Kadın örgütleri, sistemin kendilerine reva gördüğü düzene karşı 25 Kasım etkinlikleri kapsamında tüm kadınları alanlara çıkmaya çağırdı. Çalışmalarına hız veren kadın örgütleri, ‘Hayatı değiştirme iradesi ve iddiasındayız. Gücünüzün farkına varın ‘ diyerek meydanlara çağırıyor
Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü olan 25 Kasım dolayısıyla birçok merkezde çeşitli etkinlikler yapılacak. İçinde bulunduğumuz yüzyılda büyük bir uyanış yaşayan kadınlar, eril zihniyete karşı güçlü bir örgütlenme ve erkek faşizmine karşı önemli bir mücadele yürütüyor. Ortadoğu’da Kürt kadınlarının öncülük ettiği kadın özgürlük mücadelesi dünya kadınları için umut olmaya devam ediyor. 25 Kasım’da Ortadoğu ve tüm dünyada kadına yönelik şiddete karşı çeşitli etkinlikler düzenleniyor. Türkiye ve bölge kentlerindeki kadın örgütleri hazırlıklarına tüm hızıyla devam ediyor. Çalışmaları yürüten kadın örgütleri, tüm kadınları alanlara çıkarak seslerini yükseltmeye çağırdı.
Remziye Bor için alanlara
Remziye Bor 7 aylık hamile iken evine yapılan polis baskını ile vurularak öldürüldü. Van’ın İpekyolu ilçesine bağlı Hacıbekir Mahallesi’nde 19 Nisan’da 2016 tarihinde evine yapılan baskın sonucunda özel hareket polislerinin ateş etmesi sonucunda 7 buçuk aylık hamile Remziye Bor (27) ağır yaralanmıştı. Van Bölge Eğitim Araştırma Hastanesi’nin yoğun bakım ünitesinde tedavi altına alınan Bor’un bebeği sezaryen ile alınarak kuvese konulmuştu. 28 gün süren yaşam mücadelesini kaybeden Bor, 17 Mayıs 2016’da yaşamını yitirdi. Bor’un, son isteği üzerine Hakkari’nin Yüksekova ilçesine bağlı köyünde defnedilmişti.
Dosya ‘meçhul’ oldu
Bor’un eşi İrfan Bor, “örgüt üyeliğinden” aynı gün gözaltına alındıktan sonra tutuklandı ve hala cezaevinde. Bor’un katledilmesinin nasıl ve kimler tarafından gerçekleştiği ortaya çıkarılmadı. Yapılması gereken olay yeri keşfi, balistik raporu ve kriminal incelemelerin hiçbiri yapılmadı. Dosya, “Örgüt üyelerinin açtığı karşı ateş sonucu hayatını kaybetmiştir” denilerek, kapatıldı. Bor’un katledilmesi üzerinden geçen iki yılın sonunda Neval bebek, halasını annesi olarak bilirken, babasını da cezaevinde görüyor.
İrfan Bor’un annesi Kıymet Abi, görgü tanıklarının da aktarımlarına göre evin önce basıldığını daha sonra Bor’un vurulduğunu belirtti. Kıymet Abi, “Komşuları bana polislerin ‘Remziye: Ben hamileyim’ demesine karşı onu yaralı bir şekilde sürüklediklerini aktardı. Daha sonra hastaneye kaldırıldı. Bende ancak gelinimi hastanede görebildim” dedi.
Neval bebeğe halası annelik yaptı
“Remziye çok güçlü bir kadındı” diyen Kıymet Abi, “Doğduğu toprağa gömülmek istedi. Hala duvarlarda onun resimleriyle uyanıyorum. Torunum Neval’in yüzüne bakamıyorum. Torunum hem annesiz hem de babasız büyüdü” ifadelerini kullandı. Neval bebeğin halasını anne olarak bildiğini anımsatan Kıymet Abi, “Neval hiç anne sütünü içemedi. Bundan kaynaklı sık sık hastalanıyor. Hiçbir şey anne sütü gibi iyi değil. Biz Neval’i kıt imkanlarla hazır mamalarla büyüttük. Neval’i cezaevine babasının yanına götürdüğümde babasından ayrılmak istemiyor” diye konuştu. 25 Kasım dolayısıyla Remziye Bor’un faillerinin yargılanmasını isteyen Kıymet Abi, “Benim öfkem asla bitmeyecek. Benim acım asla dinmeyecek” dedi.
