İstinaf Mahkemesi’nde Selahattin Demirtaş’ın 4 yıl 8 ay hapis cezası aldığı dosyanın ön incelemeye alınmasını değerlendiren dava avukatlarından Fırat Epözdemir, Demirtaş’ın serbest bırakılma ihtimali karışışında bu davanın öne alındığını söyledi.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), HDP’nin önceki dönem Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın tutukluluğa dair yapılan başvuruyu 20 Kasım Salı günü karara bağladı. AİHM’in “derhal serbest bırakılmalı” dediği Demirtaş’ın avukatları tarafından Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesi’ne yapılan tahliye talebine şu ana kadar yanıt verilmiş değil. AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan karara ilişkin “Bizi bağlamaz. Karşı hamlemizi yaparız” ifadelerini kullanması üzerine gözler Demirtaş’ın İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılandığı ve ceza aldığı dosyaya çevirdi.
Demirtaş ve dönemin HDP Milletvekili Sırrı Süreyya Önder’in birlikte yargılandığı davada karar 7 Eylül 2018 tarihinde görülen duruşmada çıktı. Mahkeme heyeti kararında, Demirtaş’a, “Örgüt propagandası yapmak” suçundan 4 yıl 8 ay, Önder’e de aynı suçtan 3 yıl 6 ay hapis cezası verdi. Demirtaş’a 4 yıl 8 ay verilmesi başka bir tartışmayı da beraberinde getirmişti. Demirtaş’a 4 ay fazla ceza verilmiş olsa dosya İstinaf Mahkemesi’ne değil, Yargıtay’a gidecekti. 4 yıl 8 ay hapis cezası verilerek, temyiz süreci de kısaltılmış oldu.
Dosyanın bir diğer önemli özelliği ise, benzer suçlardaki tüm dosyalar Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen dava dosyası ile birleştirildi. Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılama devam ederken Elazığ’da aynı kapsamda olan bir yargılama dosyasının resen birleştirilmesi ile birleştirilen dosya sayısı 17’ye çıkmış oldu. Avukatların taleplerine rağmen İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti ısrarla birleştirme talebini kabul etmedi.
Soruşturmayı yürüten bazı savcı ve polislerin görevlerinden ihraç edildiği davanın tek delili ise, her iki ismin Newroz’daki çözümü yanlış yapılmış konuşmaları.
‘Kararı bilerek verdiler’
Demirtaş’ın dava avukatlarından Fırat Epözdemir, İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi’nin vermesi gereken öncelikli kararın, söz konusu dosyayı Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen ana dava dosyası ile birleştirilmesi olması gerektiğini belirterek, – “Bu kararı bilerek vermedikleri kanaatindeyiz. Nitekim AİHM’in son kararından da açıkça anlaşılacağı üzere siyasi saiklerle hareket edildiği ortada. Mahkeme sağlıklı bir yargılama yapmadı. Selahattin Bey’in savunmasını almadan karar verdi. Söz konusu konuşmanın çözümü yaptırılsın dedik, bu bile bilerek yapılmadı. Bununda asıl amacının AİHM’de ana dava ile ilgili tutuklama yönünde bir ihlal kararı çıkarsa en azından ‘Bunu devreye koyar, bunun üzerinden biz bir hamle yaparız’ dediler. Nitekim Cumhurbaşkanının açıklamasında ‘Gereken hamleyi yaparız, işi bitiririz’ söylemi de bunu doğruluyor” diye konuştu.
‘Bir an önce karara çıkaracaklar’
Dosyanın İstinaf Mahkemesi’nde raportör hakime verildiğini dile getiren Epözdemir, “Selahattin Bey’in dosyasının esasından önce, çok sayıda dosya ön inceleme için atama beklerken, bu dosyanın öne alınması, ön inceleme için üye hakime gönderilmesi bize şunu gösteriyor; bir an önce bu dosyayı kararı çıkaracaklar” ifadesinde bulundu. Mahkemenin dosyaları birleştirme yönünde karar vermesi gerektiğinin altını çizen Epözdemir, “Bu yönde bir karar verildiğinde hükmün bozulup, dosyanın yeniden İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilmesi gerekir. Hukuken olması gereken bu. Bunun dışında bizim verilen karara dönük başvurumuz esastan reddedilirse İstinaf Mahkemesi’nde o zaman maalesef Cumhurbaşkanı’nın vermiş olduğu talimat yerine getirildi diye çok rahat bir yorum yapabileceğiz. Umarız ki bu yapılmaz. AİHM kararı aslında Türkiye’deki bütün yargılamaların, özellikle siyasi saiklerle yapılan yargılamaların hukuki yürütülmediğini, siyasetin baskısı altında yürütüldüğünü ima etmektedir. Bu açıdan Türkiye gibi hukuk devleti olduğunu ileri süren bir ülke açısından maalesef acı veren bir durumdur. Biz İstinaf Mahkemesi’nin tüm bunları göz önünde bulundurarak, hukuki bir değerlendirme yapacağını ümit ediyoruz” diye konuştu.
‘AİHM kararı kesinlikle uygulanmalı’
Karara rağmen tutukluluğun devam etmesinin mümkün olmadığını söyleyen Epözdemir, “AİHM’le ilgili mümkün değil tutukluluk halinin devam ettirilmesi. AİHM kararı kesinlikle uygulanmalıdır. Onun dışında Selahattin Bey’i cezaevinde tutabilecekleri dosya 26. Ağır Ceza Mahkemesi üzerinden verilen cezanın istinafta karara bağlanması ve bizim başvurumuzun reddedilmesiyle olur. Başkada bir yolu yok bunun. Tabi birde şu olabilir, Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesi ‘AİHM’in değerlendirmesini tahliye için yeterli bulmuyorum’ diyerek, hukuk dışı bir yorumla Selahattin Bey’in tutukluluk halinin devamına karar verebilir. Bu Türkiye’de olmayacak bir durum değil, örneklerine sık sık rastladık. Umarım bu da olmaz. Olursa Türkiye çok daha zor durumda kalır” ifadesinde bulundu.
Epözdemir, İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen dava dosyası için, “Önceden bir değerlendirme yapıldığı kanaatindeyiz biz. Bizim ön görümüz bu. Yoksa mümkün değil böyle bir davadan ceza çıkması. Bu durum bizde kuşkuları arttırmıştır. Bizdeki kuvvetli şüphe bu yönde. AİHM kararı öncesi buna dönük bir hamle yapılacaksa bu dosya üzerinden yapacağız denildi. Başkada hiçbir izahı yok bizim açımızdan” diye konuştu.
Kaynak: Yasin Kobulan / MA