Tek karar vericinin Cumhurbaşkanı Erdoğan olduğu TVF, genişlemeye devam ederken, Koza Holding de fona devredildi. Yıllardır satışı gündem de olan Koza Altın’ın agresifliği ile TVF Maden AŞ içinde doğa yıkımı büyüyecek
Yusuf Gürsucu / İstanbul
Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan yaptığı bir konuşmada devlet anlayışını ortaya koymuş ve şu sözleri sarfetmişti; “Ben bu ülkenin anonim şirket gibi yönetilmesini istiyorum.” AKP iktidara geldiğinden bu yana iddiası buydu ve bugün artık hayalini sınırsızca uygulamaya koyduğunu görebiliyoruz. Kamusal olan ne varsa hemen her şey Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tek karar verici olduğu Türkiye Varlık Fonu (TVF) içinde toplanarak, her türlü denetimin dışına taşındı. Bu fondaki kamu şirketlerinin neredeyse tamamının içinin boşaltıldığı iddiaları yapılırken bu kurumların satışından gelecek 3-5 kuruşa kurumların satışa çıkarılması gündemde yerini korurken Koza Holding’in Türkiye Varlık Fonu’na (TVF) devri dikkat çekti.
Koza Holding’in 12 şirketi
Aralarında agresif bir tarzda büyümeyi sürdüren Koza Altın İşletmeleri’nin yer aldığı Koza Holding’e bağlı 12 şirket, Hazine’den Türkiye Varlık Fonu’na devredildi. 8857 sayılı Cumhurbaşkanı Kararıyla, geçen yıl Nisan’da hisseleri Hazine’ye devredilen Koza Holding, yine Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kararıyla, TVF’ye geçti. TVF’ye devredilen şirketler ise şunlar: Koza-İpek Holding AŞ, İpek Doğal Enerji Kaynakları Araştırma ve Üretim AŞ. Koza Anadolu Metal Madencilik İşletmeleri AŞ, ATP İnşaat ve Ticaret AŞ, ATP Havacılık Ticaret AŞ, ATP Koza Turizm Seyahat ve Ticaret AŞREK-TUR Reklam Pazarlama ve Ticaret Ltd. Şti, Koza Prodüksiyon ve Ticaret AŞ, İpek Online Bilişim Hizmetleri Ltd. Şti, Koza Altın İşletmeleri AŞ, Özdemir Antimuan Madenleri AŞ, Koza İpek Tedarik Danışmanlık ve Araç Kiralama Ticaret AŞ.
Petrol, doğalgaz, altın
2015 yılında yürütülen FETÖ/PYD soruşturması kapsamında Koza Holding’e önce kayyum atanmış; daha sonra holding Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’na (TMSF) devredilmiş ve ardından, İpek Doğal Enerji AŞ de 2020 Nisan ayında TMSF uhdesine geçmişti. Kayyum sürecinde ve 8 yıl süren dava sonucu Hazine’ye devredildikten sonra karlılığını sürdüren İpek Doğal Enerji, petrol ve doğalgaz arama keşif ve üretim faaliyetleri ile kömür madenciliği faaliyetleri yürütüyordu. Ayrıca bu şirketler içinde yer alan Koza Altın İşletmeleri AŞ son yıllarda sayısı 30’u aşan altın madenleri ile Türkiye’nin dört bir yanında büyük yıkımlara yol açarken, büyüme hızı agresif bir tarzda sürdürüldü.
Koza altın Maden AŞ’ye
Koza Altın’ında fona devredilmesiyle fon uhdesinde kurulan Maden AŞ’ye eklenerek bir sermaye grubuna satılması ise gündemde. TVF’ye bağlı Maden AŞ, iktidarın doğal yaşamın yağmalanması üzerine oturtulan altın madenciliği ve diğer metalik madenciliği tek merkezden yönetmek amacıyla kuruldu. Denetim dışı olan Türkiye Varlık Fonu içinde faaliyet gösterecek olan Holding, büyük bir yağmanın kolaylaştırıcı işlevini yürüteceği söylenebilir. 20’ye yakın madenin çıkarılması ve işlenmesinin Maden AŞ’ye bağlanacağı ve belirlenen 20 maden içinde altın madenciliğine yapılan özel vurgu ise siyanürle cevher ayrıştırmasının serbest olduğu Türkiye’de yılda 100 ton altın üretileceği hedefi duyurulmuştu.
