OECD’in 2018 raporunu değerlendiren ekonomist Prof. Ahmet Şahinöz, Türkiye’de iç talebin tüm unsurlarının durma noktasında olduğunu belirtti. Şahinöz, hükümetin ekonomik krizi çeşitli yollarla seçime kadar erteleme arayışında olduğuna dikkat çekti.
Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü’nün (OECD) “2018 Ekonomik Görünüm Raporu”na göre, Türkiye ekonomisi için önümüzdeki yıl yüksek enflasyon ve ekonomik daralma öngörülüyor. Raporda öne çıkan tahminlere göre, Türkiye için büyüme oranı 2018 için 3,3, 2019 için yüzde -0,4 ve 2020 için ise yüzde 2,7 olarak belirlendi.
Rapora göre seneye enflasyon yüzde 19,7 olurken, işsizlik daha da artarak yüzde 12,7’ye yükselecek. Ekonomistlere göre en kötü gelişmeyse sabit sermaye yatırımlarında kendini gösteriyor. Önümüzdeki yıl için yatırımların yüzde -5,6 oranında azalacağı ve söz konusu azalmanın özel tüketim harcamalarında düşüşe sebep olacağı yönünde. Yine bir diğer tehlike ise, üretim artışının yavaşlayacağı ve işsizliğin daha da artacağı.
Mezopotamya Ajansı’ndan (MA) Selman Güzelyüz ‘e konuşan Başkent Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Şahinöz, OECD’in raporuna ilişkin “Küçülme devam edecek” dedi. Türkiye ekonomisinde küçülmenin devam edeceğini söyleyen Şahinöz, nedenini ise, iç talepteki unsurların daralmasında görüyor.
İç talepte büyük daralma
Şahinöz, ekonomide büyümenin lokomotifi olan iç talepte büyük daralmanın söz konusu olduğunu söyleyerek, “Bu daralmanın arkasında kredi olanaklarının daralması var. Yani; tüketici krediye ulaşamıyor. Çünkü faizler yüksek” ifadelerini kullandı. Yatırımcıların da yüzde 30 faiz oranlarıyla yatırım yapamadığını belirten Şahinöz, ”Dolayısıyla iç talebin iki unsuru olan hem yatırım harcamaları, hem de tüketim harcamalarında daralma söz konusu” dedi.
Yine iç talebin üçüncü unsuru olan bütçe harcamaların da büyük bir daralmanın hakim olduğunu vurugulayan Şahinöz, ”Çünkü yapılan harcamaların büyük bir kısmı 24 Haziran seçimlerinde kullanıldı. Şöyle ki, 2018 yılının ilk 6 ayında geçen senenin iki katı bir bütçe açığı verildi. Yani geçen sene bir yılda verilen bütçe açığının iki katı, bu yılın ilk 6 ayı içerisinde verildi. Yani iç talebin tüm unsurları durma noktasında” diye konuştu.
‘Kriz atlatılmadı, ertelendi’
Şahinöz, birçok iktisatçıdan gelen resesyon, stagflasyon uyarılarına rağmen hükümet kanadında ekonominin gidişatına dair yapılan olumlu açıklamalara da dikkat çekerek, “Bugün hem Kredi Garanti Fonu’nda verilen borçlar hem de bunun dışındaki borçlar yapılandırılarak kriz seçimlerden sonraya ertelendi” sözlerini kydetti.
‘Seçime kadar götürmek istiyorlar’
Şahinöz, sözlerine şöyle devam etti: ”Yine Katma Değer Vergileri ile Özel Tüketim Vergileri’nde yapılan düşüşler ile konutta, mobilyada, otomobilde ve beyaz eşyalarda bir talep artışı sağlandı; ancak bu artışlar yapay artışlar olduğu için, sadece ekonomiye oksijen verdiler denilebilir. Yani demek istediğim ekonomiyi özellikle de yerel seçimlere kadar bu şekilde krizi iyice görünür hale getirmeden, seçimlere kadar götürmek istiyorlar. Ama ekonomik kriz sokaklarda baya bir görünür olmuş durumda.”
‘Kriz devam edecek’
Ekonominin düze çıkartılması için ekonomiye yapılan yapay müdahaleler ile krizden çıkmanın mümkün olamayacağını dile getiren Şahinöz, şöyle devam etti: “Bu bütçede üretken yatırımlara, eğitime kaynak aktarılmadığı sürece, ekonomi kriz haliyle devam edecektir. Dışarıdan kaynak gelirse yani yağmur yağarsa buğday iyi olacak gibi bir beklentisi var iktidarın. Yağmur duasına çıkıyoruz. Dua ediyoruz ki FED faizleri arttırmasın, likitide bolluğu olsun ve dünya piyasalarında biz de onlardan borçlanmaya devam edelim. Alacağımız borçlar ile yatırımcıya kredi verelim ve ekonomi yeniden canlanmaya başlansın. Ama Türkiye’de yağmur yağma ihtimali az.”