EŞİK, kadınların evli oldukları erkeklerin soyadını kullanmaya zorlanmasına karşı TİHEK ve Kamu Denetçiliği Kurumu’na başvurdu
Evlendikten sonra kadınların soyadlarını tek başına kullanmalarını engelleyen düzenlemenin 9. Yargı Paketi’nde yer alması birçok kesimden tepkilere neden olurken, düzenlemenin 1 Ekim’de başlayacak yeni yasama dönemine ertelendiği açıklandı.
Eşitlik için Kadın Platformu (EŞİK), kadınlara erkeğin soyadını kullanmasına dönük dayatmaya karşı Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu (TİHEK) ile Kamu Denetçiliği Kurumu’na başvuruda bulundu. EŞİK, yaptığı başvuruya dair yazılı açıklama yaptı. Açıklamada, “Bakanlık hareketsiz kalarak kadınlara karşı bu hukuksuz dayatmanın devam etmesine neden oluyor” ifadesi yer aldı.
Yeni bir yasa çıkartılmasının beklenmesine gerek yok
Açıklamanın devamında şu ifadelere yer verildi: “Oysa uygulamayı düzenlemek üzere, Anayasa’ya ve uluslararası sözleşmelere uygun basit bir genelge ile nüfus müdürlüklerinin nasıl işlem yapacağı belirlenebilir. Yeni bir yasa çıkartılmasının beklenmesine gerek yok. Çünkü yasal bir sınırlama yoksa, kural özgürlüktür. Kamu görevlileri iptal edilen madde hala yürürlükteymiş gibi davranmakta ısrar ettiği için, EŞİK gönüllüsü kadınlar, soyadı dayatmasını Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu’na (TİHEK) ve TBMM Kamu Denetçiliği Kurumu’na taşıdı.”
Anayasaya aykırı
Medeni Yasa’nın soyadı ile ilgili 187. Maddesinin iptal edilmesine rağmen aynen uygulanmaya devam ettiğinin belirtildiği açıklamada, “Olmayan bir yasa maddesini uygulamaya devam ederek kadınları eşlerinin soyadını kullanmaya zorlamak Anayasa’ya açıkça aykırıdır. Anayasa’nın 153. maddesi TİHEK’i ve Kamu Denetçiliği Kurumu’nu da bağlar. Bu nedenle kadınların yaşadığı insan hakları ihlalinin ve ayrımcılığın giderilmesi için bu kurumlar da işlem yapmalıdır” ifadeleri yer aldı.
Sorumlusu İçişleri Bakanı’dır
Evli kadınların ve yeni evlenen kadınların taleplerinin reddedildiğine yer verilen EŞİK’in açıklamasında şu ifadeler yer aldı: “Her red kararıyla Anayasa bir kez daha çiğneniyor. Ortada bir yasa yokken bu hukuksuzluğun ısrarla ve uygulamacılar eliyle sürdürülmesinin ana sorumlusu İçişleri Bakanı’dır. İçişleri Bakanı acilen hukuku uygulamalı ve görevini yapmalıdır.”
HABER MERKEZİ