TVF her şeyden muaf!
Türkiye Varlık Fonu; aralarında Devlet Memurları Kanunu, Sayıştay Kanunu, ‘TBMM tarafından Denetlenmesinin Düzenlenmesi Hakkında Kanun’ da olmak üzere çok sayıdaki kanundaki hükümler, Türkiye Varlık Fonu ve Varlık Şirketleri ile Varlık Şirketleri tarafından kurulacak diğer şirketler üzerinde uygulanamıyor. Yani denetim sıfır! Ayrıca Fonun mal varlığı rehin edilemiyor, başka bir amaçla tasarruf edilemiyor, ihtiyati tedbir konulamıyor, iflas masasına dahil edilmiyor, gelir ve kurumlar vergisinden de muaf. Her halde şirket gibi ‘devlet’ böyle bir şey olmalı.
Tüm kamusal olan TVF’de
TVF ilk kuruluşunda, KİT’lerden oluşan 8 farklı 20 şirket, 2 lisans ve taşınmazlarla mali karşılığın 177 milyar lira olan bir yapı oluşturuldu Fonun yüzde 35 varlığı; Ziraat Bankası, Halkbank, Vakıfbank, Borsa İstanbul, Türkiye Sigorta AŞ, Türkiye Hayat Emeklilik AŞ ve Platform Ortak Kartlı Sistemler AŞ’den oluşuyor. Fonun yüzde 27 varlığı ise; BOTAŞ, Türkiye Petrolleri, TVF Enerji, TVF Rafineri ve Petrokimya. Fonun diğer varlıkları ise şöyle: Yüzde 13; Türk Hava Yolları, PTT, İzmir Alsancak Limanı, Türkiye Denizcilik İşletmeleri. Yüzde 9; Eti Maden ve TVF Maden Holding AŞ. Yüzde 8; Nakit Karşılığı Şans Oyunları Lisansı, At Yarışı Düzenleme ve Bahis Kabul Etme Lisansı. Yüzde 4; Türksat, Turkcell ve Türk Telecom. Yüzde 2; ÇAYKUR ve Kayseri Şeker. Yüzde 1 Gayrimenkuller.
TVF Maden AŞ.
Nurol Holding’e bağlı TÜMAD Madencilik Genel Müdürü Hasan Yücel’in TVF Maden Holding A.Ş Genel Müdürü olması dikkat çekmişti. Altın Madencileri Derneği Başkanlığı da yapan Yücel’in Maden AŞ’nin başına getirilmesi iktidarın madenciliğe verdiği ‘önemi’ ortaya koymuştu. TVF’ye bağlı Maden Holding AŞ. ile altın madenciliği ve diğer metalik madenciliğin tek merkezden yönetmek amacıyla kurulduğu belirtilmişti. Holding, iktidarın önümüzdeki süreçte madencilik üzerinden büyük bir doğa yağmasının hazırlığı içinde olduğunu gösterirken, bu yağmanın kolaylaştırıcı işlevinin holding eliyle yürütüleceği anlaşılabiliyor.
26 ruhsat Maden AŞ’de
Türkiye Maden A.Ş. bünyesinde 26 maden ruhsatı bulunmakta. Bunlardan öncelikli olarak öne çıkarılan dört proje ise Balıkesir-İvrindi (Akçal Altın Projesi), Kastamonu-Taşköprü (Bakır Projesi), Manisa-Çatalçam (Altın, Kurşun, Çinko), Sivas-Divriği (Demir). Altın, kömür, çinko, demir, bakır, alüminyum, linyit gibi metalik madenler ile nadir element madenciliği de Maden AŞ’ye bağlanmak isteniyor.
