DEDAŞ’ın bölgede provokasyon olarak nitelenen uygulamaları tepki çekerken, gözaltılarla halk bezdirilmeye çalışılıyor. Diğer yandan Xana Axpar’da çıkan yangında ölen 15 yurttaşın ölümünün DEDAŞ’tan kaynaklandığı yaptıkları açıklamayla netleşti
Yusuf Gürsucu / İstanbul
Yaz aylarıyla birlikte özellikle tarımsal sulama amaçlı elektrik talebi artarken, devletin su sorununu çözmek yerine çiftçiler ve halk DEDAŞ’a mahkum edilerek kaçak elektrik kullanılıyor iddiasıyla adeta terör estiriliyor. Şirnex dahil bölgedeki 6 ilde yaklaşık 2.2 milyon aboneye elektrik satan Dicle Elektrik AŞ (DEDAŞ) halkı kaçak elektrik kullanma iddiasıyla savcılıklara suç duyurusunda bulunurken, neden olduğu kaotik ortamlardan kaynaklı halk gözaltına alınıp tutuklanma tehdidiyle yüzyüze bırakılıyor. DEDAŞ ekipleri jandarma eşliğinde geldikleri köylerde izinsiz muhtarın dahi haberi olmadan adeta baskın yaparak ‘kaçak’ elektrik kullanılıyor iddiasıyla ortaya çıkan gerginlikler DEDAŞ eliyle havuz medya da ‘saldırıya uğruyoruz’ savıyla haberler yaptırıyor.
12 yıllık elektrik 1 yılda tüketilir mi?
Xana Axpar’da (Çınar) yatırım yapmamız engellendi iddiasında bulunarak Başalan Köyü’nde ‘kaçak’ elektrik kullanımının yüzde 98 olduğunu söylemesi dikkat çekmişti. Diyarbakır’ın Çınar ilçesine bağlı kırsal Başalan Mahallesinde kaçak elektrik kullanımının yüzde 98 olduğu kaydedildi. Mahallede elektrik şebeke yenileme çalışması da engellendi. Yüzde 98 kaçak elektrik kullanıyor iddiasını köyde tüketilen elektriğin normalde 12 yılda kullanılması gerektiğini ifade etmesi ise sorunun kendi hatlarındaki kayıptan kaynaklandığını açıkça ortaya koyuyordu. Bir köyün 12 yıllık elektriği 1 yılda kullanma iddiası imkansız bir iddia olarak DEDAŞ’ın bölgede farklı bir işlevinin olduğunu da gösterdi.
15 ölümün sorumluluk itirafı!
Köyde 11 milyonluk yatırım yapmak istediklerini ama köylünün bunu engellediği iddiası ise Xana Axpar’da çıkan yangının elektrik hatlarından kaynaklı olduğunun itirafıydı. Elektrik Müh. Odası (EMO) tarafından yangının enerji nakil hatlarının eski ve yetersiz olmasından kaynaklandığını tespit ederken, DEDAŞ bunu reddetmişti. Sadece bir köye 11 milyonluk yatırım ihtiyacının ortaya konması ölen 15 yurttaşın sorumluluğunun DEDAŞ’a ait olduğunun açık bir göstergesi oldu.
‘Bundan böyle’
Diğer yandan Riha’nın Karaköprü ilçesine bağlı Başören ve Şeyhzeliha köylerinde DEDAŞ’a göre yaklaşık 20 kişilik grubun DEDAŞ ekibine sözlü tacizlerde bulunduğu ve ardından taş, yumruk ve sopalarla saldırdıkları iddia edildi. DEDAŞ G. Müdürü Yaşar Arvas, “Hukuki alanda tüm gerekli adımlar atılacak” ifadeleri geçtiğimiz günlerde yine kendisi tarafından yapılan açıklamalarla paralellik gösterdi. Arvas yaptığı açıklamada, “Kamu hizmeti veren bir şirket olarak kaçak elektrik kullanan ve bunu yaparken elektrik şebekesine zarar verenler hakkında ‘bundan böyle’ ‘kamu malına zarar verme’ suçlamasıyla savcılıklara başvuracağız” sözleri dikkat çekti. Bugüne kadar DEDAŞ’ın sürdürdüğü hukuksuzluğa direnen halk saldırıya uğrayıp darbedilirken, gözaltına alınıp tutuklanırken, sanki böyle bir uygulama yokmuş gibi ‘bundan böyle’ ifadesiyle halkta korku yaratma peşine düştüğü izlenmekte.
Gerçek dışı beyanlar
Arvas 2024 yılında 202 suç duyurusunda bulunduklarını, bunların 108’inin soruşturma, 94’ünün ise dava sürecine taşındığını belirterek, “Ancak ne yazık ki bu davaların sadece 44 tanesinde cezalandırma kararı alınabildi. Bu rakamlar, maalesef caydırıcı cezaların uygulanmadığını ve adli süreçlerin yeterince etkili olmadığını gösteriyor” dedi. DEDAŞ G. Müdürü Arvas, bölgede 21 milyar lira alacağı olduğunu iddia ettiği binlerce çiftçiyi icraya verdiklerini söylerken bu tutarın Türkiye’de genelinde icra takibi yapılan tutarın 210 milyar olduğu ve bunun yüzde 10’nun bölgede kendileri tarafından uygulandığını açıkladı. Diğer yandan DEDAŞ ekiplerine ‘kalaşnikofla’ saldırı düzenlendiğini söylemesi ise yalan iddiaları farklı boyutlara vardırmaya çalıştığını ortaya koydu.
DEDAŞ hukuksuzluğun merkezi!
DEDAŞ’ın ‘kaçak elektrik’ kullanıyorlar iddiaları ile sürdürdüğü ‘terör’ en çok çiftçiler üzerinde uygulanıyor. Çiftçilere devasa büyüklükteki barajlardan su vermeyen iktidar kurumları çiftçiyi yeraltı suyuna mahkûm ediyor. Halka yolladığı yüksek meblağlı su kullanım ‘pusulalarıyla’ tahsilat peşine düşen DEDAŞ, diğer yandan çiftçilerin masrafını üstlendiği nakil hattından elektrik alanların, borcu olsa da olmasa da elektriğini toptan kesiyor. Bu da yetmiyor enerji bedelinin yazılı olduğu pusuladaki tutarı ödemediği gerekçesiyle köylülerin tarımsal desteklerinin tamamına el konulup DEDAŞ’a aktarılıyor. Mahkemelerin, çiftçilerin susuz bırakılamayacağı ve bu nedenle DEDAŞ’ın enerjiyi kesemeyeceği, tarım desteklerine el konulamayacağı yönünde verdiği kararlara karşın bu durum kesintisiz olarak yıllardır sürüyor.