konulu panelin hazırlık çalışmalarını yürüten DEM Partili Attila Özdoğan, ‘Tecrit, yoksulluk ve yaşanan savaşa karşı çözüm önerilerini tartışacağız’ diyerek panele katılım çağrısı yaptı
İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde 25 yılı aşkın bir süredir tecrit altından tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan’dan 42 aydır haber alınamıyor. Yaşanan hukuksuzluğa karşı küresel çapta 10 Ekim 2023 tarihinde başlatılan “Abdullah Öcalan’a özgürlük, Kürt sorununa demokratik çözüm” kampanyası kapsamında İstanbul’da “Savaş, yoksulluk ve demokratik çözüm” paneli gerçekleştirilecek.
8 Eylül’de Cemil Candaş Kültür Merkezi’nde
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) İstanbul İl Örgütü tarafından 8 Eylül Pazar günü Şişli Cemil Candaş Kültür Merkezi’nde düzenlenecek panelin moderatörlüğünü İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Başkanı Gülseren Yoleri yapacak. Asrın Hukuk Bürosu avukatlarından Raziye Öztürk, Barış Vakfı Başkanı Hakan Tahmaz, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD) Genel Başkanı Cuma Erçe, yazar Ayşegül Devecioğlu ve gazeteci- yazar Ercüment Akdeniz ise, konuşmacı olarak panelde yer alacak.
Mezopotamya Ajansı’ndan Esra Solin Dal’a konuşan panelin hazırlık çalışmalarında yer alan DEM Partili Atilla Özdoğan, panelde tecrit ve ülkenin temel sorunlarına dair çözüm önerilerinin tartışılacağını belirterek, katılım çağrısında bulundu.
‘Demokratik çözüm masasına dönülmeli’
İmralı’da devam eden mutlak tecride karşı demokratik siyasetin önünün açılması gerektiğini vurgulayan Özdoğan, “Türkiye’de uzun süredir bir savaş var. Bu savaşa bağlı olarak derin bir yoksulluk yaşanıyor. Bunun bir girdap olduğu ve bundan çıkmamız gerektiği noktasında ortak bir akıl var. Bu ortak akıl; ‘öl, öldür’ siyasetinden hızla uzaklaşarak, barışa bir fırsat verilmesi ve demokratik çözüm masasına dönülmesidir. Mevcut ‘infaz’ siyasetinin çözüm getirmediği aksine sorunları daha da derinleştirdiği ortada. Dolayısıyla Türkiye’de demokrasi ve adalet isteyen bütün kesimlerin bu politikalara karşı çıkması gerekiyor. Çünkü iktidarın savaş politikalarında ısrar etme nedeni iktidarını devam ettirmedir” ifadelerini kullandı.
‘Savaşı durdurmanın yolu tecridi sonlandırmak’
Savaşı durdurmanın tek yolunun Abdullah Öcalan’a dönük tecridin sonlandırılması olduğunun altını çizen Özdoğan, “Sayın Abdullah Öcalan son görüşmesinde, ‘Bir hafta içinde bu savaşı durdurabilirim’ dedi ancak bu fırsat ona verilmiyor. Bu fırsat verilmediği gibi ahlak dışı bir şekilde mutlak iletişimsizliğe tabi tutuluyor. İktidar, Kürt sorununu kriminalize ederek, üzerini örterek ve Sayın Öcalan’ın sesinin halklara ulaşmasını engelleyerek iktidarını devam ettiren bir anlayışla yaklaşıyor. Ama bu politikanın da çok uzun ömürlü olmayacağı aşikardır” diye belirtti.
Tecridin topluma yansımaları
Savaş ve tecrit politikalarının topluma yansımalarına değinen Özdoğan, iktidarın toplumu siyasetten uzaklaştırıp, çizdiği sınırlar içerisine hapsettiğini bunun da toplumsal çürümeyi beraberinde getirdiğini söyledi. Özdoğan, “Pazar günü panelimiz olacak. Türkiye’de yaşanan tecrit, yoksulluk ve yaşanan savaşa karşı çözüm önerilerini tartışacağız. Bu ülkedeki yoksulluğun en büyük nedeni tecrit ve yaşan savaştır. Tüm sorunlarımızı panelde konuşacağız, tartışacağı” dedi.
Kürt sorunu ve Filistin sorunu
Savaşın olduğu bir yerde hukuktan söz edilemeyeceğini belirten Özdoğan, “Barışın sesini yükseltmek gerekiyor. Onurlu bir barış, bu topraklara huzuru getirecektir. Ortadoğu’da barışın sağlanması için iki şeye bağlıdır; birincisi Kürt halkının özgürlüğünün sağlanması ve temel haklarının iade edilmesi, ikincisi ise; Filistin halkının temel haklarının iade edilmesidir. Bu iki halkın temel sorunları demokratik bir şekilde çözüme kavuşmadığı sürece Ortadoğu’da barışın olması mümkün değil” diye belirtti.
‘Demokratik ulus paradigması’
Kürt sorununda demokratik çözümün önünün açılması gerektiğini vurgulayan Özdoğan, şöyle devam etti: “Bu konuda DEM Parti’nin üçüncü yol paradigması bir çözüm önerisidir. Şu anda Kuzey ve Doğu Suriye’de bu çözüm önerisi yaşam bulmuş. Demokratik ulus paradigması etrafında kimsenin kimseyi ötelemediği, baskı altında tutmadığı, her kimliğin ve inancın saygı gördüğü bir yaşam örülmüş. Ama buna tahammül edemeyen tekçi ulus devlet devletler bu yaşamı ortadan kaldırmak için savaş politikalarına sarılmış durumda. Bu yüzden bu sistemden zarar görmüş, tüm dinamiklerin bir araya gelerek güçlü bir demokratik cephe oluşturması ve birlikte mücadele etmesi gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Panele davet
Panelin çalışmalarının devam ettiğini belirten Özdoğan, “Kangrenleşmiş sorunlarından biri olan tecrit ve buna bağlı olarak yaşanan savaş, yoksulluk hepimizin sorunu, gelin hep birlikte fikirlerimizi, çözüm önerilerimizi tartışalım Türkiye’yi bu girdaptan çıkaralım” diyerek panele katılım çağrısı yaptı.
İSTANBUL