Ülke genelinde Kürt halkına yönelik artan ırkçı saldırılardan iktidar ve ortağının sorumlu olduğunu söyleyen DEM Partili ve DBP’li siyasetçiler Kürt halkının her şeyden önce özsavuma temelinde örgütlenmesi gerektiğini söyledi
AKP-MHP iktidarının politikaları temelinde ülkenin birçok yerinde Kürtlere karşı ırkçı saldırılar artarak devam ediyor. Kürtçe konuşanlara yönelik ırkçı fiziki şiddet olayları ciddi bir artış göstermesi de dikkat çekiyor. Öte yandan, Kürtçe halay ve şarkılar ile belediyelerin Kürtçe trafik uyarı yazılarının silinmesi de gündemdeki yerini koruyor.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) İstanbul İl Eşbaşkanı Murat Kalmaz ve Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Marmara Eşsözcüsü Mevlüt Aykoç, Kürtlere yönelen şiddet ve bu şiddete karşı nasıl bir yol izlenmesi gerektiğine dair değerlendirmelerde bulundu.
‘Kültürlerini yaşamaktan men edilmek isteniyor’
DEM Parti İstanbul İl Eşbaşkanı Kalmaz, saldırıların AKP-MHP’nin halkları düşmanlaştırmak için izlediği bilinçli bir politika olduğunu söyledi. AKP’nin girdiği çıkmazdan çıkmak için milliyetçiliğe ve şovenizme sarıldığını ifade eden Kalmaz, bu politika sonucu Kürtlerin hedef haline getirildiğini ifade etti.
Kürt mevsimlik işçilerin saldırıya uğraması, Bodrum’da Kürtçe konuşan gençlere karşı ırkçı saldırı ve işten çıkarılması, Kürt kıyafetleriyle Amedspor maçına gidenlerin maça alınmaması, Kürtçe halay ve şarkı söyleyenlere karşı başlatın gözaltı gibi olaylar işaret eden Kalmaz, “Kürtler adeta kültürlerini yaşamaktan men edilmek isteniyor” dedi.
‘Toplumu kutuplaştırarak süreci bir yere götüremezsiniz’
Söz konusu saldırıların AKP-MHP iktidarının sokağı tetikleyen ve tamamen Kürt karşıtlığı üzerinden sürdürülen politikanın sonucu olduğunun altını çizen Kalmaz, “AKP’nin politikası tamamen Kürt halkını ve partimizi hedef alan bir politikadır. İktidar, Kürt diline, kültürüne ve halayına yönelik bu politikalarından biran önce vazgeçmelidir. Toplumu kutuplaştırarak bu süreci bir yere götüremezsiniz. AKP, özellikle 31 Mart seçimlerini kaybettikten sonra toplumu daha çok geren, kutuplaştıran, milliyetçilik duygularını öne çıkaran politikalarla iktidarda kalmak istiyor. Bu politikalar halklar arasındaki barışı, birlikte yaşamı ortadan kaldıran bir durumdur. 21’inci Yüzyıl’dayız Kürtler, Kürtçe şarkı eşliğinde halay çektiği için gözaltına alınıyor, tutuklanıyor, Kürtçe konuştuğu için katlediliyor. Biz buradan AKP iktidarını uyarıyoruz: Elinizi Kürt halkının üzerinden çekin” ifadelerini kullandı.
‘Cumhuriyet Kürt inkarı üzerine kurulu’
DBP Marmara Eşsözcüsü Mevlüt Aykoç ise, Türkiye’nin Kürt kimliği ve dilinin inkarı üzerinde kurulu olduğunu, bu inkarın yüz yıldır Kürtçeye, Kürt kimliğine yönelik asimilasyon politikalarının sürdürüldüğünü kaydetti.
Ulus devletlerin kendilerini başkalarının varlık ve yokluğu üzerine inşa ettiğinin altını çizen Aykoç, “Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk yıllarında kimse ‘Ben Kürt’üm’ diyemiyordu, ‘Ben Kürt’üm’ diyenler katlediliyordu. Ulus devletler bir halkı ortadan kaldırmak istediklerinde önce onların dilini, kültürünü yok etmek istiyor. Çünkü bir halkın dili ve kültürü varlık gösterdiği müddetçe onu yok etmek imkansızdır. Devlet ve iktidar bu nedenle Kürt dilini ve kültürünü yasaklamaya çalışıyor” diye konuştu.
‘İnkarla varlığını sürdürmek istiyor’
Kürtçenin Meclis tutanaklarına “Bilinmeyen dil” ya da “X” olarak geçirildiğini, Kürtçe günlük yayın yapan tek gazete olan Azadiya Welat’ın Kanun Hükmünde Kararname ile kapatıldığını, hatırlatan Aykoç, çözüm sürecinde bu durumun kısmen yumuşadığını, ancak sürecin sona ermesiyle baskıların daha da arttığını vurguladı. Artık halay çekenlerin bile gözaltına alındığını söyleyen Alkoç, “Son aşamada ise Kürtçe halay çeken insanların tutuklandığına şahit olduk. Tüm bunları değerlendirdiğimizde devlet yeniden Kürtleri inkar ederek varlığını sürdürmek istiyor” dedi.
‘Kürt halkını kriminalize edip saldırıların önünü açıyor‘
Kürtlere yönelik saldırılar ile PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerinde uygulanan tecrit politikasıyla bağlantısına işaret eden Aykoç, bu politika ortadan kaldırılmadan inkar ve saldırının devam edeceğini belirtti. Kürtlere yönelik saldırıların arkasında devlet desteği olduğunu vurgulayan Aykoç, “Devleti yönetenler Kürt halkını kriminalize edip terörize ederek ırkçı saldırıların önünü açıyor. Yani devlet destekli bu saldırılar sadece siyasetçilere yönelik değildir, geçtiğimiz yıllarda Konya’da katledilen Dedeoğlu ailesinin siyasetle hiçbir ilgisi yoktu, ama Kürt oldukları için katledildiler. Bugün ise fındık toplamaya giden işçilerin evleri silahla basılıyor, Kürtler Kürtçe konuştuğu için katlediliyor. Yani devlet savaşı derinleştirmek istiyor bunu da Kürt karşıtlığı üzerinden yapmak istiyor. Yeni yalanlarla, faşist saldırılarını artırarak halkı sindirmek istiyor. Kürt halkı özsavunmasını, öğütlenmesini ciddi anlamda almadığı sürece bu saldırılara maruz kalacaktır. Bu nedenle Kürtler, her şeyden önce özsavuma temelinde örgütlenmesini sağlamalıdır” şeklinde konuştu.
Haber: Esra Solin Dal\MA