Dep Doğa ve Kütür Festivali’nde düzenlenen ‘Kültürel Soykırım’ panelinde, ‘Yaşamın her alanında kültüre ve dile sahip çıkmalıyız’ denildi
Xarpêt’in Dep (Karakoçan) ilçesinde düzenlenen 1’inci Dep Doğa ve Kültür Festivali’nin ikinci gününde, Belediye Konferans Salonu’nda yapılan “Kültürel Soykırım” paneli büyük ilgi gördü. Panelin moderatörlüğünü Musa Şanak üstlenirken, tiyatro oyuncusu Özcan Ateş ve DAD Eş Genel Başkanı Kadriye Doğan konuşmacı olarak katıldı.
Özcan Ateş: Kapitalist modernite ve kültürel kıyım
Özcan Ateş, “Kültürel Soykırım, Asimilasyon ve Göç” konulu konuşmasında, Kürtlerin yüz yıldır kültürel, siyasi ve fiziki olarak katliamlara maruz kaldığını belirtti. Ateş, kapitalist modernitenin anti-sosyalist karakteri ve zihniyetiyle birçok katliam gerçekleştirdiğini söyledi. “Kapitalist modernite, kültür kıyımı gerçekleştiriyor ve maddi ve manevi kültüre karşı barbarca saldırılar düzenliyor. Ulus devlet anlayışını kendisine maske olarak kullanıyor ve milliyetçi, erkek egemen zihniyetiyle ‘devlet’ olarak vücut buluyor” dedi.
Demokratik modernite ve kültürel direniş
Kapitalist modernitenin yok etme politikasına karşı Demokratik Modernite’nin kültürel direniş ve özgürlük mücadelesine öncülük ettiğini ifade eden Ateş, geçmişten bugüne Kürt kimliğine yönelik saldırılara karşı büyük bir direnişin ortaya çıktığını ve kültürel değerlerin korunması için çaba gösterildiğini vurguladı. “Son 20 yılda zorla Türkçe öğrenen çocuklar, bugün Kürtçe konuşamıyor. Bu yüzden yaşamın her alanında kültüre ve dile sahip çıkmalıyız” diye konuştu.
Kadriye Doğan: İnanç asimilasyonu ve soykırımlar
DAD Eş Genel Başkanı Kadriye Doğan, inanç asimilasyonu üzerine konuştu. Doğan, festivalin sadece bir kutlama değil, kendimizi inşa etme ve kimliğimize sahip çıkma fırsatı olduğunu belirtti. “Festivalde önce kendimizi inşa etmeli, inancımıza ve anadilimize sahip çıkmalıyız. Onurlu yaşamı elde ettikten sonra festivali coşarak kutlayabiliriz” dedi.
1921 Anayasası’nda Alevilere ve Kürtlere kendilerini ifade etme vaadi verildiğini ancak 1924 Anayasası ile vatandaşların “Türklük” ve “İslam” üzerinden tanımlandığını söyleyen Doğan, bu tanımlama dışındaki vatandaşların soykırım, katliam ve asimilasyon gibi sonuçlarla karşılaştığını ifade etti.
Alevilik ve Devlet Politikaları
Aleviliğin evrensellik ve eşit hak ideolojisine sahip olduğunu dile getiren Doğan, Alevilerin katliam ve yoğun asimilasyon politikalarına maruz kalmasının nedeninin bu ideolojiler olduğunu belirtti. Dêrsim ve Qoçgiri katliamlarına atıfta bulunan Doğan, Aleviler ve Kürtler üzerindeki devlet politikalarının tarihsel arka planını açıkladı. 1980 sonrası Aleviliği İslam içinde eritme projeleri ve 12 Eylül darbesinin yarattığı etkiler üzerinde durdu. “AKP-MHP iktidarı, 12 Eylül’ün yetiştirmeye çalıştığı kindar ve dindar neslin ürünüdür” dedi.
Panel, soru-cevap bölümüyle sona erdi.
XARPÊT