Özsavunma haktır
Kadına yönelik şiddet her boyutuyla neredeyse her gün giderek artarken, buna karşı kadınların mücadelesi de farklı boyutlarda ilerliyor. Kadın Savunma Ağı ve Mor Mekan gönüllüsü Fulya Dağlı, rejim değişikliğiyle beraber “kadın düşmanı” bir iktidarla karşı karşıya kaldıklarını söyledi. Erkek şiddetine karşı özsavunmanın gerekliliğine vurgu yapan Dağlı, “25 Kasım’daki duruşumuz yapılan saldırıların tümüne bir cevap üretecek” dedi. 25 Kasım günü bütün bu politikalara karşı kadın hareketi olarak sokakta fiili bir şekilde cevap vereceklerinin altını çizen Dağlı, “Dünyadaki diğer kadın hareketleri gibi saldırılara karşı cevap veren ve mevcut alanları savunmaya çalışan bir çizgideyiz. Bu çizgiyi de feminist bir özsavunmaya çevirebilmeliyiz. Erkek şiddetine karşı yaşamı savunan kadınlar var, ölmemek için öldüren kadınlar var” diye vurguladı.
Emek sömürüsü şiddetin diğer hali
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Mardin İl Örgütü, Mardin Milletvekili Ebru Günay’ın katılımı ile 25 Kasım programı kapsamında Midyat ilçesinde temaslarda bulundu. HDP’li heyet tekstil işçisi kadınlar ile Süryani Kadın Derneği ve Ezidi kadınları ziyaret etti. Midyat’ta bulunan bir tekstil atölyesinde çalışan kadınları ziyaret eden heyet, aralarında Ezdilerin de bulunduğu yaşları 14 ila 17 arasında değişen onlarca kız ve erkek çocuğuyla bir araya geldi. Heyet adına konuşan HDP’li vekil Günay, kadına yönelik şiddet ile her alanda mücadele ettiklerini dile getirirken, şiddetin farklı versiyonlarının olduğuna değindi. Kadınların toplumsal yaşam içindeki rolüne değinen Günay, “Çalışma yaşamında maruz kaldığımız emek sömürüsü şiddetin başka bir türlüsü” diye konuştu. Öte yandan, Mardin Kadın Platformu, 25 Kasım etkinlikleri kapsamında cezaevlerinde bulunan kadın tutuklulara kart gönderdi.
Kadınca yaşamak istiyoruz
DBP’li Iğdır Belediyesi Eşbaşkanı iken görevden alınan Şaziye Önder, özellikle DBP elinde bulunan belediyelere kayyum atanma sürecinin kadın kazanımlarına yönelik saldırılar olduğunu ifade etti. Kadınların mücadelesinin tarih boyunca tüm dünyada bastırılmaya çalışıldığını dile getiren Önder, “Toplumda, işyerlerinde, evde ve siyasette söz sahibi olmak için mücadele veriyoruz. Kendi sözümüzü söyleyebilmek ve kadınca yaşamak istiyoruz” dedi. Her yerin mücadele alanı olduğunu dile getiren Önder, “Cezaevinde tutulan Gültan Kışanak’ın kitap yazması ve Leyla Güven’in açlık grevi başlatarak kadınlara öncülük etmesi bunun en güzel örneğidir” dedi.
Güven’in mücadelesine destek
Batman ve ilçelerinde 25 Kasım etkinlikleri kapsamında TJA Aktivistleri, tutuklu kadınlara mektup gönderdi. Daha sora katledilen Amine Demirtaş’ın mezarını ziyaret etti. Barış Anneleri Meclisi ise, DTK Eşbaşkanı ve HDP Hakkari Milletvekili Leyla Güven’in açlık grevi eylemini selamladı. Anneler adına konuşan Barış annesi Şükran Sincar, kendilerinin de barıştan yana olduklarını ve bu nedenle Leyla’nın mücadelesini sahiplendiklerini söyledi.
