Bir de, 100 kitaplık listenin en başındaki yazardan ve kitabından haberimin olmayışını fark edince, bende film iyice koptu (!) Listede birkaç eseri olan ve dahası birinci sırada çıkan kişi-yazar Elena Ferrante’yi tanımıyorum. Bu durumda, yapmam gereken şey, onu araştırıp tanımak…
Gerçi üzerinden birkaç hafta geçti ama sizlere üzerinden atlayamayacağımız bir haberden söz etmek istiyorum: Amerika’nın en önemli gazetelerinden New York Times’ın “Book Review” eki, pek çok kişi ve kurumun katılımıyla 21. yüzyılın en iyi 100 kitabını seçti.
Böylesi anketlerin bırakın sizin zevklerinize uygun çıkmasını, pek çok kişi için de nesnel bir sonuç vermesini beklememek gerek aslında. Ancak yine de bana bir fikir vermesi açısından 100 kitabın ismini teker teker ve yavaş yavaş okudum. Hani Amerikan toplumunun okuyup beğendikleriyle aramız ne kadar açık ya da iyice açılmış mı, diye merak ederek…
İlk izlenimim: Evet, Amerikalılarla aynı şeyleri okumuyoruz. Hemen ismini bildiğim yazar ve okuduğum kitapların ne kadar da az olduğunu gördüm. Şaşırdım mı, pek değil! Sonra bu listeyi Türkçede yayınlayan Oksijen gazetesinin bu haberi geliştirdiği haline bakınca biraz daha şaşırdım.
Aman tanrım! 100 kitaplık listenin neredeyse üçte ikisi Türkçeye çevrilip, ülkemizde yayınlanmış. Listeye biraz daha yoğunlaşınca, ülkemizde yayınlanan söz konusu kitapların çoğunun best-seller yani çok satan -kolay okunan- kitaplar olduğunu görünce sevineyim mi, üzüleyim mi bilemedim!
Bir de, 100 kitaplık listenin en başındaki yazarı ve kitabından haberim olmayışımı fark edince, bende film iyice koptu (!) Listede birkaç eseri olan ve dahası birinci sırada çıkan kişi-yazar Elena Ferrante’yi tanımıyorum. Bu durumda, yapmam gereken şey, onu araştırıp tanımak…
Elena Ferrante’yi araştırmaya başlayınca, şunu gördüm: Elena Ferrante’nin Napoli Romanları dörtlemesinin ilki olan “My Brilliant Friend”, Türkçede Eren Yücesan Cendey’in çevirisiyle, Everest Yayınları tarafından 2015 yılında “Benim Olağanüstü Akıllı Arkadaşım” adıyla yayımlanmış. (Kitap, 20 baskı yapmış bugünlere kadar.)
Uluslararası okurlarca olduğu kadar bizde de çok sevilen (ama nedense benim dikkatimi çekmeyen!) bu dörtlemenin bu başarısının paylarından biri de kuşkusuz -yazarının ardından- ülkemizde İtalyancadan yaptığı yetkin çevirilerle tanınan, usta çevirmen Eren Yücesan Cendey’e aitmiş.
Esrarengiz yazar kim?
Elena Ferrante, kimliği hakkında, “Bir Yazarın Yolculuğu” adlı kitabında pek çok ipucu veriyor. Yazarın kim olduğunun bilinmemesi büyük bir merak yaratıyor elbette ama okuduğumuz her kitabın yazarı hakkında çok fazla şey bilmeyebiliyoruz.
İtalyan yazarın, 1943 yılında Napoli’de doğduğu kesin bilgi. İtalya’da büyük ün kazanmasına rağmen, Ferrante’nin gerçek kimliği bilinmiyor ve yayıncısı basına yazar hakkında kısa bilgiler vermekle yetinmekte. Gerçi 2016 yılında kimliğinin ortaya çıktığı ve muhtemelen Anita Raja adında bir İtalyan çevirmen olduğu iddia edildi.
Bu arada, bir gazetecinin banka hesaplarına girerek yaptığı araştırmalar sonucunda kim olduğu hakkında bir bilgi var. Bir erkek, hatta yazar Domenico Starnone olduğu da söylendi ama kitaplarındaki satırları bir erkeğin yazmış olması ihtimali pek inandırıcı gelmiyor.
- Traven gibi
Bizim nesil, böylesi bir esrarengiz yazar olayına ilk kez B. Traven ismiyle romanlar kaleme alan bir yazarla karşılaşmıştı. B. Traven, kitaplarının asılları Almanca veya İngilizce basılmış olan, hakkında kesin olarak pek az bilginin bulunduğu yazarın takma ismiydi. Gerçek adı, milliyeti, doğum yeri ve tarihi bilinmese de bir süre Meksika’da yaşadığı kesin olarak bilinmekte. Nitekim en önemli eseri olarak kabul edilen 1927 tarihli romanı “Altın Hazineleri” Meksika’da geçmektedir.
- Traven’in eserlerinden bazıları şunlar: Altın Hazineleri, Altına Hücum, Araba, Dinamit, Gece Ziyaretçisi, Hükümet, İsyan, Kanlı Oyun, Kanlı Yürüyüş, Kasaba ve Köprü…
Son söz olarak, 20. yüzyılın başlarında romanları yayınlanan B. Traven’in gerçek kimliğini bulmak belki zor olmuştur; ancak 21. yüzyılda ulaştığımız teknolojik iletişim ve gözetim altında -belki akıllıca bir pazarlama tekniği olabilir ama- Ferrante’nin gerçek kimliğini bulamadığımız masalına inanmamız pek kolay değil!..