Kırıkkale F Tipi Cezaevi’nde CETAS adı altında bir karar alınmış. Karara göre, herhangi bir ilacın nasıl kullanılması gerektiğine bakılmaksızın verilen ilaç eğer on adetse, on gün içerisinde bitirilmek zorunda! Bitirilmemişse, son kullanma tarihi isterse 2050 olsun, kalan ilaca el konuluyor!
Hüseyin Aykol / İçeriden
Kırıkkale F Tipi Cezaevi’nde tutulmakta olan Resul Kocatürk, 28 Temmuz 2024 tarihli mektubunda şöyle diyor: “Sizler duvarların dışında doğanın dengesinin bozulmasını yaşarken, bizler ise duvarların bu yakasında betonun etkisi yanında, her adımda derinleştirilip kapsamı genişletilen tecridin de yoğunluğundan olsa gerek, dengesizliği daha şiddetli hissediyoruz. Elbette duvarların öte yanında sürekli bir şekilde artan geçim sıkıntısı ve baskıların kaygısı bu durumu eşitlemiş de olabilir!
Sosyal etkinliklerin uygulanmamasıyla birlikte kitap, dergi, gazete sorunları alabildiğine devam ederken, son zamanlarda benim gibi sağlık sorunları nedeniyle ilaç kullanmak zorunda kalan mahpuslar, yeni icat edilen bir mağduriyetle karşı karşıya bırakıldık. Cezaevi idaresi CETAS (Cezaevi İlaç Takip Sistemi) adı altında bir karar almış. Hekimlerin bile şaşkınlık içinde çaresiz bırakıldığı bu akla ziyan karara göre, herhangi bir ilacın nasıl kullanılması gerektiğine bakılmaksızın verilen ilaç eğer on adetse, on gün içerisinde bitirilmek zorunda! Bitirilmemişse, son kullanma tarihi isterse 2050 olsun, kalan ilaca el konuluyor!..
Örneğin ben astım ilaçları kullanıyorum. Hekim astım ilaçlarını yazarken kimisi için ‘her zaman yanında bulunduracaksın ama ihtiyaç duyduğunda kullanacaksın’ diyor. Ancak CETAS icadına göre hekimin dediğinin hiçbir önemi yok. Eğer toplamda 30 adet ilaç varsa ve prospektüste günde bir tane diye belirtilmişse, o ilaçlar muhakkak 30 günde bitirilecek! Yoksa el koyarız, diyorlar. ‘Hayır öyle bir şey yapamazsınız. Hayır bu ilacı sağlık sorunumun seyrine göre ya da ağrım olduğu zaman kullanıyorum. Siz benim tedavime engel oluyorsunuz. Beni gereksiz yere ilaç kullanmaya zorluyorsunuz ve suç işliyorsunuz’ desem de kâr etmiyor. Aldığın yegane cevap: Biz anlamazuk, karar böyle, oluyor.
Son olarak 2 Nisan 2024 tarihinde gönderdiğiniz kartı 28 Haziran 2024 günü almıştım. Muhtemelen 15 Nisan 2024 tarihli son taahhütlü mektubuma da, aldıktan sonra cevap yazmışsınızdır; ama sizin mektup kim bilir nerelerde, bana verilmeyi bekliyor acaba? (Gerçekten bana ulaşan her mektuba, aldığıma dair cevabı mutlaka yazıyorum-yazarım. Cevabınız gelmediyse, benden bilmeyin lütfen!)
* * *
Van Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde tutulmakta olan Yusuf Kenan Dinçer, bulundukları cezaevinde Haziran ve Temmuz 2024 aylarında yaşadıkları hak ihlallerini 5 Ağustos 2024 tarihli son mektubunda şöyle anlatıyor: “Tekli ring dayatması nedeniyle 7 aydır Van Bölge Hastanesi’ne yapılan sevklere gidemiyoruz. Bundan dolayı kronik ve sürekli takipte olan hastalıklarımızın teşhisi, tedavisi, kontrolü ve Sağlık Kurulu Raporu işlemlerimiz yapılmıyor. Örneğin Talat Şanlı, Yusuf Kenan Dinçer, Taner Korkmaz ve Akil Nergiz’in Van Bölge Hastanesi’ne sevkleri yapılamadı.
Yine Talat Şanlı, Taner Korkmaz, Akil Nergiz, Murat Kaymaz ve Yusuf Kenan Dinçer, ağırlaştırılmış müebbet hükümlüsü olmadıkları halde 90 aydır tekli hücrelerde tutuluyorlar. Hakkında toplatma kararı olmayan kitap ve dergiler yasaklanıyor ve bizlere verilmiyor.
Haftada 10 saat sohbet hakkı, burada pandemiden sonra 2.5 saat olarak uygulanıyordu. Son olarak bu yılın Mart ayından itibaren, söz konusu 2.5 buçuk saatin bir saati spor saati denilerek, sohbet süremiz haftada 1.5 saate indirilmiş bulunuyor. Sohbet hakkının tam olarak uygulanmasını istiyoruz.
Taleplerimizi dile getirmek için kapılara vurmamız nedeniyle Akil Nergiz, Yusuf Kenan Dinçer, Murat Kaymaz, Taner Korkmaz, Rabbena Hanedar ve Talat Şanlı’ya çeşitli disiplin cezaları verildi. Ölüm Orucu’ndaki Nurettin Kaya ve Süresiz Açlık Grevi’ndeki arkadaşlarımızın taleplerinin kabul edilmesi için yaptığımız 15 günlük Açlık Grevi nedeniyle Akil Nergiz, Murat Kaymaz, Talat Şanlı, Yusuf Kenan Dinçer ve Rabbena Hanedar’a 1 ay bazı etkinliklerden men cezası verildi.
Basın İlan Kurumu’nun “Resmi İlan Verilecek Yayınlar Listesinde Değil” denilerek Yeni Yaşam, Evrensel ve Yeni Asya gazetelerine abonelik işlemi yapılmaması, abonelik işlemi yapılan gazetelerin ise akşam geç saatlerde verilmesi Haziran ve Temmuz aylarında da devam etti.”
KARİKATÜRİSTLERE: Bu köşede Sinan Adıgüzel’in kimi karikatürlerini yayınlıyoruz. Gördüğünüz gibi çizimleri çok silik çıkıyor. Çünkü bu karikatürleri ancak tükenmez kalemle, hatta bazen kurşun kalemle çizebiliyor. Oysa bu çizimler yapıldıktan sonra üzerinden tarama kalemiyle geçilmesi gerekiyor ama böylesi kalemler cezaevi kantininde satılmıyor. Acaba karikatürist okurlarımızdan biri Sinan Adıgüzel’e tarama kalemi gönderebilir mi? Adresi gelenler sütununda var.
MEKTUBU GELENLER:
Resul Kocatürk – Kırıkkale F Tipi Cezaevi
Sinan Adıgüzel – Kırşehir Yüksek Güvenlikli Cezaevi
Bülent Parmaksız – Sincan 2 nolu F Tipi Cezaevi
Yusuf K. Dinçer – Van Yüksek Güvenlikli Cezaevi