Devlet tutumundan vazgeçmeli
Türkiye’de yargı, kadınları öldüren erkeklere “haksız tahrik”, “saygın tutum” gibi gerekçelerle “iyi hal indirimi” uygularken, kadına şiddet artarak devam etmesine de kadınlar tepki gösteriyor. Kadınlara yönelik şiddete dair mevcut olan yasaların eksik ve yanlışlıklarına dikkat çeken Avukat Sena Yazıbağlı Gül, “Hükümet, kadınların hem sosyal hem de ekonomik açıdan daha güçlü olmaları için düzenlemeler yapmalı” dedi. Kadınların her gün erk zihniyet tarafından psikolojik şiddete maruz kaldığını vurgulayan Gül, ancak kadıların gücünün farkına varması gerektiğine vurgu yaptı. Gül, sığınma evlerinin şiddeti engellemediğini kaydetti. Sivil toplup kurumlarının dava süreçlerine dahil edilmesi gerektiğini ifade eden Gül, “Kadın meselesinden çok erkek meselesinin üzerine gidilmesi gerekiyor” diye konuştu.
Erk şiddetine karşı birleşelim
Mersinli kadınlar, “Erkek şiddetine susmuyoruz, haklarımızdan vazgeçmiyoruz” şiarıyla 25 Kasım’da yapacakları eyleme tüm kadınları sokaklarda mücadele etmeye ve birleşmeye çağırdı. Şiddetin her dönem artığına dikkat çeken Mersin Kadın Platform Üyesi Aynur Şahin, şiddetin son 15 yıl içinde artmasının nedeni olarak iktidarın politikalarını gösterdi. AKP’nin kadınlardan korktuğunu dile getiren Şahin, “İktidara karşı birleşelim. Birleşirsek şiddeti durdururuz” dedi. HDP Mersin İl Yöneticisi Berçem Atay da, 25 Kasım’da toplumsal cinsiyet eşitsizliğine, ayrımcılığa, şiddete, ataerkil toplum yapısına, aile içi şiddete, savaşa ve ırkçılıkla mücadele edeceklerini belirtti. Mersin Muamma LGBTİ+ Derneği Sözcüsü Arife Akbulut ve Devrimci Parti Meclisi (PM) Üyesi Gamze Taşcı da, kadınları yarın meydanlara çıkmaya çağırdı.
Reva görülen düzene karşı alanlara
Van Ahtamara Kadın Platformu öncülüğünde kadınlar 25 Kasım etkinliklerine kitlesel katılım çağrısı yaptı. Kadınlar, “Eril zihniyetin şiddetine karşı daha güçlü bir şekilde alanlarda buluşalım” dedi. Eğitim Sen Van Şubesi üyesi Gülcan Kaçmaz Sağyiğit, “Emeğimiz, bedenimiz, kimliğimiz bizimdir. Özgürlüğümüze, kimliğimize, bedenimize, kadın mücadelemize sahip çıkmaya çağırıyoruz. Bizlere reva görülen bu düzeni kabul etmiyoruz. Sözümüzü örgütleyebilme, yan yana gelebilme ve hayatı değiştirme iradesi ve iddiasındayız” diyerek kadınları birlikte mücadele etmeye çağırdı.
Fırat Bölgesi’nde 25 Kasım
Kuzey ve Doğu Suriye’deki 25 Kasım eylemleri devam ediyor. Kongreya Star’ın öncülük ettiği eylemler kapsamında Fırat Bölgesi’nden çok sayıda kadının katılımıyla Eyn Îsa ilçesinde yürüyüş düzenlendi. Eyn Îsa İlçe Meclisi önünde başlayan yürüyüş, ilçe merkezindeki Mesced El-Nûrî meydanına kadar devam etti. Kadınlar yürüyüşte ellerinde “Kadına Karşı Şiddete Hayır” ve “Önder Apo’nun Özgürlüğü Kadının Özgürlüğüdür” yazılı pankartlar ile Türkiye’nin saldırıları sırasında öldürülen 6 yaşındaki Sara Mustafa’nın posterlerini taşıdı. Etkinlikler yarında devam edecek.
*Haberler Jinnews ve Mezopotamya Ajansı’ndan alınmıştır.