DEM Parti Milletvekili Serhat Eren, Kürtlere yönelik devam eden ırkçı saldırıların arka planında iktidar politikaları olduğunu ve polislerin, bekçilerin, oluşturulan sivil ırkçı grupların hükümetten aldıkları güçle bu saldırıları düzenlediğini söyledi
Türkiye’de iktidarın kutuplaştırıcı politikaları ırkçı saldırılar ve şiddet olaylarının artmasına neden oluyor. Kürtçe yaya işaretlerinin silinmesiyle başlayan süreç Kürtçe müzik eşliğinde halay çekenlerin tutuklanmasıyla devam etti.
21 Ağustos’tan bu yana 3 kentte Kürtlere yönelik ırkçı saldırılar gelişti. Balıkesir’de inşaatta çalışan Özgür İpek, Mehmet Argın ve Cemal Güzel, 21 Ağustos akşamı Altıeylül ilçesinde bulunan Atatürk Parkı’nda Kürtçe müzik dinledikleri sırada polisler tarafından gözaltına alındı. 3 işçi, polis, bekçi ve şikayette bulunan lunapark sahibinin saldırısıyla darp edildi.
Nevşehir’in Ürgüp ilçesi Aksalur Mahallesi’nde güneş enerjisi tesisi montajında çalışan Amedli işçiler, Amedspor forması giydikleri gerekçesiyle 23 Ağustos’ta silahlı, bıçaklı ve sopalı saldırılara maruz kaldı.
Son olarak 30 Ağustos’ta Samsun’un Salıpazarı ilçesine çalışmaya giden Rihalı (Urfalı) tarım işçilerinin kaldığı inşaat halindeki eve ateşli silahla saldırı düzenlendi.
Saldırıların iktidarın politikalarıyla bağlantılı olduğunun altını çizen Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Amed Milletvekili Serhat Eren, polisin, bekçinin oluşturulan sivil ırkçı grupların hükümetten aldıkları güçle saldırıda bulunduğunu belirtti.
Eren, “Türkiye’nin birçok metropolünde Kürtlere, Kürt işçilere, kendi anadilinde müzik söyleyen, halay çeken Kürtlere dönük bir linç kampanyasıyla karşı karşıyayız. Bunun temelinde yatan durum iktidarın Kürtlere dönük nefret ve ayrımcı dilidir” dedi.
‘Can güvenlikleri yok’
Bilinçli bir şekilde ırkçılık ve milliyetçiliğin hortlatılmaya çalışıldığını ifade eden Eren, Kürtlere dönük saldırılara İçişleri ve Adalet Bakanının sessiz kalmasına tepki gösterdi. Eren, “Balıkesir’de saldırıya uğrayan arkadaşımız tutuklandı ve Balıkesir cezaevinde götürüldü. Onun açısından güvenli bir alan değil. Başka bir cezaevine götürülmesi için yazılı bir talepte bulunduk. Sözlü olarak bir kez daha Adalet Bakanlığı’na çağrıda bulunuyoruz; orada tutuklu olan arkadaşımızın güvenli ve ailesine yakın bir cezaevine gönderilmesini talep ediyoruz” diye belirtti.
Nevşehir’de saldırıya uğrayan işçilerden de bir kişinin tutuklandığını ve can güvenliğinin olmadığını belirten Eren, “Ailesinin korkarak kendi çocuğunu ziyaret etme konusunda imtina ettiğini biliyoruz. Dolayısıyla Adalet Bakanlığı’na buradan çağrım; derhal arkadaşımızın serbest bırakılması bu mümkün değilse bile o arkadaşımızın güvenliği için farklı bir cezaevine nakledilmesini bekliyoruz. Aksi takdirde ileride telafisi mümkün olmayan birtakım olayların gerçekleşmesi durumunda Adalet Bakanlığı’nın sorumlu tutulacağını buradan bir kez daha ifade ediyoruz” şeklinde konuştu.
‘Kürtler kimliklerinden vazgeçmeyecek’
Baskıların, sindirmenin Kürt halkını asla yıldırmayacağını aktaran Eren, “Yüzyıllardır asimilasyonun, sindirmenin, baskılamanın hayatın her alanında Kürde yaşatıldığını biliyoruz. Kürt, dilinden, varlığından, kimliğinden, sembolünden asla vazgeçmeyecek. Bu bir çözüm değil ve bunun çözüm olmadığını kendileri de biliyor. Dolayısıyla Kürt’e, Kürt kadınına, kimliğine, diline, basınına yönelik bu siyasi operasyonların, milliyetçi ve ırkçı kırım saldırılarının bir an önce sonlanması için herkesin üzerine düşeni yapması gerekiyor” diye belirtti.
Kaynak: MA