Irak Yüksek Mahkemesi’nin kapatma kararı verdiği 3 partiden biri olan PADÊ’nin Silêmanî yöneticilerinden Evîn Emîn, fermanın farklı yöntemlerle uygulanmaya çalışıldığını belirterek, Şengal’in 2014 yılı öncesine dönmeyeceğinin altını çizdi
Irak Yüksek Mahkemesi 6 Ağustos’ta, Êzidî Demokrasi ve Özgürlük Partisi (PADÊ), Tevgera Azadî ve Demokratik Mücadele Cephesi Partisi’ni kapattı. PADÊ’nin kapatılmasının DAİŞ’in 3 Ağustos 2014’te Êzidî toplumuna yönelik gerçekleştirdiği fermanın yıl dönümüne denk gelmesi dikkat çekerken, 3 partinin de eşbaşkanlık sistemini esas alınıyor.
Partilerin kapatılmasına ilişkin tepkiler sürerken, konuya ilişkin PADÊ’nin Silêmanî yönetiminde yer alan Evîn Emîn değerlendirmelerde bulundu.
‘Hiçbir gerekçe gösterilmeden karar verildi’
Mahkemenin verdiği kararı değerlendiren Emîn, “PADÊ ve diğer partilerin kapatılması kararı, yasal değil. Çünkü kapattıklarında da bir gerekçe sunamadılar. Partimiz yani PADÊ Irak kanunlarına karşı bir şey yapmadı. Bu Irak hükümetinin verdiği karara ilişkin bir soru işaretidir. Yanlış bir karardır. Özellikle fermanın yıldönümünde, Êzidî toplumu için oldukça acı olan bir dönemde bu karar verildi. Böyle bir karar verilmesinin nedeni neydi? Eğer PADÊ, Irak kanunlarının dışında bir şey yapmışsa, Irak kanunları dışında bir akitvitesi olmuşsa bunu gerekçe gösterebilirler, mahkemede yargılama yapılabilirdi. PADÊ de savunmasını yapabilirdi. Ancak hiçbir gerekçe gösterilmeden böyle bir karar verildi. Bu karar bizim açımızdan kabul edilemez” dedi.
‘Ferman farklı yöntemlerle gerçekleştiriliyor’
Alınan kapatma kararı için ‘9 Ekim Antlaşması temelinde mi alındı?’ sorusunu soran Emîn, “Bu yöntemle Şengal’de ferman farklı yöntemle gerçekleştiriliyor. Şengal, DAİŞ’in eline bırakılıp boşaltıldığında halkın nasıl direndiğini, kimin Şengal halkına yardıma geldiğini, kimin Şengal’i yalnız bıraktığı belli. Bu verilen karar 9 Ekim Antlaşması’nın devamıdır, öyle görüyoruz” ifadelerini kullandı.
PADÊ’nin, Êzidîlerin ilk siyasi partisi olduğuna dikkat çeken Emîn, “Düşman, Êzidî toplumunun fermandan sonra kendi ayakları üzerinde durup kendisini yönetmesini istemedi. Zaten dış devletlerin desteği de Irak ve bölgenin zayıf düşürülmesi temelindeydi. Sadece Şengal için değil, Kurdistan Bölgesi için de böyle. Irak sistemi için büyük bir darbedir” diye belirtti.
‘PADÊ’de eşbaşkanlık sistemi var’
PADÊ’nin eşbaşkanlık sistemini esas aldığını söyleyen Emîn, “Irak’taki partilerde olmayan sadece PADÊ’de olan bir sistem var. Bu da eşbaşkanlık sistemi. PADÊ’de erkek fikri yok. Kadın da erkeklerle birlikte ve toplumu yönetiyor. PADÊ sistemimizde sadece topluma hizmet etmek var. Êzdalık inancı temelinde diğer halklara hizmet etmek var. Hizmet dışında Irak’ta istenen bir şey yok. Ancak günden güne PADÊ’ye karşı farklı kararlar alıyor” ifadelerini kullandı.
‘Şengal 2014 öncesine dönemez’
Verilen kararın topluma hizmet verilmelerine engel olamayacağını belirten Emîn, “PADÊ, toplum içerisinden çıktı. Verilen karar yanlıştır. Bu yanlışlığın düzeltilmesi gerek. Şengal asla 2014 yılı öncesine dönmez. Verilen şehitler belli. Kim bu topraklar üzerinde şehit düştü belli. Kim buraya hizmet ediyor belli. PADÊ kapatılsa da Şengal’e hizmet verme yöntemlerimiz var. Düşman bilmeli ki siz 2014 yılı öncesine Şengal’i döndüremezsiniz. Şengal halkı artık bunu kabul etmez. Şengal halkının gücü var. Asayiş, özsavunma gücü ve partiye sahibiz. İnanıyorum ki Êzidî toplumu ve dostları bu kararlara karşı cevap verecektir, Şengal’deki Êzidîlere sahip çıkacaklar. Şengal Êzidîliğin esası. Şengal, Êzidîlerin sütunudur. Halkımız bu yanlış karara karşı çıkacaktır” dedi.
Haber: Rojîn Hebabî\JINNEWS