Petrokimya endüstrisinin de Maden AŞ’ye bağlanıp Adana Ceyhan’da ve Mersin’de oluşturulma adımları süren özel sanayi bölgesi ile Akdeniz ekosistemi büyük bir tehdit altına girmiş olacak. Ayrıca, Afşin-Elbistan coğrafyasına yeni termik santral kurulmasının da Maden AŞ eliyle gerçekleştirmek istendiği biliniyor.
Yeni adımlar
AKP iktidarının temel aldığı 3 sektör içinde madenlerin ise özel bir yer tuttuğu görülürken, Türkiye ve BAE arasında 2021 yılı Kasım ayında yapılan yatırım anlaşmaları ile enerji, petrokimya, teknoloji, ulaşım, altyapı, sağlık, finansal hizmetler, gıda ve tarım alanları kapsamında 10 milyar dolarlık bir fonun tahsis edildiği açıklanmıştı. O dönem 10 anlaşma imzalanırken, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Varlık Fonu”nda bulunan şirketlerle de görüştüğü bildirilmişti. Bu süreç devam ederken, Koza Holding’in TVF’ye alınmış olması yeni bir takım anlaşma adımların birçok ülke ile atılacağının habercisi durumunda.
‘Talip olana satarız’
Koza Davetiye sahibi Akın İpek, R.T. Erdoğan’ın Başbakan olduğu dönemde ‘beraber yürüdük biz bu yollarda’ ifadesiyle ima ettiği Fettullah Gülen’in sağ kolu olarak anıldıkları dönemde Eurogold Madencilik A.Ş’den Bergama’da altın madenini alıp siyanür zehirlenmesi dahil büyük bir doğa yağması ortaya çıkarıldı. Ardından ‘Fettullah Gülen terör örgütü’ yönetici olarak lanetlenmesiyle birlikte Gülen’in yakın çevresi tutuklanıp şirketlerine kayyum atanmasıyla Koza Altın TMSF bünyesine alınarak iktidarın memurları tarafından yönetilmeye başlandı.
Yerli yabancı fark etmez
Diğer yandan Koza Holding’in Türkiye Varlık Fonu’na (TVF) alınması 2 yıl önce gündeme gelirken, şirketin yerli-yabancı sermayeye satışının gerçekleştirileceği iddiaları yapıldı. TMSF eski Başkanı Muhiddin Gülal’ın, Koaz Altın üzerinden yaptığı açıklamada, “Yerli ya da yabancı ‘talibiz’ derse satışı da mümkün olabilir” sözleri dikkat çekmişti. Koza Altın, Türkiye’nin dört bir yanında maden lisansları toplayıp kamusal işi olarak lanse edilerek agresif bir çizgide büyürken, bu agresifliğin nedeninin satış öncesi güçlendirip ‘müşterilere’ daha cazip hale getirilme sürecine son dönemde Koza Altın’ın 30’u aşan altın madeni ruhsatına sahip olması ise bu sürecin bir parçasıydı.
30 altın madeni Koza’da
Koza Altın 30’u aşan altın madeni projeleriyle son dönem hızla büyüdüğü izleniyor. Trabzon Araklı’da orman, mera ve tarım arazilerinden oluşan alanlarda iki farklı maden projesi için başvuru yaparken, hemen ardından Balıkesir’de ortaya çıkmıştı. Balıkesir’in Burhaniye ilçesi Sübeydere ve Avunduk coğrafyasında işaretlenen maden sahasında altın ve gümüş madenciliği için başvuru yaptı. Giresun, Kayseri ve Eskişehir’de aynı zaman diliminde hızla harekete geçti. Yine Agîri Himmetde’de Altın Madeni girişimi sürerken, bölgenin yaklaşık 10 km güneyinde yer alan Kaşköy coğrafyası da MAPEG ihalesiyle Koza altına verildi.