Bir ülkenin ne derecede demokratik bir ülke olduğunu, ne kadar faşizme bulaştığını anlamak için o ülkede öteki olana, çoğunluktan olmayana, egemen kültüre, yaşayışa, inanca, etnisiteye ait olmayana dönük toplumsal yargılara, yaklaşımlara, teamüllere ve yasalara bakmak gerekir. Başta yasalar olmak üzere tüm yargı ve değerlendirme ölçü ve sistemleri çoklu toplumsal birleşimi esas aldığı oranda faşizmden uzak, tekçi yaklaşımı esas aldığı oranda da faşizme yakın durur.
Tekçi zihniyet, egemen olan teke hizmet etmeyen her bireyi, grubu, cinsi, türü yok edilmesi gereken bir mikrop, bir virüs olarak görür. Türkiye meclisinde iktidar ortaklarının çoğunluk oyu ile ve muhalefetin etkiden son derece uzak sözüm ona direnişiyle geçtiğimiz haftalarda sokak hayvanlarıyla ilgili bir yasa çıkarıldı. İşin özü şuydu ki iktidar işe yaramadığını, insanlara bir yararının, bir hizmetinin olmadığını ve toplumun sırtında bir yük olduğunu düşündüğü sokak hayvanlarından kurtulmak istiyordu. İşe yaramayan insandan, ya da öteki ve düşman sayılan insandan, toplumsal gruptan kurtulmanın o kadar kolay olduğu bir ülkede hayvandan kurtulmak ne kadar zor olabilir ki zaten. Öyle ya ağzı var dili yok, sözü yok, avukatı yok, hayvanlardan kurtulmak bir yasaya bakardı. Öyle de oldu. Yasa çıkmadan önce zaten hemen her gün ülkenin bir köşesinden hayvanlara dönük bin bir eziyetin, bin bir katliamın haberleri alınıyordu. Yasa çıkar çıkmaz pusuda bekleyen faşizm toplu hayvan kıyımını başlattı. Belediye görevlilerinden tutalım yasadan vazife çıkaran sivil vatandaşa(!) varasıya bir sürek avı başladı. Kafaları kesilen, zehirlenen, baltayla doğranan hayvan haberleri her gün tv ekranlarından, sosyal medyadan zihnimize faş ediliyor. Meğer cümle katiller, ölüm fetvası verecek olan bu yasayı beklermiş nicedir.
Türkiye’de “Arınma Gecesi” ismiyle vizyona giren James de Monaco’nun yönettiği 2014 Fransız- Amerikan yapımı “The Purge” adlı filmde yılda bir gece insanların herhangi bir cezai yaptırım olmadan istedikleri suçu işleyebilecekleri bir yasa çıkarılır. Yasanın ilk defa uygulandığı geceyi anlatan film, insanın üzerinde yasaların yahut bir otoritenin baskısı olmadığında her bir insanın nasıl bir katile dönüşebildiğine odaklanıyor. Aslında hayvanlarla ilgili çıkarılan bu yasa tam da bu korku filminin yarattığı etkiyi yaratıyor. Gizli hayvan katilliği yasal serbestlikle birlikte bir anda bir toplu katliamcılığa dönüşüyor.
Bilinmesi gerekiyor ki bu yasanın tek hedefi ve hatta asıl hedefi hayvanlar değildir. Hayvanlarla ilgili çıkarılan bu yasa ve bu yasanın sonrasında gelişen tek ya da toplu hayvan katliamcılığı, faşizmin toplumsal tabanda oturmasının, yerleşmesinin ve meşrulaşmasının önünü açmayı hedeflemektedir. İşkence, istismar, şiddet, katliam, ırkçılık ülkenin normali kılınmak isteniyor. Bugün İstanbul’da Güney Kürdistanlı bir Kürt, belki de bildiği tek dili, Kürtçeyi konuştuğu için bir grubun lincine maruz kalıyor ve sonrasında kalbinden bıçaklanarak öldürülüyor. Bu Kürdün öldürülmesi ile sokak hayvanlarının öldürülmesi için çıkarılan yasanın birbiriyle o kadar temelden bir bağı var ki. Topluma şu mesaj verilmektedir, öteki, farklı, ayrıksı olursan, egemen kimliğe tam teslimiyet ve biat geliştirmezsen canın teninde durmayı hak etmez. Hayvanları nasıl bir kıyımdan geçiriyorsak sizleri de öylesi bir kıyımdan geçiririz. Katiller de maktul olmaya yakın duran ötekiler de bu yasadan almaları gereken mesajı alıyorlar. Hayvan kıyımına, sesini etmeyen, katletmese de bu katledilmeye karşı olmayan, onay veren, rıza gösteren herkes bu şiddetin muhatabı olacaktır bir gün mutlaka. Yasa içerisinde geçen “yasaklı ırk” diye bir tanımlama var ki akıllara ziyan. Nazi rejiminde yaşadığını iliklerine kadar hissettiriyor insana. Bu ülkede her an bir canlı türü, yahut bir insan grubu “yasaklı ırk” olarak tanımlanabilir. Şimdilik hangi inançtan, hangi etnisiteden, hangi gruplardan insanların bu yasaklı ırk tanımına girdiğini tahmin edebiliyoruz, daha doğrusu çok net biliyoruz. Bu tanım her an herkesi içine alabilir. Faşizmin dünyadaki gelişim deneyimleri bize bunun nereye varacağına dair ciddi fikir veriyor.