Yemen’de 85 bin çocuk açlıktan ölürken bu kahreden savaşa dünyanın gözleri maalesef kapalı. 29 milyon nüfusu olan Yemen’de 23 milyon insan açlıkla yüz yüze yaşama tutunmaya çalışıyor. Açlık ve susuzluk dışında aynı zamanda Suudilerin bombaları her gün tepelerinde patlıyor ve binlerce insan da bu yüzden yaşamını yitiriyor. Uzun yıllardır Yemen’de aşiretleri paraya boğup satın alarak sömürüye tabi kılıp köleleştirmek isteyen Suudi Arabistan’ın bugün sürdürdüğü saldırılara İran gerekçe gösterildi. Kan emici her saldırıya kılıf geçirmek saldırganlığın gereği. Saldırı başladığından bu yana tüm dünya sessizliğini korurken diğer yandan ise saldırı koalisyonuna katılarak destek veren Türkiye de Yemenli iş insanları ile ortak toplantılar gerçekleştiriliyor.
Geçtiğimiz günlerde Karaman’da Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi ve Mevlana Kalkınma Ajansı (MEVKA) 2. Türk-Yemen İş Forumu yapıldı. Forumda insanı şaşkına çeviren konuşmalar oldu. Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Başkan Yardımcısı Mustafa Rumeli, “İkincisini düzenlediğimiz bu etkinlikle ülkemizi ziyaret eden siz değerli Yemenli kardeşlerimizi Karaman’da misafir etmekten ve Karaman iş dünyası temsilcileriyle buluşturmaktan heyecan duyuyoruz. Ülkemiz, yatırım planlayan global iş dünyası temsilcilerine sayısız iş ve yatırım fırsatları sunmaktadır” dedi.
Karaman Valisi Fahri Meral ise, “Karaman bir üretim ve ticaret merkezi olup tarıma elverişli arazileri ile tarımsal ve hayvansal üretime dayalı gıda imalat sanayinin merkezi durumundadır. Karaman’ın sahip olduğu doğal kaynakları, ulaşım avantajları, tarımdan imalat sanayisine giriş ve üretim yelpazesi ile fırsatlar sunmaktadır” sözleriyle savaş ve zulmün sürdüğü Yemen’de olup bitenlerle ilgisiz olduklarını ve ‘işlerine’ baktıklarını ortaya koydu.
Yurttaşları kan ve gözyaşları arasında açlıktan kırıldığı ve her gün binlercesinin canından olduğu Yemen’in Aden şehri Ticaret Odası Başkanı Şeyh Muhammed el Munassab yaptığı konuşmada, “Yemen’in Karaman’ın ihracat yapmış olduğu üçüncü ülke olduğunu gördüm. Tabi şunu da unutmamız gerekiyor, Yemen’de devam eden bir savaş var. Bu savaş bittikten sonra Yemen olarak birinci sıraya geleceğiz ve 22 milyon dolar civarında olan o rakamlar çok daha yukarıya çıkacak. Yemenli iş adamları özellikle Türk iş adamlarına ve Karaman bölgesine çok önem veriyor” dedi. Munassab’ın konuşması Yemen’de süren savaştan azade olduğunu gösteriyordu.
Yemen halkı İran nüfuzuna da Suudi müdahalesine de karşı çıkıyor ve “Yemen halkı barış, yiyecek, su, eğitim, sağlık kurumları istiyor” diye haykırırken ‘iş insanları’ yani patronlar bir elleri balda diğer elleri kaymakta işlerine devam ediyor. Yemen’de yaklaşık 4 yıldır süren savaş nedeniyle son yüzyılın en büyük açlık ve insani krizlerinden biri yaşanıyor. 29 milyon nüfuslu ülkede 22,2 milyon sivil, insani yardıma ve korunmaya ihtiyaç duyuyor.
BM İnsani Yardım Koordinasyon Ofisi (OCHA) Sözcüsü Jens Laerke, “Yemen’de durum değişmezse gelecek aylarda 14 milyon insan gıda yetersizliği nedeniyle ölüm riskiyle karşı karşıya kalacak” ifadeleri ile çağrı yaparken cepleri para dolu Yemenli tüccarlar Karaman’dan mal almaya, paralarını yatırıma dönüştürecek arazi kapatmaya çalışıyor. BM kaynaklarına göre, Yemen’de bugün 18 milyon kişi gıda güvenliği sorunu yaşıyor ve bir sonraki yemeğinin nereden geleceğini bilmiyor.
Diğer yandan hemen yanımızda yani Afrin’de benzer bir süreç yaşandı ve bölgenin kadim halkı oradan sürülüp yerine çeteler yerleştirildi. Şimdi bu çeteler Afrinlilerin zeytinlerine çökmüşler ve aralarında ganimet kavgasına tutuşmuş durumdalar. Ganimet paylaşımına Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli’de eklenerek, “Afrin’de biz gelirlerin bir şekilde bize geçmesini istiyoruz” diyebilmesi ise genel fotoğrafın içinde yabancılık çekmedi. Yemen’de ve Afrin’de süren savaşların tek bir nedeni vardı; bölge zenginliklerinin üstüne çökmek. Her iki durum da buna işaret etmekte.
Bugün dünya üzerinde emperyalist kapitalizm yeni bir paylaşım savaşına tutuşmuş durumda. Enerji kaynaklarına çökebilmek amacıyla birçok ülke farklı emperyalist odakların saldırısı altında. Bazı ülkeler ise alt emperyalist rolüne soyunarak bu paylaşım savaşı içinde yer tutma gayretinde oldukları görülüyor. Suudi Arabistan ve Türkiye ise bu alt emperyalist rolüne soyunmaya çalışan ülkeler arasında öne çıkıyor.